Önemli bir ikilem yaşanıyor, yaşatılıyor.
Bu ikilem toplumu ikiye böldü, görüş ayrılıkları yarattı.
Ne yazık ki, salgın konusunda mart ayına döndük, dünyanın tartıştığı, bitirdiği, bir noktaya getirdiği konular, biz de yeni başlıyor.
Öncelik sağlık mı, ekonomi mi?
Hala daha bunu tartışıyoruz.
Koronavirüs ilk ortaya çıktığında, toplumsal bir dayanışma yaşandı.
Bu süreci fırsata çevirenler de elbette oldu.
Ancak önemli bir dayanışma yaşandı.
Sonrasında alınan kararlar ve açılım hamleleri, çalışanlar, iş yerleri ve sektörlere sağlanan yardımlar, eşitlik ve öncelik gözetilmediği için yapboz oldu.
Belki aynı tekrarları yapıyoruz, belki artık bir faydası da yok.
Fakat toplumu sağlık mı, ekonomi mi, tercihine getirmek çok yanlış.
Şu bir gerçek ve bizzat uzmanlar tarafından ortaya konuyor;
Salgını, sağlığı iyi yöneten ülkeler, ekonomide de iyi durumda.
Hem sağlığı, hem de ekonomiyi paralel olarak yönetmiş ve gerçek başarıyı sağlamış.
Salgını, sağlığı iyi yöneten ülkeler, ekonomiyi de iyi yönetmiş.
Bu bilimsel bir araştırma ile kanıtlanmış.
Elbette ekonomisi iyi olan ülkelerin, sağlığı ve salgını iyi yönetmesi doğal.
Ancak, bu noktada kurulacak denge de önemlidir.
Ve mesele dengenin kurulamamasıdır.
Bu denge kurulamadığı için her iki konuda sıkıntılı.
Bu iki konu tercih edilecek, arasında seçim yapılacak, öncelik olarak kabul edilecek bir konu değil.
Her iki konu da hem ülke, hem de toplum için önceliklidir.
Tüm bunlar yanında, daha cılız kalan bir konu var.
Eğitimde bir nesil ciddi şekilde kaybediyor.
Mart ayından bu yana eğitim kesintiye uğradı.
Yüz yüze eğitim dışında, denen yöntemler ya beklenen başarıyı sağlamadı, ya da hiç yapılamadı.
Online eğitim için yetersiz altyapı, internet sıkıntısı, gerekli malzemeye her ailenin, her çocuğun aynı şartlarda ulaşamaması, ciddi bir sorun olarak ortada duruyor.
Bilgisayar alımında KDV’nin sıfırlanması, bu sorunlara çözüm değildir.
Şu bir gerçek, yüz yüze eğitimin yerini hiçbir alternatif alamaz.
Kullanılmayan okul, derslik, öğrencinin az olduğu, daha kırsal bölge okullarında, yüz yüze eğitim yapılamaz mı?
Seyreltilmiş eğitimde, günün tamamı veya hafta sonu da bir süreliğine programa dahil edilemez mi?
Doğal olarak, sağlık ve ekonomiye odaklanan bir endişe var.
Ancak çok açık ve net bir nesil eğitim adına kaybediyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un konuyla ilgili bir açıklaması var.
“Hepimiz çocukların okula geri dönmesini istiyoruz. Okullar toplumun bir parçasıdır. Bir toplumda, Covid-19 bulaşma riskini azaltmak için alınan önlemler, okullardaki riski de azaltacaktır.
Bazı ülkelerde okullar yeniden açıldı, bazılarında ise halen kapalı. Ülkeleri her durumda desteklemek için, UNESCO, UNICEF ve DSÖ, Covid-19 bağlamında halk sağlığı önlemlerine ilişkin bir kılavuz yayımladı.
Çocuklar, gençler ve bir bütün olarak toplumlar üzerindeki yıkıcı sonuçları göz önüne alındığında, okulları kapatma kararı son çare olmalıdır. Okulların kapanması durumunda uzaktan eğitim yoluyla eğitimin devamlılığı sağlanmalıdır”.
Telafisi zor kayıplar yaşanıyor, genel olarak öğrenmekten çok ezberciliğin, şekilciliğin, taklitçiliğin egemen olduğu bir sistem.
Dünyadan, kendi ülkesinden bir haber, bireysel gelişimden çok, yarışçılıkla, karşılaştırmalarla, hedefsiz, insanlar yaratan, günden güne tıkanan bir eğitim sistemi.
Bir çözüm illaki var, olmalıdır, denenmelidir.