Kıbrıs

Kombos “Genel Sekreter’in üç ayrı masada paralel görüşme önerisine ilk tepkisi olumluydu”

Lefkoşa, 27 Ekim 24 (TAK): Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs sorununun yönlerinin üç ayrı masada paralel görüşülmesi önerisine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ilk tepkisinin olumlu olduğunu, benimseyip benimsemeyeceğinin ise müzakerelere başlama noktasına gelinirse ortaya çıkacağını söyledi.

Haftalık Kathimerini’ye verdiği özel söyleşide, New York’taki gayriresmi yemek sonrasında BM rafından yapılan açıklamada Kıbrıs sorununda uzlaşılmış çözüm zemini ifadesinin yer almamasının, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinin artık aşıldığı şeklinde yorumlandığını söyleyen Kombos, “Yasallık ile yasa dışılık arasında bir orta çözüm yoktur, reddediyoruz. Uzlaşılmış çerçeve dışında hiçbir şey görüşmeyiz.” dedi.

Kombos “çerçeve dışı” derken ne kast ettiği sorulduğunda, Ada içinde ve dışında birçok kişinin Kıbrıs Türk toplumuna doğrudan ticaret, doğrudan temas ve direkt uçuş çerçevesinde teşvikler verilmesi ya da bazı açılımlarda bulunulması lehine tartışarak bu anlatıyı işlediğini söyledi.

Kombos “Bize göre, sanki bir altın kesit bulma mantığına giriliyor gibi olduğundan, bunlar özü etkiliyor” dedi, şöyle devam etti: “Biz müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden, müzakere kazanımları korunarak devam etmesini istiyoruz. Biz uzlaşılmış çerçeveye sıkı sıkıya bağlıyız ve ara çözüm denilen şeyi, çerçeve dışı olduğu için reddediyoruz.”

Guterres Çerçevesi’nn 6 maddesinin müzakere kazanımlarının bir parçası olduğu görüşünü de ortaya koyan Kombos, Crans Montana’da Rum tarafının 6 maddeye dair öneriler sunduğu, Türk tarafının ise öneri sunmadığı bir noktada kalındığını, mantıken, başlanması gereken noktanın da bu olduğunu savundu. Kombos 6 noktayla ilgili tavırları net olmadığı için Rum tarafı olarak Genel Sekreter’i ikna edemediklerinin de söylendiğini hatırlattı, Guterres’in Kıbrıs sorununda yeniden aktifleşmiş olmasının bu yöndeki eleştirilere cevap olduğunu ileri sürdü.

Gayriresmi genişletilmiş görüşmelerin başlaması için önce, bundan sonra atılacak adımların hazırlığını yapacak kişinin atanması gerektiğini de söyleyen Kombos, Guterres’in eski kişisel temsilcisi Holguin’i atamaya hazır olduğunu ancak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kabul etmediğini, dolayısıyla göreve DiCarlo’nun atanacak göründüğünü belirtti.

Kombos eski kişisel temsilci Holguin’in Guterres’e sunduğu rapordan haberleri olmadığını, genişletilmiş gayriresmi görüşmelerin de en kısa sürede başlayacağını değerlendirdiklerini anlattı.  New York’taki gayriresmi yemekte, genişletilmiş görüşmeler olmasında anlaşmaya varılmış olmasına rağmen, Rum tarafının 5’li, Kıbrıs Türk tarafının 4’lü kombinasyondan söz ettiği hatırlatıldığında “Genel Sekreter genişletilmiş görüşme önerdi, biz de kabul ettik ve beşli olacağını düşünüyoruz. Bu tezi İngiltere de paylaşıyor” cevabını verdi.

Konstantinos Kombos Rum Yönetimi Başkanı ve heyetinin New York öncesinde Londra’ya gittiğini hatırlatarak “İngiliz tarafı Kıbrıs sorunundaki konferanslara katılımını açık olduğu görüşünde.” ifadesini kullandı.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyaloğun önemli olduğunu, ancak başkalarının varacağı anlaşmayı kendilerinin kabul edeceği mantığıyla müzakerelerdeki yetkilerinden feragat etmeyeceklerini söyleyen Kombos, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in  yeni geçiş notalarını ele almak üzere ne zaman görüşeceği sorusuna karşılık “Şu ana kadar başlamış bir şey yok. En kısa sürede olmasını istiyoruz. Yüz yüze görüşme yapılacak olması olumludur.” cevabını verdi.

Konstantinos Kombos, Hristodulidis’in açıkladığı gibi AB’nin bir temsilci atayıp atamadığı sorusuna “AB’nin daha aktif katılımı şarttır ancak önce Avrupa Komisyonu’nun yeni oluşumu tamamlanmalı, daha sonra AB’nin kararının ne olacağını göreceğiz” dedi.

Rum tarafı olarak gayriresmi genişletilmiş görüşmelere AB’nin de katılmasını talep edip etmedikleri sorulduğunda ise “özlü müzakereler başladığında, AB’nin dışarıda kalamayacağı yönler olacak” ifadesini kullandı.

Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in New York’taki yemek Genel Sekreter’in hangi önerilerde bulunduğu sorusuna karşılık, “bundan sonra atılacak iki adım olan iki liderin barikatlar konusunu görüşmesi ve genişletilmiş görüşmeyi önerdi” diyen Kombos Rum tarafının “barikatlar, Maraş, başladığı zaman müzakerelerde izlenecek metot ve iki toplumun nasıl yakınlaştırılacağı” ile ilgili önerilerde bulunduğunu anlattı.

Hristodulidis’in Maraş konusundaki önerisini detaylandırırken “yasal sakinlerine iadesi yönünde bir gelişme olursa bunun ileri doğru büyük bir adım olacağını söyledik.” diyen Kombos, müzakerelerde izlenecek metot konusunda ise Kıbrıs sorununun yönlerinin üç ayrı masada paralel görüşülmesini önerdiklerini, Genel Sekreter’in öneriye ilk tepkisinin olumlu olduğunu, benimseyip benimsemeyeceğini ise müzakerelerin başlama noktasına gelinirse görüleceğini anlattı.

Kombos Guterres’in liderlere herhangi bir belge vermediğini, Kıbrıs sorununun özüne ilişkin herhangi bir konu gündeme getirmediğini, Cumhurbaşkanı Tatar’ın ise kamuoyuna açıkladıklarının dışında bir şey sunmadığını söyledi.

Kombos’a ABD ile stratejik diyaloğun Güney Kıbrıs için önemi de soruldu. Kombos “çok önemli gelişme çünkü Kıbrıs artık ABD’nin stratejik diyalog içerisinde olduğu küçük bir devletler grubuna girdi. Siyasi yönünün ötesinde, vatandaşların gündelik hayatına da olumlu etki yapacak sonuçlar bekliyoruz.” dedi.

ABD’nin bu stratejik diyalog çerçevesinde Güney Kıbrıs’tan talep ettiği bir şey olup olmadığı sorusuna karşılık Kombos “Var olan talepler savunma alanında ve bölgemizle bağlantılı insani meselelerle ilgili. Bir al-ver değil, ikili ilişkilerimizin evrimleşmesi çerçevesindeki bir görüşmedir.” ifadesini kullandı.

Kombos’a ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerinden çıkacak sonucun Güney Kıbrıs-ABD ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği de soruldu. ABD gibi ülkelerin, kurumsal nitelikli bir süreç başlattığında bunu fırsatçılık için yapmadığını söyleyen Kombos “Son dönemdeki çeşitli gelişmelerin, ilişkileri derinleştirmenin her iki taraf için de faydalı olduğunu gösterdi. Dolayısıyla bir seçim sonucundan  o kadar çabuk değişemez.” dedi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu