Derviş Doğan

Çete dedikleri kişiler kendi tayfaları..

Diploma yolsuzluğu ile İlgili Kıbrıs Toplum ve Sağlık Bilimleri üniversitesi’nden  yapılan  açıklamada kurum içinde bir çete oluştuğuna dair vurgu yapıldı. Üniversite yetkililerinin verdiği bilgiye göre bu çeteyi tespit eder etmez polise şikayette bulunulmuş..Öncelikle şunu çok net ifade etmeliyim ki bu sahte diplomaları verenler de,  alanlar da hukuki süreç içinde elbette hesaplarını yargıya verecekler, takdir yargının.. Ve fakat ilgili üniversiteden yapılan açıklamada “ÇETE” diye nitelendirilen bu kişiler kimlerdir?

Mütevelli heyeti başkan yardımcısı, Üniversitenin küçük ortağı ve genel sekreteri, üniversitenin bir başka mütevelli heyeti üyesi vs.. Peki bu kişiler bu,bu görevlere kim veyahut kimler tarafından getirildi? Kimler bu şahıslara referans oldu?

Öyle ya bunların hiçbirisi gökten zembille inmedi,dolayısıyla bu kişilerin ilgili üniversite ile ilişkileri yönetim kadrosu düzeyinde idi..

Şimdi kalkıp bunlar “ÇETE” oldu diyerek üniversite içinde dönen onca alengirli işler bir yana milyonlarca liranın akıbetinden dahi bir haberdik görmedik, duymadık,bilmiyorduk yaklaşımı bütün bu yaşananları ortadan kaldırmadığı gibi söz konusu üniversiteyi de göbeğinden bağlıyor.

Ne ilginçtir ki bu olayla ilişkili olan ve yargı huzuruna çıkarılanların tamamı mevcut iktidara ve ülkede hakim olan düzene çok yakın kişiler. Bunun elbette bir tesadüf olduğunu yazmayacağım,zira tesadüf değil,

“ balık baştan kokar” atasözü de bütün bu yaşananların temeli oluşturuyor aslında..

Nitekim bilimsel hiçbir kriter esas alınmadan gelişigüzel keyfi ve çıkar ilişkileri odağında önüne gelene üniversite açma izni vererek yüksek öğretimde yaratılan kötü imajın mimarlarına bakmak lazım.. İlgili üniversitede yaşanan onca yüz kızartıcı olaya rağmen hala hiçbir şey olmamış gibi faaliyetlerine devam ediyorsa bu işte o yukarıda bahsettiğim kirli ilişkilerin bir sonucudur. Oysa YÖDAK’ın da, ülkeyi yöneten iktidara bağlı ilgili bakanlığın da  yapması gereken söz konusu üniversitenin faaliyetlerini askıya alarak orada bulunan öğrencileri de mağdur etmemek adına yatay geçiş hakkı vermek suretiyle diğer üniversitelere aktarmak olmalıydı. Bu ülkede işini doğru yapan üniversiteler var ve maalesef sahte diploma skandalının patlak vermesiyle birlikte bu üniversitelerimiz de hiç hak etmedikleri kötü bir imajla karşı karşıya kaldılar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu