Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yle ilgili oturumunda yaptığı konuşmada üyelere, konunun idaresi ne kadar zor olsa da diyalog için bir yol bulmaya çalışacağını belirten Borrell, “başka bir şeyin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunmasında müzakerelerin başlaması beklentilerini baltalayacağı” uyarısında bulundu; Avrupa Birliği’nin Yunanistan ve Kıbrıs’la tam bir dayanışma içinde olduğunu bildirdi.
Yüksek Temsilci Borrell şu sözleri kaydetti:
“Maalesef, yaz boyunca gerginlik artmaya devam etti. Son birkaç ayı, yaz tatilim dâhil, gerilimi hafifletme çabalarıyla geçirdim. Ancak daha fazla çaba gerektiği açıktır. Türkiye’nin Yunanistan’ın kıta sahanlığında sismik araştırmaya devam etmemesi doğru yönde bir adımdır. Ümit edelim bu diyalog yönünde daha fazla adım attırır.
AB-Türkiye ilişkileri, Gymnich toplantısında, 14 Ağustos’taki AB Dışişleri Bakanları olağanüstü bakanlar toplantısında ön plandaydı ve biz gelecek hafta Dışişleri Konseyi’nde devam edeceğiz ve daha sonra eylül ayı sonunda konu Avrupa Konseyi gündeminde olacak.
Son gelişmeler Doğu Akdeniz’deki durum bizim acil ve birlikte hareket etmemizi gerektiriyor. Türkiye’nin tehdit edici davranış ve açıklamaları kabul edilemez. Türkiye tek taraflı davranışlardan kaçınmalıdır. Diyaloğun ilerleyebilmesi için bu temel unsurdur. Bizim görüşümüz çok açıktır. Avrupa Birliği’nin çıkarlarını korumaya, Yunanistan ve Kıbrıs’la tam dayanışma içinde olmaya kararlıyız. İstikrar ve kalıcı çözümlere yönelik tek yol olan diyaloğun ve müzakerelerin başlaması için gerginliğin hemen azaltılması gerekmektedir.
Yüksek Temsilci olarak Türkiye’nin davranışlarına karşı zor olsa da Türkiye’yle bir diyalog için olanak yaratmaya yönelik çabalarıma devam edeceğim.
AB Dışişleri Bakanları, Türkiye’yle ilerleme sağlanmaması karşısında olası sonuçlarda açıktırlar. Avrupa Konseyi bunları bir araya geldiklerinde en son gelişmeler ışığına düşünecektir.
Dolayısıyla ben, karşılığında bugünkü krizin sorunlarına kalıcı çözüm arayışlarına izin verecek, gerginliği azaltmak için Türk liderliğiyle çalışmak için gerekli ortamı acilen yaratma çabalarında sizin desteğini umuyorum. Başka türlüsü ise Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm için müzakerelerin balaması umutlarını baltalayacaktır.
“Kıbrıs Türk toplumunun seçimden sonraki dönemde, Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşmelerin başlaması konusunu BM Genel Sekreteri’yle görüştüm.
AB ve ben, Yüksek Temsilci olarak AB müktesebatı ve AB kuruluş ilkeleri çizgisinde, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyumlu, BM gözetiminde kapsamlı bir çözüm elde etme çabalarını desteklemek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”
Türkiye’deki yerel gelişmeler konusunda da, hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerde geriye kaymalar derin endişe yaratmaya devam etmektedir. Türkiye’nin hukukta tarafsızlık ve bağımsızlığın güçlenmesinde etkili tedbirler alınacağı sözünün tutulduğunu hala göremiyoruz.
Türkiye’nin AB değerleri ve reformlarından ciddi biçimde uzaklaşması, çeşitli üye ülkelerle gergin ilişkiler Konsey’i 2018’de üyelik müzakerelerinin ‘askıya alınması’na ve Gümrük Birliği’nin modernize etmeyle ilgili çalışmanın durdurulmasına karar vermiştir.
Doğu Akdeniz’deki ciddi gelişmeler ve geçen sonbahardan beri bölgede Türk dış politikası faaliyetleriyle durum daha da endişe verici ve karmaşık olmuştur. AB-Türkiye ilişkilerinde birçok yönden bir dönüm noktasına geldik.
Çözümlerin artan bir cepheleşme ilişkisinden gelmediği açıktır. Türkiye Avrupa Birliği için önemli bir komşudur ve birçok alanda (örneğin göçte) ana ortaktır. Birlik üyeliği için aday bir ülkedir ve nüfusunun büyük çoğunluğu bizim değerlerimizi kucaklamakta ve AB’ni bir toplumsal model olarak görmektedir. Ancak Türkiye’deki gelişmeler ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ve ötesi, gelecekte ilişkilerimizin nasıl gelişeceği sorusunu ortaya çıkarmaktadır.
Ortak çıkarlara saygılı, değerler temelinde bir ortaklık ortak gündeminde yer alacak sağlam bir ilişki gerekmektedir. Bu bizim için tam ilişkide kapsamlı bir yola bakmamızı gerektirir.”
Almanya Avrupa İşleri Bakanı Michael Roth da yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz’deki durumun özellikle kırılgan olduğunu, göçten dolayı sorunların hala olduğunu, Türkiye’nin bölgede sorumluluklarını yerine getirmediğini belirtti.