Hasan Hastürer

Anlaşma olursa, sahip çıkılır mı?

‘Tüm, Kıbrıslı Rum liderler içinde en lider hangisiydi?’

 

  BRÜKSEL-Avrupa Parlamentosundan davetle salı günü uzun bir yolculuktan sonra Belçika’dan öte Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’e geldim.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlardan oluşan 25 kişilik bir grup.

Grubun ağırlıklı yaş ortalaması çok yüksek olmasa da, çok gençlerin sayısı da az değil.

Yıllardır, iki toplumlu etkinliklere katılırım.

Sonuçsuzluğu ya da verimsizliği nedeniyle zaman zaman, ortak etkinliklere katılma arzumu kaybederim.

Ancak, biraz soluk aldıktan sonra, katılmaya devam ederim.

Neden?

Çünkü, Kıbrıs sorununun çözümünde, her şeyi seçilmişlere bırakmak yanlış olduğu gibi, bu tür temaslarla, aracısız görüş alışverişi imkanı da ortaya çıkıyor.

Yılların deneyimiyle, muhatap olduğumuz insanların samimiyetleriyle ilgili bir kanaat oluşturmak zor olmuyor artık.

  Eskiden, bu tür toplantılara katıldığımız zaman 1974’ten hatta öncesinden hatırası olan Kıbrıslı Rumlarla buluşurduk.

Şimdi artık, iki toplumlu buluşmalara katılanların içinde 1974 sonrası doğanların sayısı giderek artıyor. Brüksel’de birlikte olduğumuz grubun çoğunluğu 1974 sonrası doğumlu.

Anne babalarının Kuzey’de kalan köylerinden bahsederken istisnasız tümünün yüzlerine duygusal bir hüzün çöküyor.

  Kuzeyde kalan taşınmaz mallarından umutlarını kestiler mi?

Geriye dönüp, Kuzeyde atalarının yaşadığı köylerde yeniden yaşam kurma arzusuz yok. Kimse bunu seslendirmiyor. Ancak, bir biçimde taşınmaz mallarının karşılığını almak umutları, capcanlı…

Bunda neyin etkili olduğunu sohbet aralarına sıkıştırdığım zaman, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun varlığı ve sürekli, Kuzeyden Güneye, komisyona başvurun çağrısı yapılmasının etkili olduğunu söyleyebilirim.

Örneğin Güneyde, taşınmaz mal bırakan Kıbrıslı Türklerin çok azı, Güneydeki mallarını geri almak ya da satmayı bir hak olarak düşünüyor. Rumlar da öyle değil.

  İlk kez net olarak fark ettim ki, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıs sorunuyla ilgili bize daha çok soru soruyor.

Zamanın Kıbrıslı Rumların lehine çalışmadığı noktasında konuştuklarımın tümü hemfikir.

  Hristodulidis, tüm zamanların ‘En kötü başkanı’ olarak gösteriliyor. Hatta, ne kadar olumsuzluk varsa tümünün Hristodulidis’in özellikleri arasında olduğunu söyleyenler de var.

Çözüm olmazsa adanın kuzeyinde yaşayan nüfusun güneyden fazla olacağını kendinden emin olarak söyleyenleri de dinledim.

  Bana sorulan sorulardan ikisi…

Bir… Bir anlaşma olursa, iki toplum arasında yine çatışma olur mu? Yoksa kan dökülmesine fırsat verilmeden sahip çıkılır mı?’

Soruyu soran Kıbrıslı Rum arkadaş, gözlerini gözlerimden ayırmadan yanıtımı bekledi. Hem de bir an önce yanıtı isteyerek.

Yaşanan bunca deneyimden sonra, iki toplum tarafından sahiplenilecek bir çözüme, sahip çıkılacağına inanırım.’ Sözümün devamını beklemeden hararetle elimi sıkıp, ‘ Ben de aynı görüşteyim’ dedi.

Bir ekleme yaptım tabii. ‘ Bir anlaşmayı bozmak için harekete geçecek, Kuzey Kıbrısta endişe besleyen unsurlar yok. Ancak Güney Kıbrıs’ta ELAM gibi faşist unsurların Meclise kadar ulaşmışlığı var. Sizi korkutan, bu soruyu sorma noktasına getiren de bu olmalı.’

  İlginç bulduğum bir başka soru…

Tüm, Kıbrıslı Rum liderler içinde en lider hangisiydi?’

Bir an düşündüm.

Benim gönlüme daha yakın gelen iki isim Vasliu ve Hristofyas. Ancak ikisinin de Rum toplumu içindeki lider ağırlığı sınırlı kaldı.

  Sonunda, ‘Klerides ve Makarios’ diye yanıtladım.

Klerides, sürpriz olmamıştı ama Makarios’u söyleyeceğimi hiç tahmin etmiyorlardı.

Bu iki ismi neden söylediğimi izah ettim:

Siyasi ömrü devam etseydi Klerides’ın anlaşmaya ciddi katkı yapacak noktaya gelebileceğine hep inandım. Klerides’in Rum Toplumu içindeki siyasi itibarı da yüksekti. Makarios’u neden söyledim? Tüm zamanların Kıbrıslı Rumlar açısından en karizmatik lideri tartışmasız Makarios’tur.
Makarios, ENOSİS saplantısından kurtulup, Cumhurbaşkanı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne inanarak sahip çıksaydı, adada iki tarafı uzaklaştıran çatışmaların
, gelişmelerin hiç biri yaşanmazdı.

Makarios, liderdi ama liderliği Kıbrıs’a hayır getirmedi.’

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button