Hasan Hasturer

Yaşamımızdaki ciddi sınavların, bütünleme hakkı yoktur…

İnsan yaşamında çok ciddi, özel nitelikli davranış sınavlarının sayısı üçü geçmez.

Üçü geçmeyen bu davranış sınavlarında,  bütünleme hakkı yoktur.

Ya geçilir, ya da kalınır.

***

Bu, sadece bireysellik sınırlarında geçerli değildir elbette.

Uluslar, devletler, toplumlar açısından da geçerlidir.

Kıbrıs özelinde, Rumlar 1974 sonrası oluşan yapıdan şikayetçidir. Kolay kolay kendi özeleştirilerini de yapmazlar.

1974’e kadar siyasi yelpazenin tüm dilimlerinde yer alan partiler ENOSİS’i savundu., ENOSİS olasılığının geçerli olduğu bir dönemde ENOSİS’i savunup, ENOSİS’in neredeyse imkansızlaştığı döneme girilince “ENOSİS’ten vazgeçtik” demenin ne kadar değeri vardır?

21 Aralık 1963 ve sonrasında Kıbrıslı Türklere yapılanlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal kimliğini kaybetmesi de Rumlar açısında bir sınavdı. O gün sınıfta kaldıklarını ve bir gün tekerleğin ters dönebileceğini anlayamadılar.

***

Bu satırları yazma nedenim kritik sınavlarda kalanların, statüleri ne olursa olsun, aslında sınıfta kaldıklarını bilmemeleridir.

“Bir defa daha olursa, göreceksiniz, nasıl davranacağımı” diyenlere, anında, o tür kritik sınavların bütünlemesinin olmadığını üstüne basa basa yazar ve söylerim.

***

Siyasal bozulma, dünya genelinde giderek artan bir hastalıktır.

Bizim siyasal yaşamımızda da bu hastalık, her geçen gün alan büyümesi yaşıyor.

Kayıt dışı ekonomi, her geçen gün büyürken, siyaseti de sarmalına alan, kokuşmaya doğru giden bozulma da, her türlü güzel değeri dişlisinin arasına alarak ezebilmektedir.

Aslında ezilip yok olan insanlıktır.

İnsanlığın yok olduğu yerde, siyasi ahlak, siyasi kader birliği ya da siyasi yoldaşlık mı kalır?

Kalmaz.

***

Bozulma demek, camdan evde oturur olmak demektir.

Geçen gün Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul için, “Murat Şenkul, camdan evde oturmuyor” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Özellikle siyasetçilerin CAMDAN EVDE OTURMAMASI ÇOK ÖNEMLİDİR.

Camdan evde oturursa, kendini savunmak için bile taş atamaz.

Çünkü taş atmaya kalkarsa, kendi yaşam alanı başına yıkılır.

Camdan evde oturanların ciddi ortak özelliklerinden biri de “ BENİ SOKMAYAN YILAN BİN YAŞASINDIR.”

***

Bu satırları okuyan herkes, lütfen bir an duraksayıp, gerçek anlamda güvenilir kaç dostu olduğunu sorgulasın.

Eğer gerçek dostunuzun üçten, beşten fazla olduğunu düşünüyorsanız, yüzde yüz dostluk kriterlerinizde sorununuz var, ya da dostlarınızı ciddi anlamda sınama şansınız olmadı.

Yaşam yolculuğumda o kadar ciddi deneyimler yaşadım ki, gerçek anlamda dost sayım kesinlikle beşi bulmuyor.

Belki daha fazladır. Ancak yaşadıklarım, iletişimimi, insanlara yolun başında güven kredisi vermemi engellemese de, dostluk sınırları içine kabul edeceklerimin sayısını etkiledi.

Kimsenin yüzüne bakamama gibi bir sıkıntım yok ama benim yüzüme bakmakta zorluğu olan azımsanmayacak sayıda insan var.

Tümü de, doğrudan benimle alakalı olsun ya da olmasın, ciddi sınavlarda, sınıfta kalacak kadar kötü davranış örnekleri olan insanlardır.

Çok azının yüzüne, tepkimi koyabildim. Keşke, gecikmesiz tümünün yüzüne tepkimi koyabilseydim.

Şimdi çok daha kolay tepki koyuyorum.

Çünkü çok iyi biliyorum ki, YANLIŞA VERİLEN HER TAVİZ, BİR SONRAKİ YANLIŞIN DAVETİYESİDİR.

Siz de, kimden gelirse gelsin, hiçbir yanlışa taviz vermeyin.

Taviz verirseniz, ağır bedel ödemeye hazır olacaksınız.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu