Hasan Hastürer

Politikalar; süs ağacı değil, meyve veren ağaç olmalı…

Farklı siyasi görüş sahiplerinin gerekçeli farklı politikalar üretmeleri ve savunmaları zenginliktir.

   Farklılıklara saygı, demokrasinin gereğidir.

   Farklılıklara saygı, demokratik olgunluktur.

   Gelişimini tamamlayamamış insanlar, farklı görüşlere, görüşle yanıt veremediği için “Hain, satılmış” gibi sözlerle saldırmayı, karalamayı tercih ederler.

   Bugüne kadar sekiz bin dolayında makale yazdım.

   Yüzlerce belki çok daha fazla radyo ya da televizyon programına katılıp, görüşlerimi ortaya koydum.

   Bana anımsatılırsa, ne diyeceğim, ya da kendimi zorda hissedeceğim bir tek makalem, ya da program yoktur.

   Çok çok iddialı yazıp çizenler de dünden bugüne yazdıklarının altına imzalarını atarlar mı acaba?

   Her seçim, seçmenle bir sözleşme yapmaktır.

   Vatandaş, siyasi partileri ve adaylarını dinleyip, sonrasında oyunu kullanır. Seçilenler, temsili demokrasi, vatandaşın vekili ve temsilcisi olur.

   Seçim döneminde verilen sözlere sadık kalınıp, o doğrultuda hareket edildiği sürece sorun yok.

   Söylenenler unutulur ve de farklı yollara sapılırsa, seçmenle, oy verdiği vekili arasındaki anlaşma geçersiz hale gelir. Eğer bu durum, meclis bütünlüğünde ciddi bir sayıya ulaşırsa, MECLİS MEŞRUİYETİNİ KAYBEDER.

   Politikada sadece söylemek olmaz.

   Politikalar, sonuçları kadar değerlidir…

   Ortaya koyduğunuz görüşler, uygulamada hayat bulmazsa, BEN SÖZÜMÜN ARKASINDA DURDUM, DURUYORUM DİYEMEZSİNİZ.

   UEFA 2024, futbol şöleni nedeniyle futboldan örneklemek daha kolay geldi…

   Bir teknik adam, maç öncesi, “Rakipleri, çözdük. Bunca yıldır oynadığımız oyun anlayışının dışında yeni bir taktikle sahaya çıkıp kazanacağız.” der.

   Ancak, sonuçlar, teknik adamın iddiası ile örtüşmüyor.

   Puanların galibiyet ya da beraberlikle kazanıldığı, verilen demeçlerin puan getirmediği ya bilinmez ya da bilinmezlikten gelinir.

   2020 Başkanlık seçimi öncesi Ersin Tatar, EGEMEN EŞİTLİK VE EŞİT ULUSLARARASI İLİŞKİ vurgusunu yaptı.

   Müzakerelerin başlaması için KKTC’NİN TANINMASI KOŞUL KONULMAMIŞ OLSA DA, KKTC’NİN TANINMASI YOLUNDA İLERLEME HEDEF KONULDU.

   1983 YILINDA KKTC İLAN EDİLİRKEN, OKUNAN VE ANAYASANIN EKİNDE, PARÇA OLARAK YER ALAN BAĞIMSIZLIK BİLDİRİSİNDE, KKTC’NİN İLANININ FEDERAL ÇÖZÜME ENGEL OLMAYACAĞI, yazılı olsa, hem Kıbrıslı Türklerin hem de anlaşma sürecine katkı koyacak politikalara, girişimlere saygı duyarım.

   Önemli olan politikaların, sözde değil, eylemde, uygulamada karşılığının bulunmasıdır.

   Bugüne kadar Türkiye’nin dışında Kıbrıslı Türkler için, hiçbir ülke kılını kıpırdatmadı.

   Susayan biri için, şırıl şırıl akan çeşmenin başında olmak değil, kana kana o sudan içmek önemlidir.

   İslam Dayanışma Oyunları düzenlenir. Müsabakalarda biz yok. Bir de kulağımıza fısıldanıp, “ Bir sonraki oyunlara sizleri Kıbrıs’taki Müslüman Toplum olarak davet edeceğiz” demezler mi?

   Türk devletlerinden Azerbaycan, KKTC’ye kapısı  gındırmış gibi. Azerbaycan’ın KKTC’de bir büyükelçiliği, olmadı buradaki Azerbaycanlılar bahane edilerek, bir konsolosluğu,  gene olmadı bazı batılı ülkelerin olduğu gibi, KKTC’de bayrağı dalgalanan bir temsilciliği neden olmasın?

   Direkt uçuştan da şimdilik vazgeçtim… Türkiye aktarmalı, Azerbaycan uçakları Ercan’a neden gelmesin?

   Örnekler daha da çoğaltılabilir.

   Yazdıklarımın özeti şu: Yeni siyaset, üç yılı aşkın süredir seslendiriliyor, bir ağaç gibi gübreleniyor, sulanıyor.

   Bu ağacın vereceği meyveleri konuşmak yerine, meyvelerin toplanacak hale geldiğini görmek ve tatmak istiyoruz.

   POLİTİKALAR; SÜS AGACI DEĞİL, MEYVE VEREN AĞAÇ OLMALI.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu