Hasan Hastürer

Anılarda yolculuk… Karpaz’a kulak verince…

24 Nisan 2004’teki Annan  Planı referandumundan beş  gün önce 19 Nisan Pazartesi , Karpaz bölgesinde halkla konuşmuştum. O zaman Radikal’de olan Erdal Güven’le gezmiştim. Ertesi gün, gözlemlerimi “Karpaz’a kulak verin” başlığıyla yazmıştım KIBRIS Gazetesinde… İşte o yazım:

***

“ Kıbrıs haritasının kuzeydoğuya doğru bir parmak gibi uzanan Karpaz bölgesi var ya, dün ( 19 Nisan 2004) Radikal’den Erdl Güven arkadaşımla oradaydık.

Sabah saat 09.30’dan 16.15’e kadar Y. Erenköy, Dipkarpaz ve Sipahi’den insanlarla konuştuk. Aslında konuşmadık. Sorumuzu sorduk, geri çekilip dinledik.

 

Kırk yıl Denktaş’ı dinledik

 

Yenierenköy’e girerken bir bakkalın önünde duruyoruz. Sahibi güneyden, Erenköy’den gelmiş.

Referandumla ilgili görüşünü soruyoruz. Sigarasından derin bir nefes çektikten sonra yavaş yavaş konuştu:

“Kolay bir karar değil. Otuz senedir buradayız. Şimdi kalk yeni bir yere git. Dikeceğin fidan ne zaman meyve verecek? Ama neticede bir karar vereceğiz. Kırk senedir Denktaş’ı dinledik. Şimdi Türkiye, Denktaş’tan farklı söylüyor. Asker de yana çekildi. Benim için Türkiye ne derse o önemlidir.”

Evete yakın olduğu ve sonuna kadar Türkiye’nin işaretine bakacağı çok kolay anlaşılıyor.

 

Arazi tutanlar farklı, ötekiler farklı

 

Yol üstünde Erdoğan Özbalıkçı’nın terasında kahvaltı molası veriyoruz. Deniz harika. Bizim dışımızda bir de yabancı yaşlı çift. O kadar.

Çözüm sonrası Kuzey Kıbrıs’ın turizm pastasının ne kadar çok büyüyeceğini düşünüyorum.

Dipkarpaz’a doğru gidiyoruz. Papatyalar yavaş yavaş o coşkulu sarılıklarını yitirir gibi olsalar da yine de doğanın en canlı renkleri onlardan.

Dipkarpaz’da kahvehanenin dışına oturduk. Bir anda çevremiz köylülerle sarıldı.

Köylüler konuşmak istiyor.

Dinliyoruz.

Yaşlı bir köylü Adana yöresinden gelmiş. Koşulları Türkiye’dekilerle kıyaslayıp, “Ben halimden memnunum. Oradakiler zar zor geçinirken, ben elimi cebime soktum mu elim para doluyor” diyor.

Köylülerin 500 dönüm arazi ektiğini söyleyen  bir başkası da, ısrarla HAYIR denilmesini savunuyor.

Gençler ve çok sayıda çocuğu olanlar EVET yanlısı.

Statükodan yararlanan küçük bir grubun karşısında önemli bir kesim EVET’ten yana.

Rum kahvehanesine geçmek için kalkınca yanımıza gelip ısrarla vurguluyorlar: “Bu köyden kesinlikle EVET fazla çıkacaktır.”

 

Rumlardan farklı sesler

 

Dipkarpaz’a yıllardır gidiyorum. Orada yaşayan Rumlarla da sohbetler ederim.

İlk kez bu defa çok açık şikayetler dinledim.

Türk idaresinde yaşamak istemeyenler güvenlik kaygınlarını dile getirip şunları söylüyor:

“Yıllardır sesimizi çıkarmasak da ciddi güvenlik sorunları yaşadık. Hâlâ da zaman zaman yaşıyoruz. Türk idaresinde güvenlik sorunumuz çözülmeyeceği için oyumu kullanabilirsem HAYIR diyeceğim.”

Başka Rumlar için güvenlik o boyutta sorun değil. Karpaz Rumları, Vasiliou ve Klerides’e karşı öfkeli. Onlara göre Vasilou ile Klerides, Güzelyurt’u Karpaz’a tercih etti.

Rumlarla sohbeti tamamlayıp ayrılmak üzereyken yaşlı Rum kadını arabanın camından başını içeri uzatıp çok çarpıcı şu sözleri söyledi:

“Kıbrıs bir küçük delik. Bizi zor sığar. Dünya buraya gelmek isterse biz nereye gideceğiz? Yok olacağız.”

 

Şimdi durum farklı

 

Sipahi’de çok farklı bir sohbet oldu.

Önce bir Rum’un evine konuk olduk. Sipahi’deki Rumların şikayeti Karpaz’dakilere göre yok denecek kadar az. Oy kullanma koşulları olsa EVET demeye hazırlanıyorlar.

Ancak görüyorum ki, her koşul altında evde mutlaka birini bırakarak bir yerlere gitme alışkanlıklarından kurtulamamışlar.

Türklerin kahvesine gidiyoruz. Önce HAYIR’cılar konuşuyor. Oradaki izlenim HAYIR’ın Sipahi’de daha çok çıkacağı. Köylülere Rumlarla bunca birlikte yaşadıklarını anımsatınca, yanıt ilginç: “Bugüne kadar biz çoğunluktaydık. Köydekiler de yaşlılardı. Bizdik egemen olan. Şimdi durum farklı olacak.”

Bu arada söze giren bir başka köylü kandırıldıklarını, koçanların filan hep sahte olduğunu söyleyip, “Evet deyip, her şeyin açığa çıkmasını istiyoruz” dedi.

Bu arada çok açık ortaya çıkıyor ki alternatif konut olayı kesinlikle anlatıldığı zaman büyük çoğunluk EVET diyecek.” (20 Nisan 2004 – KIBRIS )

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu