Hasan Hastürer

Adaletin kestiği parmak, ne zaman acır?

Şeriata dayalı, ceza, karar ve uygulamalar için hukuk sözcüğünü eklemeyi bile kabullenemem.

   Ancak, benzeterek, anlatılmak istenenin daha kolay anlatılabileceğine de inanırım.

   Elbette hatasız benzetme olmaz, benzetmede de hata aranmaz.

   “Adaletin kestiği parmak acımaz.”

   Çok kullanılan bir deyimdir. Özü de çok kolay anlaşılır.

   Hemen belirteyim, Şeriatın kestiği parmak acımazı, adaletin kestiği parmak acımazla karıştırmamak gerekir.

   “Adaletin kestiği parmak acımaz”, “Kanunlar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Böyle olursa, kanunda yazılan cezaya, kimse itiraz edemez, boyun eğer”, amaçlı kullanılır.

***

Bizde adalet, yargı dendi mi, akla öncelikle, en yalın tanımlamayla mahkemeler gelir.

Halbuki, yargı ya da mahkemenin kararını etkileyecek süreç, mahkemelik konunun, başlangıç noktasında, başlar.

Polis soruşturmayı eksiksiz, kusursuz yapar, bulguları eksiksiz derler, toparlarsa adalet sürecinin temeli sağlam atılır.

Sonrasında, savcılık devreye girer ve dosya mahkeme huzuruna taşınır.

İlk aklıma gelen örneklemeyle anlattım düşüncelerimi.

***

Bu belirttiğime, tanık olduğum bir örnek verirsem, konu daha iyi anlaşılacak.

Birkaç yıl önce… İnönü köyünde bir meyhane muhabbeti yapmıştık. Meyhane çıkışında, ayak üstü son sohbetleri yapıp, yola çıktık. Meyhaneden, birkaç yüz metre ileriye ya vardık ya varmadık, bir trafik kazasına tanık olduk.

   Mercedes bir araba, elektrik direğini, salladıktan sonra, yolun kenarındaki evin demir parmaklıklarını kırıp, bahçeye girmişti.

   Arabada çok ciddi hasar vardı.

   “Ne oluyor?” derken anladık ki arabadakiler düğünden dönüyordu.

   Damat direksiyondan inip, gelini kucağıyla arabadan çıkarmıştı.

   Arka koltukta da sıkışık dört yetişkin vardı. Çok şükür, kimseye bir şey olmamıştı.

   Damat, herkesin sağlığının yerinde olduğunu anlayınca, bu kez,” Vay arabam gitti” diye ağlamaya başlamıştı.

Bir süre orada kaldıktan sonra ayrıldık.

***

Ertesi gün polis haberlerinden basına, kazayla ilgili haber yansıdı.

   Haberde, kaza yapan aracın sürücüsü olarak, bir kadın isminin, gelinin isminin ilk harfleri yazılıydı.

   Çok büyük olasılıkla damat alkollü olduğu için, alkolsüz gelin, kaza sonrası “direksiyona oturtuldu.”

***

   Kaza yeri soruşturmasında, görevli polisler, ya kapsamlı durum tespiti yapıp, devamını getirmedi ya da “BİLEREK VE İSTEYEREK LADES OLDU.”

   Sürücü, limit üstü alkolle değil, sadece dikkatsizlikle suçlandığı için sigorta, arabayı eski haline getirmeyi ödedi.

   Bu benim rast gele tanık olduğum bir olay.

   Bakalım benzer veya farklı konularda, “GÖZLERİMİ KAPARIM, VAZİFEMİ YAPARIM” kaç örnek var.

***

Yargı konularını, ele almayı severim.

Adaletin kestiği parmağın acımaması için en baştan en sona kadar adalet terazisinin, milim hatasız tartması gerekir.

Yargıda karar bağlanmış konularda, herkes, kararı, beraat ya da verilen cezanın ne olduğu kadar bilir.

Halbuki, verilen kararın, gerekçeli içeriğidir karara nitelik, ya da adalet kazandıran…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu