Tatar’a, arkadaşlarının “tuzağı” mı?…

Seçim yasaklarına kısa bir süre kala, “seçim” istihdamları yoğunluk kazandı yine.
Halkın Partisi’nin etkili olduğu KIB-TEK ve Vakıflarda, kestirmeden istihdamların önü alınmış gibi görünüyor.
Farklı bakanlıklarda istihdamların yapıldığı konuşuluyor.
Haklı veya haksız bazı isimler de “günah keçisi” gibi öne çıkarılıyor.
UBP’nin önde gelen bazı isimleri, UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar’ı tüm olumsuzlukların adresi gösterip, sosyal medya üzerinden saldırıyor.
***
Yüzüne söylediğim için burada yazmakta bir sakınca görmüyorum.
İyi niyetinden hiçbir zaman kuşku duymadığım Ersin Tatar’a, rahmetli İrsen Küçük’e yapılan komplolar benzeri komplolar kuruluyor.
Komplolar, İrsen Küçük’ü parti genel başkanıyken, seçim kaybeden olarak tarihe geçirdi.
***
İktidar avantajıyla, istihdam her zaman yapıldı mı?
Yapıldı.
Ancak özellikle seçim öncesi yapılan istihdamların bedenli hep ağır olmuştur.
Neden?
Nedeni gayet basit.
İstihdam edilen her bir kişiye karşılık, en az 25 kişi aile ve sevenleriyle birlikte, kırgın saflarına itilmiştir.
***
Ersin Tatar, istihdam baskıları gündeme geldiği zaman keşke UBP’nin var oluşunda çok özel yere sahip 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun fikrini sorsaydı.
Derviş Eroğlu ile bu konuyu konuşmadım, ancak, “Yapmayın, götürüsü getirisinden çok fazladır” diyeceğine inanırım.
Bu inancım, kaynaksız mı?
Değil.
Yıllar evvel UBP’yi iyi bilen bir arkadaştan dinlemiştim.
İrsen Küçük’e, açık bir şekilde, “ Seçim öncesi istihdam yapmayın. Zarar göreceksiniz” demiş.
***
Partizanca istihdam algısının en kötü yanlarından bir de, hakkıyla istihdam edilenlerin, hak etmeden, haksız yere istihdam edilenlerle aynı kefeye konulmasıdır.
Soyadına bakarak, nitelikli gençlerin istihdamına, torpil kılıfı giydirilmesi de tek kelimeyle yanlıştır.
***
Ersin Tatar, UBP Genel Başkanı ve ardından Başbakan olurken, en yalın tanımlamayla, “ Yeni köyde, eski adetleri yok etmesi” bekleniyordu.
Bunları başarması toplumun çok geniş kesimlerinin beklentisiydi.
Rahat bırakıldı mı?
Bırakılmadı.
Kimse bana, “Yoktur öyle bir şey” demesin.
İnandırıcı olamazlar.
***
Bu süreç yaşanacak.
Eğer, önümüzdeki hedef Cumhurbaşkanlığı seçimiyse, alınan kararların, atılan adımların, getirisinin ya da götürüsünün ne olduğunu kesin olarak sandık sonuçları söyleyecek.
Nasıl ki ADALETİN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ, SANDIKTAN ÇIKACAK SONUÇLARIN DA ACITMADAN KABUL EDİLMESİ GEREKİR.
Herkes bir kenara not etsin, her seçim, en yakından başlayarak dostlukların, arkadaşlıkların, yoldaşlıkların sınanması için çok önemli bir fırsattır.