Kıbrıs

Finansal ve ekonomik gelişmeler, DAÜ’deki panelde konuşuldu…

DAÜ’de “Enflasyonist Ortamda Türkiye ve KKTC’de Finansal ve Ekonomik Gelişmeler” konulu Panel, DAÜ Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vedat  Yorucu’nun açılış konuşmasıyla başladı.

Prof. Yorucu konuşmasında, hem küresel hem Türkiye ile  KKTC’de yaşanan ekonomik gelişmelerin panelistler tarafından konuların derinlemesine ele alınacağına işaret etti. Özellikle döviz kurları, faizler, enflasyon, borç yükleri ve ekonomik büyüme konularının, piyasadaki yetkili otoritelerin ağzından, DAÜ Kütüphane Salonu’nda gerçekleşen bir ders niteliğinde olacağına işaret ederek, sözü DAÜ Rektörü  Prof. Dr. Hasan Kılıç’a devretmiştir. Prof. Dr. Kılıç da, Panel’e DAÜ olarak ev sahipliği yapmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu, DAÜ’nün ekonomik sorunların Panel şeklinde DAÜ Kütüphanesi’nde yapılmasının önemine işaret ederek, Panel’in başarılı geçmesini dileyerek sözünü tamamladı.

Prof. Dr. Ercan Uygur

Daha sonra Prof. Dr. Mustafa Besim moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ilk söz, Uluslararası Ekonomi Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi ve  Türkiye Ekonomi Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur’a verildi.

Prof. Dr. Uygur, konuşmasında yakında hayatını kaybeden Kıbrıslı Türk iktisatçı, bilim insanı Prof. Dr. Özay Mehmet’in ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirip, onu rahmetle andı. Ardından aynı temennilerle, DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi’nin kurucu dekanı Prof. Dr. Mehmet Tahiroğlu’nu ve DAÜ’den tanıdığı rahmetli Özalp Sarıca’yı rahmetle andığını dile getirdi.

Prof. Dr. Uygur, enflasyonun parasal ve tehlikeli olduğuna işaret ederek, işsizlik, durgunluk, enflasyon ve benzeri sorunlar doğurduğunu, bu sorunun halledilmesi gerektiğini hatırlatarak, toplumun ve devletin çürütülmemesi için enflasyonun sorun olmaktan çıkarılması için zorunlu olduğunu ifade etti.

Enflasyon oluşmaya başladığı andan itibaren, tepkilerin ortaya çıktığını hatırlatarak, çok gecikmeden müdahale edilmesi gerektiğine işaret etti. Özellikle Batı ekonomileri enflasyona gecikmeden müdahale ederken, Latin Amerika ülkeleri, Türkiye ve KKTC enflasyona müdahalede gecikmeli davrandığını söyledi.

Böylelikle ulusal paradan kaçış başlamış  ve paranın dolaşım hızı aniden arttığını göstermiştir. 2020’nin dördüncü çeyreğinden sonra bu durum Türkiye’de de izlenmiştir dedi. Buna pararelel algılanan enflasyon da aniden ortaya çıkıyor ve alışverişi yapılan gıda, yakıt ve enerji gibi maddelerde hızlı fiyat artışları ortaya çıkmaktadır dedi. En önemlisi gıda enflasyonudur diyerek, en çok da yoksul kesimin bundan etkilendiğini ifade etmiştir.

Örneğin, hem Amerika’da, hem de Türkiye’de algılanan enflasyon, beklenen enflasyonun çok üzerinde gerçekleştiğini izlediğini irdeleyerek, Türkiye’de faiz-enflasyon ilişkisine bakıp TC Merkez Bankası’nın son 6 ayda döviz kurundaki dalgalanmaya göre (yani döviz artışına göre) faizi artırma yönünde bir eylem sergilediğini söyledi. Kendisinin izlenimlerine ve son gelişmelere paralel olarak, önümüzdeki dönemde (tabi ki olağanüstü bir durum olmadığı takdirde), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan yeni  bir faiz artışı beklemediğini söyleyerek, Türkiye ile KKTC enflasyon oranlarını karşılaştırdığında,

Türkiye’deki gıda enflasyonu ile KKTC’deki gıda enflasyonun farkı olduğunu, TÜFE’nin alt endeksine bağlı gıda enflasyonu KKTC’deki enflasyon artışının esas nedenidir diyerek sözünü tamamladı.

Olgun Önal

Daha sonra Bakalar Birliği Başkanı Olgun Önal  kürsüye gelerek, enflasyonun işsizlik, kötümserlik ve gelecek endişesi yaratan bir canavar olduğunu hatırlatarak, önceden biriktirdiğimiz tasarruflarımızı tüketmek durumunda kaldığımızı da anımsatıp,  önceden satın alınan varlıkların paraya çevrilmesini zorunlu hale getirerek enflasyonu çok kötü bir hastalığa benzetmiştir.

Enflasyon geçmişimizde 15-16 yıl düşük seyrederken, son dönemlerde yüksek enflasyon trendine geri döndüğümüzü hatırlatarak, enflasyonun bankalara etkilerine bakılması gerektiğine işaret etmiştir. Enflasyonun Bankaların gelir-gider dengesini bozduğunu, aktif-pasif pozisyonunda olumsuz etkilerinden de söz ederek, likit varlıkların ve öz sermayenin bozulmasına neden olduğuna dikkat çekmiştir.

Başkan Önal, Özkaynak karlılığının %15,7’den %60’a çıktığını, performans rasyolarında da bir miktar iyileşme etkisini izlediklerini sözlerine ekledi. Enflasyonun performans göstergelerinde olumlu etkilerinin olduğunu da ayrıca sorguladıklarını, bu durumu KKTC Bankacılık sektörü iç dinamikleri nedeniyle pozitif göründüğünü, Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye ekonomik akış olduğunu, KKTC’de araç ve konut satışlarına baktıklarında KKTC Bankacılık performansında olumlu etkiler gördüklerini ifade etmiştir.

Ekonomik büyüme sonucunda, çarpan etkiler sayesinde KKTC Bankacılık sektörü olumlu etkilenmiştir dedi. Buna ilaveten, KKTC’deki bankacıların çok önceden yaşanan kriz tecrübelerinin var olması, bankalar krizinde denetim mekanızmasının KKTC’de etkin olması, son olarak da uluslararası bankacılık sisteminde uygulanan kurallar ve düzenlemeler sayesinde KKTC Bankalarının performanslarının olumlu olmasına neden olmuştur dedi.

Olgun Önal ayrıca, KKTC’de Bankaların toplam aktiflerinde küçülme görülmesinin TL’den kaçış nedenine bağlı olmasını dile getirerek, bu durumun bardağın boş tarafını gösterdiğini ifade etti. Dövize yönelen ekonomi, mevduat gibi kredileri de etkilemiştir dedi. Mevduatların 2015’e kadar olan dönemde 3 aylık ortalama vadeli mevduatlar, yerini şimdilerde 1 aylık ortalama vadeli mevduata yönelttiğini, bu sayede bankaların likidite yönetimini güçlendirdiğini söyledi. Önal sözlerine son verirken, enflasyon muhasebesine geçiş için KKTC yönetiminden talepleri olduğunu, birinci panelist Prof. Dr. Ercan Uygur gibi, kendilerinin beklentilerinin de kısa dönemde yatay seyredeceği yönünde olduğunu söyledi.

 Rifat Günay

Panelin 3.’ncü konuşmacısı olarak, KKTC Merkez Bankası Başkanı   Rifat Günay, söze başlarken, 2000 yılında göreve geldiğinde bankacılık krizinin baş gösterdiği döneme denk geldiğini, o gün aldıkları kararlarla bugünün başarı hikayesine dönüştüğünü dile getirerek, KKTC için bir kazanım olduğundan söz etti.

2021 ve sonraki dönemde KKTC’de fiyatlama davranışlarında çok büyük bir bozulma olduğundan söz ederek, ülkede birçok ürünün de döviz bazından fiyat artışı göstermesi nedeniyle, ülkede enflasyon artışı yaşandığına işaret etmiştir. KKTC’de beliryeci olan ödemeler dengesi olduğuna dikkat çekerek, para politikası enstrümanı kullanılmadığından, maliye politikası enstrümanları uygulamaktan başka çare kalmadığından söyledi. Ayrıca, ülkede ücretlerde euro bazında artışlar görüldüğünü, ücret kaynaklı enflasyon sarmalı da KKTC’de yaşandığından bahsederek, bu sorunun da fiyat artışlarına neden olduğuna dikkat çekti.

Türkiye’de dezenflasyon süreci başladığının görüldüğüne işaret ederek, TL’nin değer artışı göstermesi, döviz cinsinden fiyatların düşmesinin izlenmesinin, KKTC ve TC’de yabancı mallara / hizmetlere yönelme olabileceğini söyleyip, dışa yönelik bir talep kayması söz konusu olabileceğini de hatırlatmıştır. Son 3 yılda, yabancı para cinsinden reel sektörün ve vatandaşın borç yükünün düştüğünü, şirketlerin de borç yüklerinde düşüş izlediklerini, kamuda ise ters bir durum gördüklerini ifade etti. 2010 yılında TL mevduatların toplam mevduatlar içindeki payı %62,58 iken, 2024’te bu oran %15,4 seviyelerine düşmüştür dedi.

Başkan Günay, TL’den kaçışın, bankaların Türk Lirası kredi kullandırmalarını zorlaştırdığını da hatırlattı. Bu dönemde, kamunun borçlanmalarının kur riski üstlenmeyecek şekilde döviz cinsinden  yapılmaya başlanması ile reel sektörün TL’ye erişim imkanını sağladıklarına da dikkat çekmiştir. Türk lirası likiditesinde yaşanan sıkıntıların, TC Merkez Bankası ile yapılan Swap anlaşması ile çözüldüğünü de sözlerine ekledi. 2023’te enflasyonun %83’ün üzerinde olduğu dönemde, KKTC’de bankaların özkaynak karlılığı %54 civarında gerçekleşmiştir. Bu durumda bankacılık sektörünün reel olarak özkaynak karlılığı elde etmediğini ifade etmiştir. Bu durumun, ayrıca dikkat çeken bir husus olarak, enflasyonist ortamdan kaynaklı olduğunun altını bir kez daha çizmiştir.

Olgun Amcaoğlu

Kürsüye son konuşmacı olarak gelen KKTC Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu, KKTC’de üretirken işsizlik oranını düşürmek ve tüketicinin alım gücünün korunmasını hedef aldıklarını söyledi.

KKTC Ekonomi Bakanlığı olarak, katma değeri yüksek ürün ve hizmet üretim ihracatı, nitelikli işgücü için beşeri sermaye yatırımlarının artırılması, AR-GE yatırımlarını ve inovasyon kapasitesinin arttırılması ve iyi yönetişim hedeflerinin başarılması için kararlılık gösterdiklerini ifade etti.

Güney’den Kuzey’e %56 daha ucuza akaryakıt satın alması için imkan yarattıklarını, asgari ücret 530 dolardan %92 artışla 950 doların üzerine yükselterek alım gücünü koruduklarını da sözlerine ekledi. 88,000 civarında gerileyen ve %20’si turizm çalışanı olan istihdamı yeniden 135,000 seviyesine yükselttiklerini, dönem dönem sosyal güvenlik fonu desteğini ihtiyaçlı sektörlere kanaliza ettiklerini ifade etmiştir.

Organize sanayi bölgesi üretim artışı için mikro ölçekli işletmelere özendirici düzenlemeler yaptıklarını, enerji ihtiyacının giderilmesi için 800 MW gücünde ek bir güç kapasitesi kurulması için çaba sarf ettiklerini, bu ihtiyacın yeşil enerjiden karşılanması için 2030’u hedef aldıklarını, enerji strateji planı ile eylem planlarını devreye koyduklarını da söyleyerek konuşmasını tamamlamıştır.

Soru – cevaplar

Soru cevaplar kısmında ilk soruyu Prof Dr Hasan Güngör Bakan Amcaoğlu’na sorarak, Kuzu etine tavan fiyat uygulamayı nereden çıkarttıklarını yöneltti. Bakan Amcaoğlu Prof Güngöre cevaben, kimseye ceza yazılmamıştır diyerek, 4,400 ader yapılan canlı hayvan kesiminin neden 11,750’ye çıktığını sordu. Karaborsayı ortadan kaldırmak için bu yöntem başarılı olmuştur dedi.

İkinci soruyu Prof Dr. Mete Feridun, yine Bakan Amcaoğlu’na yöneltti:

Şöyle ki; nüfus büyüdükçe, ekonomiyi büyük ölçüde düşünmemiz söz konusu diyerek, bu nasıl çelişki, büyük nüfus değil, planlı nüfus denmeliydi dedi! Bakan Amcaoğlu, kara giriş kapılarında yapılan gözlemlerdeki, 3.1 milyon kara kapısı geçişi bilgisi edindiğini, buna göre ithalattaki büyümeye paralel olarak yakıt ithalatında tedbirler aldıklarını söyledi.

Sonrasında Prof. Dr. Mustafa İsmihan, Merkez Bankası Başkanı Rifat Günay’a soru yöneltti. Sorusunda, Enflasyonun Türkiye’den ithal edilen bir sorun olduğunu, KKTC’nin tek başına bu kronik enflasyonu bitirme kabiliyetine sahip midir diye sordu Neden KKTC / TC’de ekonomik büyüme oranı kadar, para basılmıyor diyerek, Milton Fridman’ın öne sürdüğü “K” kuralı ve de “Altın Kural” teorisinde öngörüldüğü şekilde tedbir düşünülmüyor dedi.

Merkez Bankası Başkanı Günay cevaben, para basma konusunda KKTC Merkez Bankası’nın yetkisi yoktur, ancak makro ihtiyadi tedbirleri, KKTC Bankacılık sektörü ile birlikte başka enstrümanları devreye koyup, bankaların kaynaklarını kullanarak piyasa ihtiyaçları için para yarattıklarını söyledi. Para basarak değil, para yaratarak, kaynak yaratarak çözüm bulunmuştur.

Devamında, Ercan Uygur, bugün para yaratma modelinde, içsel para veya kredi para yöntemiyle ekonomideki ajanlar, bankalar parayı yaratmaktadır diyerek, Merkez Bankalarının dışarıda tutulduğunu hatırlattı.

Aynı şekilde söze devam eden KKTC Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal da, parayı yaratan taraf olarak KKTC Bankaları olmuştur diyerek, Fon ihtiyaçları bu şekilde giderilmiştir dedi. Bakan Amcaoğlu da, hükümetlerinin o dönemde ne kadar isabetli kararlar aldıklarını ve sektörle birlikte hareket ettiklerini sözlerine eklemiştir.

Sonrasında eski Kalkınma Bankası ekonomisti Dr. Fatma Kınış, Gıda enflasyonuna paralel, KKTC’de enflasyon sıkıntısına işaret ederek, KKTC pratik olarak bu konuya nasıl yaklaşmalıdır sorusunu yöneltti.

Bakan Amcaoğlu, bu soruya cevaben, gıda, yakıt ve enerji kaynaklı enflasyon vardır diyerek, Denetim mekanizmasını devreye koyup, 30’a yakın büyük market denetiminin başlanacağına işaret ederek, elektronik etiket denetim olarak bu hazırlıklar yapılmış ve 150 başlık altında güncel denetim yapabileceğini söyledi.

Devamında Ercan Uygur, tarım üretimine yönelinmeli ve tarımda üretim arzını arttıracak yapısal bir dönüşüm yapılmalıdır dedi.

Bakan Amcaoğlu da, 100,000 dönümlük Mesarya/Güzelyurt arazilerinin 75 milyon metreküp su ile verime ve üretime dönüştürülecektir dedi.

Merkez Bankası Başkanı Rıfat Günay ise, tarıma verilen teşviklerin de gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, parası hazır olan suyun getirilmesi, boru hattının döşenebilmesi için kamulaştırma sorunu ile de karşı karşıya kalındığını ifade etti.

Söz alan KKTC İşadamları Derneği Başkanı Enver Mamülcüoğlu, Otomatik ödemelerde kullanılan kart / post cihazlarda, niye kart maliyetleri hala yüksektir diye soru yöneltti. Ayrıca, solar enerji kapsamında off grid enerji için niye müesseselerinin önü açılmıyor diye sordu?

Olgun Önal, Mamülcüoğlu’nun sorusuna cevaben, konunun kart ödeme vadeleri ile ilişkili olduğu, vadelerin ortaya çıkardığı maliyetin takas komisyonu ile ilgili de olduğunu hatırlattı. Maliyetlerin enflasyon artışına rağmen, hala 6 ay önceki fiyatlara göre maliyet yansıtıldığına ve komisyonların düşürülerek devam edildiğini belirtti.

Panel, Rektör Prof. Dr. Hasan Kılıç’ın katılımcılara plaket takdimleri ile son buldu

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu