Hasan Hasturer

Hade, hayırlısı olsun…

 

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Ankara’da Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi’ne gözlemci statüde katılıp, konuşma yapmasını, KKTC’nin uluslararası ilişikleri bakımından önemli buluyorum.

Ancak hemen belirteyim, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’ne katılmak, amaç olamaz. Amaca giden yolda araçlardan biri olur.

***

Bu satırların yazarı olarak, “Bu işler, yavaş yavaş olur” yaklaşımına, kolay destek verenlerden değilim.

Bırakın KKTC’yi 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) kurulduğu zamandan başlayarak, tanınmaysa, tanınma, uluslararası ilişiklerde kesintisiz bir çaba olmalıydı.

Bir anımsatma, 25 Eylül – 5 Ekim 1980 tarihleri arasında İzmir’de İslam Ülkeleri Spor Oyunları düzenlenmişti.  

Düzenlenen, bir anlamda İslam Ülkeleri Olimpiyatlarıydı.

Şimdi KKTC olarak katılamadığımız İslam Ülkelerinin Spor buluşmasına o zaman KTFD olarak Pakistan, Cezayir, Bangladeş, Fas ve Bahreyn’den daha fazla sporcu sayısı olan 75 sporcuyla katılmış, 3 altın, 3 gümüş, 3 bronz madalya kazanmıştık. Madalya sıralamasında da Suudi Arabistan, Bahreyn, Libya, Malezya ve Bangaldeş’i geride bırakmıştık.

Türk dil ailesine ait dil konuşan nüfusa sahip ülkelerin oluşturduğu ve Türk dünyasını UNESCO’su kabul edilen Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) 1993 yılında kurulduğu zaman KKTC, gözlemci olarak yer aldı.

Sadece Türkiye’de değil, öteki Türk devletlerindeki etkinliklere öteki ülke bakanlarıyla eşit protokol görerek bakan düzeyinde katıldık.

İslam İşbirliği Teşkilatı dışişleri Bakanlarının her yıl Eylül ayında New York’ta gerçekleşen toplantısına KKTC Dışişleri Bakanı da katılıp konuşma yapar. Toplantıdan masasında Kıbrıs Türk Devleti yazar.

Zaman zaman bu isimlendirmenin düzeltilmesi gerektiğini düşündüm. Ancak bu düşüncemde ısrarcı olmadım. Çünkü KKTC, Kıbrıs adasındaki Kıbrıs Türk Devletinin adıdır.

***

Genel geçer bir kuraldır.

Araçla, amaç, yer değişmeyecek.

Araçla, amacın yer değişmesi, arabanın, atın önüne konulması gibidir.

İslam ve Türk devletlerinin uluslararası buluşma örgütleri ya da platformları, Rum – Yunan ikilisinin üye olmadığı platformlardır.

Bu toplantılara katılmak elbette önemlidir.

KKTC bayrağının, katılımcı ülkelerin bayraklarıyla aynı sırada olması da önemlidir.

Aile fotoğrafında yer almamızı kimse, önemsizleştiremez.

Ancak bu ve benzerleri araçlar paketinin birer parçasıdır.

***

Kıbrıs Türk Halkı, tanınmanın parçası sayılacak, karar ve uygulamalar bekliyor.

Yolcu potansiyeli ne olursa olsun, İslam ve de Türk devletlerinden doğrudan uçuş, çok yüksek değer taşır.

Bu ülkelerin bir kısmında, KKTC temsilcilikleri vardır.

Varlıkları, o ülke resmi makamları tarafından biliniyor, hatta protokol listesinde de yerleri var.

Bu kardeş ülkeler KKTC ile temsiliyet statüsünü yükseltip, KKTC’de büyükelçilik açsın. Kuzey Lefkoşa’da gezerken, Türkiye dışında başka ülkelerin büyükelçiliklerini de görelim.

KKTC’ye gelecek büyükelçiler, KKTC Cumhurbaşkanına, bizim büyükelçilerimiz de gittikleri ülkelerin devlet başkanlarına karşılıklı itimatnamelerini sunsun.

İnsan Haklarına aykırılık olan ambargoları yok saymak için, birlikte hareket etsin kardeş ülkeler.

***

Tanınmayla ilgili dairemiz, o dairenin bağlı olduğu bakanlık var.

Tanınma operasyonu ağırlıkla KKTC Cumhurbaşkanlığınca yürütülecekse, Tanıtma ve Enformasyon Daireleri, Cumhurbaşkanlığına bağlansın.

Sürekli yazar ve söylerim. KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığının performansını KKTC’nin tanınmasında alınan yolla ölçerim. Karnelerini de buna göre yazarım.

KTFD’nin kuruluşunun üzerinden 48, KKTC’nin ilanının üzerinden ise 40 sene geçti. Ciddi girişim ve sonuç için daha ne kadar bekleyeceğiz?

Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili görüşmeler ayrı. Rumlar, Kıbrıs müzakereleri var diye, kendi devlet faaliyetlerini askıya mı alıyor?

Hayır.

O zaman, KKTC’nin tanınmasıyla ilgili, kesintisiz çaba için beklemeye gerek yok.

Hade,  hayırlısı olsun…

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu