Alım gücü, piyasa dengesine bağlı artar.
Alım gücünü artırmak istiyorsanız piyasayı ucuzlatın.
Piyasayı ucuzlatacak tedbirler alınmadığı sürece verilen hayat pahalılığı da yükseltilen asgari ücretin de olumlu bir yansıması olmayacak.Burada önemli olan alım gücüdür.
Dolayısıyla alım gücüne yansımayan bir artışın haliyle bir önemi de olmaz. Piyasaya para yetiştirip denge kurmak bu koşullarda çok da mümkün görünmüyor.. Nitekim bugün aldığımız bir ürünü yarın üzerine koyarak almak zorunda kalmamızın nedeni de budur. Devlet serbest piyasa ekonomisi mazereti ile piyasayı denetleyemiyor. Oysa serbest piyasa ekonomisi ile fırsatçılık karıştırılıyor ülkemizde.
Gözle görülür bir enflasyon yaşanırken düzmece rakamlarla hayat pahalılığı belirleniyor. Serbest piyasa ekonomisi bugün birçok ülkede başarıyla kullanılıyor, bu başarının temeli de o ülkelerdeki ahlaki değerlerin en üst seviyede itibar görmesidir. Dolayısıyla bir ülkede bu temeli oluşturan değerin zayıf olması aynı oranda serbest piyasa ekonomisi yöntemini fırsatçılığa dönüştürerek insanları mağdur ediyor.
Devletin etkisiz kalmasıyla da mağduriyetin boyutları artıyor. Burada önemli olan denetim ve aşırı kar oranlarını tespit etmektir. Zira isteyen istediği fiyatı kafasına göre koyarsa ve serbest piyasa ekonomisi bunu gerektirir yaklaşımı ile devlet bunu seyrederse piyasanın fahiş bir alana dönüşmesini engelleyemezsiniz.
Burada önemli olan cebinizdeki parayla ne alabildiğinizdir.. maaş artar,asgari ücret artar ama en basitinden siz yine 500 gr eti alamazsınız,1 litre sütü yine limit koyarak alırsınız,yine 1 ekmek alırsınız ve bunun ötesi de olmaz. Yani artan maaşınız, ya da asgari ücretin bir rahatlatma getirmesi mümkün olmaz.