Ertanch Hidayettin

Kafa yapımıza göre, biz dünyanın neresindeyiz?

İnsan olan insanın insanlığının değerini bilip, öteki hayvanlara göre ayrıcalıklı özelliklerini kullanması gerekir. Eğer kullanamazsanız yaratanın size verdiği özelliklere yazık oluyor.

Uzun yıllar önce İstanbul’da Kıbrıslılar Bilim, Eğitim, Sağlık ve Dayanışma Derneği, KIBES’in “KIBRIS SORUNU ÜZERİNE TARTIŞMALAR” başlıklı panelinde birlikte olduğum rahmetli Metin Münür, konuşmasını bağlarken şöyle konuşmuştu:

“Henüz küçük bir çocuktum. İlkokul yıllarında Kıbrıs’ı, dünyayı tanırken heyecan duyuyordum. Ancak her ne halse Kıbrıs’ı Avrupa kıtasında bir ada, kendimi de Avrupalı kabul ediyordum. Bir gün Kıbrıs’ın Asya kıtasında olduğunu öğrendiğim zaman garip bir duygusallıkla adeta üzülmüştüm. Çünkü hep kendimi Avrupalı olarak görüyordum. Kıbrıs, Asya kıtasında olduğuna göre kendim Asyalı mıydım? Hayır. Kıbrıs’ı nerede sayarlarsa saysınlar ben kendimi hep Avrupalı kabul ettim.”

Metin Münür’ün söylediklerinde çok çok önemli bir mesaj vardı.

Her insanın bir doğduğu yere göre, bir de kafa yapısına, kültürüne göre nereli olduğu vardır.

***

Kıbrıs, Avrupa Birliği’ne girdi, Kıbrıslı Türkler olarak bizler de, AB yurttaşı olduk.

Bu tek başına Avrupalı olup olmadığımızı belirlemez.

Asıl olan dünya fiziki haritasına göre nerede yaşadığınız değil değişen dünya düzeninde ne kadar Batılı düşünceye sahip olduğunuzdur.

Yıllar önce Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’ye çağdaş medeniyetlerin düzeyini hedef gösterirken, gösterdiği hedef öncelikle düşüncede Batılı olmaktı. Yoksa kimsenin gücü Türkiye’yi yerinden oynatıp dünyanın bir başka köşesine götürmeye yetmez.

                                                                     ***

Kıbrıs’ın da AB üyelik onayı çıkan 2002 Kopenhag AB zirvesi öncesinde, Almanya’da katıldığım bir toplantı sırasında Alman Hükümeti adına AB’nin genişleme süreci ile ilgili konuşan, üst düzey bir yetkiliye, “Avrupa Birliği nereye kadar genişleyebilir ya da hangi ülkeler AB üyesi olabilir?” sorusunu sormuş ve şu yanıtı almıştım:

“AB kriterlerine uyan, AB kültürünü özümseyen Kuzey Afrika, Ortadoğu hatta orta Asya ülkelerinin AB üyesi olabileceği bir gün gelip tartışılabilir. Ancak şu an için bu soruya verebileceğim en net yanıt Rusya AB üyesi olamaz.”

Bu yanıtı 2001 yılında, Berlin’de almıştım.

***

Avrupa’da kusursuz bir demokrasi mi vardır?

Bunu sanırım kimse iddia edemez. Ancak bireye, insana önem veren insanı kurumların önünde değerli tutan bir anlayış vardır.

   İki büyük dünya savaşı yaşamış, milyonlarca insanın öldüğü, ülkelerin, kentlerin yerle bir olduğu bir kıtada dün savaşan ülkeler AB çatısı altında, birlikte yaşamayı becerebiliyorsa bunun temelinde BİRLİKTE YAŞAMA VE HOŞGÖRÜ SANATI vardır.

   Çevreme bakıyorum, ısrarla, inadına hoşgörüsüzlüğü, birlikte yaşama kültüründeki gelişmeyi sabote etmek isteyenler var.

İşin kötüsü bunu yapanlar niyetlerini adam gibi açık açık ortaya da koymuyorlar. Bu tür düşünce sahipleri mikrofona yakın tutulduğu zaman da Kıbrıs Türkü’nün dıştan çekilen fotoğrafı hiç de güzel olmuyor.

                                                                                          *** 

Bilgiye saygı, laftan öteye geçmiyor.

Büyük çoğunluk suskundur. En çok ses verenler, düşünce doğrusunun karşılıklı uç noktalarında olanlardır. Birbirinden uzak düşüncelerin iletişimi de doğal olarak normal iletişim seslenmesinin ötesinde olur.

   Meclis görüşmelerini BRT ekranından bugüne kadar izlemedinizse, lütfen izleyin… Ne demek istediğimi daha kolay anlayacaksınız.

   Yüksek sesi boş verin… Önce bağırma sonra tehdit ve  farklı yöntemlerle şiddete uzanılır. Böyle ortamların adı çokseslilik olmaz, toplumsal görünüm de Batılılığın en uzak noktasını çağrıştırır.

   … Bunlardan sonra haydi siz karar veriniz. “ BİZ DÜNYANIN NERESİNDEYİZ?”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu