Hasan HasturerManşet

Tarihi bir hatanın yıldönümü…

Bu gün 7 Aralık 2022.

7 Aralık 1974’ün üzerinde tam 48 yıl geçmiş.

7 Aralık 1974, Yunan Cuntası ve EOKA B’nin darbe girişimi sonrası devrilen, dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un adaya döndüğü tarih.

15 Temmuz 1974’te hayatını mucizevi bir şekilde kurtarıp Baf’a kaçan Makarios, oradan da İngilizlerin yardımıyla adayı terk etmişti.

Türkiye’nin Barış Harekatı ismi verilen askeri müdahalesi, Yunanistan’da Cuntanın , adada  da darbecilerin sonunu getirmişti.

***

Rahmetli Rauf Denktaş’a aynen şunları söylediğimi dün gibi anımsarım: “ Türkiye, yasal hakkını kullanarak adaya askeri müdahale yaparken, adada meşru bir yönetim yoktu.

Meşru yönetimin simgesel ismi Cumhurbaşkanı Makarios devrilmişti. Makarios’un çözüm yanlısı olmadığı bir gerçek.

Makarios’un adaya gelişini kabul etmek, sıcağı sıcağına bir çözümün önünü tıkamak değil miydi?”

Rauf  Denktaş’ın söylediklerini de unutmadım.

“ Makarios’un adaya dönüşüne onay  verilmesi yanlıştı. Batılılar, Makarios’u, kendi tanımlamalarıyla avuçlarının içinde sıcak patates gibi görüp, adaya dönüşüne Türkiye’nin onay vermesini istiyordu. Ben Makarios’un dönüşüne izin verilmesinin yanlış olacağını Ankara’ya çok açık olarak söyledim. Ancak Ankara, beni dinlemeyip Makarios’un adaya dönmesine onay verdi.”

***

Makarios, adaya dönerken önce Yunanistan’da büyük bir kalabalığa hitap edip, Cuntacıları suçlayıp, Kıbrıs’taki durumu kendileri açısından da trajedi olarak nitelemişti.

Kıbrıs’a geldiği zaman da darbe sırasında zarar görev Başpiskoposluğun balkonundan on binlere hitap etti.

O konuşmasında da oluşan iki bölgeli yapının sürdürülebilir olmadığın gayet net olarak söyledi.

***

Adaya ayak bastığı ilk günlerde yabancı bir gazeteciye verdiği demeçte söylediği şu sözler, Makarios’un kırmızı çizgisi gibiydi:

“  Bir ülkede nüfusun % 18’i eşit hak talep ederken % 82’nin haklarını manipüle etmez. Kıbrıs’taki Türk Azınlığı, sadece eşit haklara sahip olmak için değil, tüm adanın kaderini de silah zoruyla belirlemeye çalışıyor.”

***

Bu satırların yazarı olarak her zaman barış ve çözümden yana tavır koydum. Geçmişte, hangi kritik dönemde nasıl tavır koymuşsam benzer koşullarda ikilemsiz yine benzer tavrı ortaya koyarım.

Bugüne kadar kendi liderliğimizi, hep, korkusuzca eleştirdik. Ancak Rum toplumunda, Kıbrıs’ın kaderini olumsuz etkileyen kararlar alan liderler, bizdeki kadar eleştirilmedi.

Makarios, neredeyse hiç eleştirilmedi.

***

1974’te Türkiye’nin adadaki askeri operasyonu sırasında askeri hedefleri vardı.

Ancak Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik bir model, bir hedef yoktu.

Eğer olmuş olsaydı, adada meşru yönetim boşluğunda çözüm yönünde baskı yapılabilirdi.

***

Makarios’un dönüşüne onay verilmesini neden yanlış olarak niteliyorum? Yazımın ruhunda bu var. Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal yapısını en baştan hazmetmemişti.

21 Aralık 1963’te Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılar, aslında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal kimliğine karşı darbeydi. Ve o darbenin lideri de, darbe yapılan cumhuriyetin Cumhurbaşkanı Makarios’tu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu