Hasan HASTÜRER – TMT’yi ne kadar biliyoruz?

Başlıktaki, “ TMT’yi ne kadar biliyoruz?” sorusuna yanıtımı, yazının sonuna bırakmadan kendi adıma tek bir kelimeyle vereyim.
BİLMİYOURUZ.
Şunu herkes çok iyi bilsin.
Eksik bilgi, doğru bilgi değildir.
20 Temmuz Pazartesi, Kıbrıs Tv’deki programımda önce Mesut Günsev’le konuştum.
TSK’dan emekli bir binbaşıdır Mesut Günsev.
20 Temmuz Barış Harekatı’nı teknik yönleriyle anlatabilecek çok az isimden biri.
Çok da güzel anlattı.
Veli Hakkı Taşkıran, TMT’ye en küçük yaşta giren bir TMT mensubu.
Şimdi yetmişli yaşlarında ilerliyor.
O da 46 yıl önce Lefkoşa, Köşklüçiftlik’te yaşadıklarını doğal bir anlatım tarzıyla mükemmel anlattı.
Satır aralarında da mesajı yüksek bilgiler paylaştı.
Emekli Binbaşı Erden Özerden, 11 yıl Girne Dağlarının Şahinler Bölgesi’nde mücahit komutanlığı yaptı.
Onunla yaptığım konuşma da çarpıcı bir içerikteydi.
20 Temmuz 1974 akşamı, Rum Komando Birliği’nin saldırısında neredeyse göğüs göğüse savaşı yaşadılar. Şehitler verdiler.
Anlatırken çok duygusal olduğu çok net anlaşılırdı.
Erden Özerden’le konuşurken, şöyle bir tanımlama yapıp, görüşünü sordum:
“ TMT’nin çatısı altında Kıbrıslı Türklerin verdiği mücadele, Türk askeri gelmemiş olsaydı, orantısız güce sahip Rum askeri birlikleri karşısında kesin yenilgiye uğrayabilirdi. Bu tespitten sonra, “ Kıbrıs Türkü’nün geneldeki varlığı ve TMT’nin verdiği mücadele ve koruma altında tuttuğu yerler olmasaydı, Türkiye elde ettiği başarıyı nasıl elde edebilirdi?”, sorusunu sorsam ne dersiniz?”
Erden Özerden, birkaç saniye sustuktan sonra sorumun yerinde, doğru bir soru olduğunu söyledi.
Yaptıklarını, verdikleri yemine sadakatla yaptılar. Ancak hak ettikleri değeri görmemekten de buruk oldukları belli.
Türkiye ile Kıbrıs Türkünün, hesaplaşması düşünülmemeli.
Rum tarafında saldırgan tutum devam ederken, Türkiye olmasa, dayanma şansımız yoktu.
Bunun aksini kimse iddia edemez.
Ancak Kıbrıs Türk Halkının bir bütün olarak ve de TMT çatısı altında, çok temiz ideallerle görev yapıp, verdiği mücadeleyi yok sayacak yaklaşımlar toplumsal tarihimizin inkarıdır.
TMT çatısı altında yanlış işler yapılmıştır.
Ancak o yanlış işlerden yola çıkıp, “Faşist TMT” deyip kestirip atmak yanlıştır.
Rumların en solcuları bile EOKA B’yi faşist örgütlenme olarak niteleyip, infaz edip EOKA’yı sahiplenirken, bizde de TMT’yi çok iyi tanıyarak değerlendirmemizi gözden geçirebilir.
Kuzey Kıbrıs’ta sokağa çıkıp, “EOKA’nın kahramanları kimlerdir?” diye sorsanız, orta yaş ve yukarısında olanlar, çok rahat 3-5 EOKA’cı isim sayar.
TMT’nin kahramanlarını sorsanız, bir isim bile sayamazlar.
Bir TMT’ci de dün bana ulaşıp şunu söyledi: “ Bize madalya verme kararı aldılar. Madalya almak isteyenler Başbakanlığın bodrum katına gitmeliymiş. Ben bodrumda mı savaştım da, madalyamı bodrumda alayım?”
Duymayanlar varsa, duysun diye yazayım. TMT’ci geçmişi olan pek çok isim, 20 Temmuz’da hatırlanmadığı için bir kez daha kırıldı.