İşin gerçeği bu..

50 yılda geldiğimiz nokta tam bir çürümüşlük halinin tezahürüdür..

Yolsuzlukla anılan kurum ve makamların

sıralamasında başbakan ve bakanların yanı sıra ülkenin temelini oluşturan kurumların ilk sırada yer alması hepimizin hicap duyması gereken bir konudur.

Rüşvet almış başını gidiyor. Yolsuzluk baştan sona ülkenin her yanını sardı.yapılan sahtekarlıklara, yolsuzluklara  ülkeyi yöneten iktidarlar tarafından meşruiyet kazandırılıyor.

Böylesi içinde etik ve ahlaki değerleri yönetim anlayışında barındırmayan siyasi bir iktidarla karşı karşıyayız. Yolsuzlukların üstünü örtmenin ve bu suçlara bulaşanların neredeyse ödüllendirildiği bir süreç yaşıyoruz,haliyle “Yolsuzluk Algısı” başlığında yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuçlar şaşırtıcı değil.

Türkiye’yi yöneten iktidarın etkin tahakkümü altında olan ülke yönetiminde bataklığa saplanmış bir ülke var.Dolayısıyla Türkiye’yi yönetenlerin Kuzey Kıbrıs’ta  sırf onlara biat ettiği için itibar ettiği kişilerin  profiline dahi bakmadan iktidar olmaları için yol açtığı siyasilerin bugüne kadar dürüstlük,ahlaki ve etik değerlere dair ortaya koyabilecekleri bir tek referanslarının olmaması hatta bu kişilerin yolsuzluk ve rüşvet ile anılması

Türkiye’yi yönetenler  için de çok büyük bir handikaptır. Dolayısıyla bu anlayışın artık terk edilmesi gerekiyor.Kuzey Kıbrıs’ta dürüst, ülkesini gerçekten seven, halkına değer veren,ahlaki ve etik değerlere önem veren yolsuzluklara geçit vermeyecek ehli donanımlı ve alanında uzman kişilerin sayısı az değil.

Dolayısıyla bu çürümüşlüğün ve kokuşmuş düzenin oluşmasına zemin hazırlayan  Türkiye iktidarlarının buna artık bir son vermesi gerekiyor..