Kıbrıs

S. Denktaş’tan uyarı var!!!

S. Denktaş, “Artık görmüş olmamız gerekir ki Rum tarafı mevcut koşullarda federal bir anlaşmaya yanaşmayacak.  İki devlet hedefi doğru ancak hedefe giden yol yanlış."

Deneyimli siyasetçi Serdar Denktaş katıldığı canlı yayında gündeme dair görüşlerini aktardı. Pahalılığın şu anda ülkenin en önemli gündemi olduğunu söyleyen Denktaş, “Pahalılık öyle bir seviyeye geldi ki turistler bile pahalılıktan şikayetçi” dedi. Bütün ekonomik dengelerin bozulduğuna dikkat çeken Denktaş, “Hükümet pahalılığa neden olan maliyet arttırıcı uygulamalarını süratle geri çekmeli. Ardından da takibinin çok iyi yapılması lazım. Bunlar yapılamıyor çünkü devlet iyi yönetilmiyor, liyakat yok, particilik var.” diye konuşan Denktaş, zam yapmakla maliye bakanlığının kasasının dolmayacağını, fiyatların aşağı çekilerek, harcamaların azaltılması gerektiğini vurguladı.

DÜŞÜK MAAŞLI OLANLARIN ALIM GÜCÜ KORUNMALI

Hayat pahalılığı ve ardından gelen zamların artık bir kısır döngüye girdiğini belirten Denktaş, “Hayat pahalılığı arttırılır, fark daha çalışanın cebine girmeden hayat pahalılaşır ve dolayısıyla alım gücü sürekli düşük kalır. Hayat pahalılığı, geliri belli bir baremin altında olanlara iki ayda hattta ayda bir, belli bir tutarın üzerindekilere de altıncı ayda olmak üzere verilirse maaşı düşük kalanların alım gücü bir şekilde korunmuş olur” önerisinde bulunarak hayat pahalılığı ve asgari ücret belirleme sepetlerinin de günün koşullarına uygun olarak güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi.

MUHACERET AFFI PARA TOPLAMAK İÇİN DEĞİL, NÜFUSUN KAYIT ALTINA ALINMASI İÇİN YAPILMALI

Yapılan son düzenleme ile belirlenen muhaceret affı tutarını eleştiren Denktaş, ödenmesi istenen tutarı gerçekçi bulmadığını belirterek, “Muhaceret affı şimdi bir asgari ücret olarak belirlendi ama kişinin aldığı ücret zaten o kadar. Bunu ödediğinde ne yiyip ne içecek? Dolayısıyla bunu ödemekten yine kaçınacak ve kayıt dışılık devam edecek. Muhaceret affında amaç para toplamak değil de kayıt dışılığı kayıt altına almaksa düşük bir rakam belirleyerek, insanlara kayıt olmaları için ısrarla çağrı yapmalıyız. Buna rağmen kayıt olmayanın da hangi ülkeden gelmiş olursa olsun çıkışını sağlamalıyız. Muhaceret affı kayıt dışılığın kayıt altına alınmasını hedeflemeli ki yapacağın nüfus sayımı da işe yarasın” dedi.

3 MİSLİ FİYATLA GÜNEYDEN ELEKTRİK ALIYORUZ

Yaşanan elektrik sorunlarına yönelik önerilerini aktaran Denktaş, son krizin çözümü için Güney’den üç misli fiyat ödeyerek elektrik alınmasını eleştirerek, “Elektrik kurumu yönetimi, sendikası ve AKSA’nın başlarını ellerinin arasına alıp ve kafa kafaya vererek elektriği nasıl daha sağlıklı şekilde üretebilir ve iletebiliriz diye düşünmeleri lazım. KIBTEK’n kendi içerisinde organizasyonel bir düzenlemeye ihtiyacı var. Yani KIBTEK üretimde, iletimde ya da tahsilatta uzmanlaşsın. Şu anda hepsini kendi bünyesinde yapmaya çalışıyor. Bunu üç ayrı uzman şirkete bölmek gerekiyor. İletim hatları mutlaka devletin elinde olmalı yani şimdiki KIBTEK iletimi elinde tutmalıdır. Tahsilatı özel bir şirket elinde tutabilir. Çünkü ne ilettiğini bildiğin için ne toplanması gerektiğini de biliyorsun demektir. Türkiye’nin Yunanistan dahil beş Avrupa ülkesi ile entegre sisteme dahil olma anlaşması var. Türkiye sadece bize değil, adanın tümüne elektrik getirebilir, biz zaten Rum tarafıyla bir alışveriş içindeyiz” diye konuştu.

RUM TUTUKLARKEN BİZ NE YAPTIK?

KKTC’de mülk yatırımı yapanlara karşı Rum tarafından gelen tutuklamaları eleştiren Denktaş, “Bir komplo teorisyeni olsam, Güney idaresi ve Kuzey idaresi anlaşarak ekonomimizi birlikte batırmak istiyorlar diye düşünürdüm. Ben soruyorum; Rum tutuklarken biz ne yaptık? Karşılık olarak değil, tutuklanan insanlar için ne yaptık? Hangi girişimde bulunduk?” diye hükümete seslendi. Rum idaresinin KKTC’nin yönetsel zafiyetlerini bildiğini ve bunu fırsata çevirerek bu adımlarda bulunduğunu söyleyen Denktaş, “Rum tarafının elinde tüm mülkiyetlerin listesi var. Bu liste bunların eline nasıl geçti, bunun üstüne giden yok. Öncelikle tutuklamalardaki suçlamaların ne olduğunu en ince detayına kadar bilip, hukuksal olarak nasıl müdahil olacağımızı ortaya koymalıyız. Şu anda bu yaşadıklarımızın bir kısmı mal tazmin komisyonundaki tıkanıklık nedeniyledir. Oradaki ödemelerde aksaklık olmasaydı bu sorunlar olmazdı. Güney’de de Türk mallarının tazmini için bir komisyon kurulması gerekiyordu eş zamanlı olarak” diye konuştu.

DEVLET HEPİMİZİZ

Mevcut hükümete eleştiride bulunan Denktaş, “Hükümet yaptıklarıyla, söylemleriyle, tavırlarıyla insanımızı devletten soğutuyor. Hükümete olan kızgınlık devlet yöneliyor. Halbuki devlet hepimiziz. Bunun en büyük sebeplerinden biri de sistemdeki bozukluktur. Bu nedenle başkanlık sistemini savunuyorum. Fakat siyasiler hallerinden o kadar memnun ki bu tartışılmıyor bile. Devlet biziz önce onu hatırlayalım, hükümetin yanlışlarını hükümete atfedelim. Muhalefetin yanlışlarını muhalefete atfedelim” dedi.

KIBRIS SORUNUNDA HEDEFE GİDEN YOL YANLIŞ

Kıbrıs sorununa yönelik görüşlerini aktaran Denktaş, “Artık görmüş olmamız gerekir ki Rum tarafı mevcut koşullarda federal bir anlaşmaya yanaşmayacak.  İki devlet hedefi doğru ancak hedefe giden yol yanlış. Kamplaşma yerine Kıbrıs sorunu konusunda kendi içimizde mutabakata varmazsak, vatandaşın devlete olan güvenini yeniden inşa edemezsek dünya bize sadece gülümseyecek ve alay edecektir. O yüzden devlet gibi bir devlet olduğumuza önce kendi insanımıza hissettirmeli, alt yönetim görüntüsünden bir an önce kurtulmalıyız” dedi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu