Kıbrıs

Ya uluslararası hukuk ya ganimet düzeni..

Bir Maraş konusudur gider.

Birileri üzerine vazife edinmiş bunu.

Altı boş bir özgüvenle Maraş’ın Türk yönetiminde açılacağı görüşü sürekli gündeme getiriliyor.

Bunun ne götürüp ne getireceği ise bilinmiyor.

Kaldı ki her şeyden önce bunun hayata geçirilmesi için BM’nin gösterceği olumlu ya da olumsuz yaklaşım Maraş’ın açılması noktasında tek başına bir etken olmayacak.

Bunun için Rum tarafı ile de bir mutabakat sağlamak da gerekecek. Dolayısıyla 

Rum tarafının olur vermediği hiç bir formüle BMGK onay vermez. Tabiatıyla BMGK’nin onay vermediği bir konu da uluslararası hukuka uygun açılamaz..

Peki bu ne demek?

Şu demek aslında Maraş uluslararası hukukun meşru kılmadığı bir oldu bitti ile açılırsa buraya gelen yatırım sadece kumarhane özelinde olur ki bu da topluma bir fayda sağlamaz, tıpkı şimdi olduğu gibi. 

Hoş Türkiye yetkilileri ve Kuzey Kıbrıs otoritesine bakılırsa Maraş için öngörülen açılım uluslararası hukukun meşru kabul edebileceği bir açılıma yönelik değil. Yani bu durumda Türkiye ve Kuzey Kıbrıs tek yanlı olarak Maraş’ı açmayı planladıkları anlaşılıyor. Bu açılımın bu şartlarda uluslararası camiadan destek bulamayacağı da çok açık olduğuna göre sürecin KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın öngördüğü gibi yasal sahiplerine iadesi şeklinde değil de KKTC Başbakanı ve Türkiye’nin yetkililerinin planladığı Maraş’ın Türk sermayesine yönelik açılımı söz konusu olacak..

Bu 1960 Anayasası özelinde Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale ettiği meşru zemini yerle bir edip yıkacak. Maraş açılımından sonra zaten uzun bir süredir Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığı sorgulanırken, bu Maraş açılımı ile iyice ayyuka çıkıp uluslararası hukuk dahil birçok platformda gündeme gelecek..

Ki bu da ne Türkiye için ne de Kıbrıs için yararlı bir süreç olmayacak.

Dolayısıyla Maraş’ın açılması 40 yılın sonunda olumlu bir yaklaşımdır. Fakat bunu doğru yapmak ve meşruluğunu yitirmeden hayata geçirmek gerekir. Maraş açılımı ile doğru orantılı bir ekonomik hareketliliğin beklendiği de sır değildir elbette.Yıllardır atıl duran bir bölgenin Kıbrıs’ın aktif yaşamına dahil edilmesi kadar olağan bir şey de olamaz. Lakin bunu her şeyden önce uluslararası hukuk içinde kalarak ve buna özen göstererek yapılması gerekir..

Bunun aksi Maraş yine açılır, uluslararası hukuk bunu meşru saymaz. 1974 sonrası oluşan durum yine tekrarlanır. Fakat bu kez bunu hiçbir dayanakla Dünyaya anlatamayız.

Adı işgal olur.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu