Erbaş’ın konuşmasının düşündürdükleri…
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyonu Başkan Vekili ve MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, KKTC vatandaşı. Yeğeni Vedat Erbaş’la Kuzey Kıbrıs’ta turizm ve eğitim alanında ciddi yatırımları bulunuyor.
TBMM 2025 Plan Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada, Kıbrıslı Türklerin sesi olmayı görev olarak gördüğünü söylemişti, geçtiğimiz hafta.
Konuşmasını sosyal medya olanak sınırları içinde dinledim. Konuşmasının haberleştirilmesini de bizim basınımızdan okudum.
Kaç gündür yazmak istiyordum.
Bugüne kısmetmiş.
Ahmet Erbaş’ın konuşmasından bir kesit:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ne yakışır bir simge olarak inşa edilen ve yakın zamanda açılmasını beklediğimiz Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yerleşkesi, çok güzel oldu.
Bu yerleşkeyle, Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı, İngiliz Sömürge Dönemi vali yardımcısının ikametgahı olan ve hâlâ girişinde Birleşik Krallığın, üç arslanlı arması bulunan binadan kurtulacaktır.
KKTC Cumhuriyet Meclisi de bir zamanlar Rumlara ait Diannellos, sigara fabrikasından kurtulacak, KKTC Meclisi’nin aşağılamak için “Diannellos’ta toplanıyorlar” ve benzeri ifadelerin kullanımı ortadan kalkacaktır.
Sayın Bakanım doğrudan konunuz olmadığını biliyorum ama depremde Adıyaman İsias Otel’in çökmesiyle kaybettiğimiz “Şampiyon Meleklerimiz”in ailelerine verdiğimiz bir söz var. Onları unutmayacağız ve adalet mücadelesinde sonuna kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz.
Kıbrıslı Türklerin ataları 1571’de Anadolu’dan adaya gönderilmiş Türklerdir. Kıbrıslı Türkler, yüreklerinde iki değeri, eksiksiz yaşatmayı bilmiştir. Bir, İslamiyet, iki Türklük…
1953’te Mustafa Kemal Atatürk, Anıtkabir’de toprağa verildiği zaman mezarına serpilen üç kese topraktan biri de Kıbrıslı Türkler tarafından gönderilmiştir. Kıbrıslı Türkler, Türkiye Cumhuriyeti’ne, misakı milli dışında siyasi hak kazandıran ilk ve tek Türk varlığıdır.
Kıbrıs Türkü, en zor dönemde yanında hemen hazır olanın, imdadına yetişenin Türkiye olduğunu biliyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye’nin desteğini alarak ileriye götürdüğü egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü, siyasetimiz, tüm partiler tarafından desteklenmesi gereken tutarlı bir siyasettir.
Kıbrıs’ta barış vardır. Kıbrıs Türk halkı 1974 öncesi çok zor koşullarda, mücadeleden pes etmedi. Bundan sonra hiç etmez.”
Zaman zaman vurgu yaparak seslendiririm. ‘ KIBRIS, TÜRKİYE’DE EN AZ BİLGİYLE EN ÇOK KONUŞULAN KONULARIN BAŞINDA GELİR.’
Türkiye’den siyaset, iş ve basın dünyasından isimlerle buluştuğum ortamlarda, bunu söylediğim zaman, şimdiye kadar kimse, ifadem için, ‘Yanılıyorsun’ demedi.
Ahmet Erbaş MHP’lidir. MHP bağı, sonradan da var olmadı. Kuzey Kıbrıs’ta geçirdiği zamanın çokluğu, adeta burada daha fazla yaşaması, Kıbrıs’la ilgili bilgi dağarcığını ağırlaştırmış, sosyal iletişimine farklılık kazandırmıştır.
Ancak, Ahmet Erbaş’ın ‘Kıbrıslı Türklerin sesi olmayı görev sayıyorum’ demesi, TBMM çatısı altında, bir gereksinimi yerine getirmeyi de çağrıştırıyor.
KKTC’nin siyasi anlamda tanınması için bizim dışımızda koşulların yerine getirilmesi gerekiyor.
KTFD’nin kuruluş tarihi olan 13 Şubat 1975’i esas alırsanız 49, KKTC’nin ilan tarihi olan 15 Kasım 1983’ü esas alırsanız 41 yıldır tanınma başarılamadı.
Tanınma yönünde, ne kadar ciddi çaba harcandığı ayrı konu…
Ancak, KKTC’de görevi KKTC’nin, Kuzey Kıbrıs’ın, Kıbrıs Türk tarihinin, kültürünün tanıtılması olan Tanıtma Dairesi var.
Her şey ortada, boş verin üçüncü ülkeleri, bir önceki cümlede sıraladıklarımızla ilgili tanıtma görevi Türkiye’de bile yapılamadı.
En başta KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Türkiye’ye giderken ve dönüşte yaptığı açıklamalarda, tanıtma görevlisi gibi görev yaptığı içerikli ifadeler, seslendirmesi, Türkiye’de bile bu bağlamda gidilecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor.