KıbrısManşet

Yerel seçimler, sadece yerel seçim olmayacak…

KIBRIS GAZETESİNİN BUGÜNKÜ BAŞYAZISI:

Kıbrıs sorunu, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta en bilgiye, en çok konuşulan konulardan biridir.

Siyaset dünyasında Kıbrıs sorununu derinliğine bilenlerin  sayısı tahminlerin çok gerisindedir.

Bilgi yoksunluğu nedeniyle sağlıklı ve de nitelikli siyaset üretmek mümkün değildir.

***

Türk Devletleri Teşkilatı,  Semerkant’daki zirvede KKTC’nin gözlemci üyeliğini kabul etti.

Gözlemci üyeliği büyük sevinçle karşıladık.

Türk Devletlerinin var ettiği bir teşkilata neden tam üye olamadığımızı sorgulamaya yönelmedik bile.

Halbuki tam üyelik, KKTC’nin öteki Türk devletleri gibi olduğunun  kabul ve ilanı olacaktı.

Gözlemci üyeliği bir ileri adım ya da kazanım olarak görmekle birlikte, yeterli bulmadığımızı ifade etmekte yarar görüyoruz.

***

Kıbrıs sorununda, gelecek yılın yaz ya da son baharına kadar, önemli bir gelişme beklemek gerçekçi olmaz.

2023’ün ilk yarısında Güney Kıbrıs ve Türkiye’de seçim.

Önce Şubat’ta Güney Kıbrıs, sonrasında Haziran ayında Türkiye’de seçim.

Güney Kıbrıs’ta aklı başında siyasetçiler, çözümsüzlüğün, bölünmeyi kalıcılaştıracağını biliyor.

Çözümsüzlük eşittir, kalıcı bölünme.

Bölünme yani TAKSİM’i bir zamanların YA TAKSİM, YA ÖLÜM sloganı atanların zaferi olarak görenler az değil.

Bunu görenler, çıkış yolu arıyor.

***

Bir soru sorarak yazımızı sürdürelim.

Kıbrıs’ta çözüme, hangi tarafın daha çok gereksinimi var?

Bu soruya yanıt ararken, çözümsüzlüğün hangi tarafı daha olumsuz etkilediğine bakarsak daha sağlıklı daha kolay yanıt buluruz.

Çözümsüzlük Kıbrıs Türk tarafını olumsuz yönde etkiliyor. Bunu  aksini zaten söyleyen yok.

Pardon, aksini söyleyen bir grup Kuzey Kıbrıs’ta vardır.

Bu grup, statükonun nimetlerinden yararlanarak, servet sahibi olanlardır.

Çözüm demek, uluslararası hukuk alanına girmek demektir. Uluslararası hukuk alanına girmekten, bunları ödleri patlar.

Çözümsüzlük manasına gelen görüş ortaya koyanlar, statükoyu ve paralelinde, kayıt dışı ekonominin patronlarının, babalarının çıkarlarını savunur.

Bu bir, bir daha iki eder kadar açıktır.

***

Kıbrıslı Türkler, 21 Aralık 1963’ten beri bu adada mağdurdur.

Bir siyaset, Kıbrıslı Türklerin mağduriyetini ortadan kaldırabildiği oranda değerlidir.

“Bu işler kolay değil” diyerek kimse, somut gelişmeler, somut kazanımlar, somut ilerlemeler yerine, lafları halkımıza satmaya çalışmasın.

Sorumlu konumda olanlar, pırıl pırıl gençlerimizin, yüksel tahsil için ülkeden ayrılırken, dönmemek üzere ayrıldığını görmüyor mu?

Çorap söküğü gibi arkası geliyor.

Gençlerimiz öfkeli duygularla bu toprakları terk ediyor.

***

Çok kritik bir dönemden geçerken, ülkeyi yönetenlerin gailesi hep kendilerine yönelik.

Kendilerini düşünmekten, ülkeyi, KKTC’yi,  Kıbrıs Türk Halkını düşünmeye vakit bulamıyorlar.

Bu şartlar altında yerel seçimlere gidiyoruz.

Şimdiden yazalım… YEREL SEÇİMLER, SADECE YEREL SEÇİM OLMAYACAK.

***

Herkese mutlu bir hafta sonu diliyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu