AfD, Musk ve partnerlerinin ortak hedefi: Dünya hakimiyeti
Aşırı sağ dünya genelinde yükselişte. Ortak paydaları milliyetçilik, popülizm ve göç karşıtlığı. Ortak hedefleri ise dünyada ideolojik üstünlüğü ele geçirip hakimiyeti sağlamak.
![](https://noktakibris.com/wp-content/uploads/2025/02/musk-trump-780x470.webp)
Dünyanın farklı bölgelerinden hayranları Donald Trump’ı, ABD başkanlığını devraldığı yemin töreninde, yalnız bırakmadı. Trump’ın özel davetlileri, 20 Ocak’taki yemin töreni için adeta Washington’a akın etti.
Kimler mi? Mesele Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, aşırı sağcı İngiliz siyasetçi Nigel Farage ve tabii ki aşırı sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) temsilcileri.
Trump’ın yemin töreni dünya genelindeki aşırı sağcıları buluşturdu, oluşturdukları ulusötesi ağları genişletmeleri için de bir fırsat sundu.
![Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Trump'ın Washington'daki yemin törenine katılan liderler arasında yer aldı. Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Trump'ın Washington'daki yemin törenine katılan liderler arasında yer aldı.](https://static.dw.com/image/71359605_906.jpg)
Hatta törenden bir gün önce Donald Trump’ın eski danışmanı aşırı sağcı ideolog Steve Bannon, Brezilya’nın eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun oğlu, AfD’li bir milletvekili ve çok sayıda Influencer ile bir araya geldi.
Almanya’dan bu buluşmaya katılan ve çekim yapan bir Influencer, gözlemlerini büyük bir heyecanla anlatıyor, El Salvador Büyükelçisi’nden davet aldığını söylerken sergilediği seyahat etme hevesi, gerçekten şaşkınlık yaratıyor.
Aşırı sağcıların küresel ittifakı bir paradoks mu?
Aslında “Önce Amerika” söylemiyle meydan okuyan Donald Trump’ın bir mıknatıs gibi dünyanın dört bir yanındaki aşırı milliyetçileri etrafında birleştirebilmesi, bir paradoks gibi duruyor. Çünkü örneğin Alman aşırı sağcıların büyük bir bölümü aslında aynı zamanda Amerika karşıtı.
Ama Norveç’teki Oslo Üniversitesi’nden Profesör Katrine Fangen, bunun sadece ilk bakışta bir paradoks gibi göründüğüne dikkat çekiyor.
![Norveç'teki Oslo Üniversitesi'nden Profesör Katrine Fangen. Norveç'teki Oslo Üniversitesi'nden Profesör Katrine Fangen.](https://static.dw.com/image/71494124_906.jpg)
Aşırı sağcıların ulusötesi ağları konusunda uzmanlaşmış bir isim olan sosyolog Fangen, farklı ülkelerdeki bu hareketleri bir araya getiren ortak noktaları şöyle sıralıyor: Göç karşıtlığı, milliyetçilik, geleneksel aile imgeleri ve küreselleşme karşıtlığı.
Nihai hedefleri ne?
Profesör Fangen, küreselleşme karşıtlarının bir küresel ittifak oluşturmadaki hedeflerine açıklık getirirken, “Sadece daha fazla siyasi nüfuz için mücadele etmiyorlar” diyor.
“Mücadeleleri milliyetçilik ve sosyal muhafazakarlık için ve liberal demokrasiye karşı” sözlerini kaydeden sosyolog, nihai hedeflerinin de “küresel ideolojik dünya düzeninin yeniden inşası” olduğunu söylüyor.
Berlin Hür Üniversitesi’nden siyaset bilimci Thomas Greven’e göre tarihte aşırı sağcıların ördükleri iç içe geçmiş ağların başka bir emsali bulunmuyor.
“Aşırı sağın uluslararası ağı” adlı kitabın yazarı olan Greven, aşırı sağcıların birbirlerinden çok şey öğrendiklerine, bir ülkede sonuç veren bir stratejinin hiç vakit kaybedilmeksizin hemen diğer ülkelerdeki aşırı sağcı hareketler tarafından uygulandığına dikkat çekiyor.
![Elon Musk’ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) başbakan adayı Alice Weidel’e açık desteği, küresel çapta örülen aşırı sağ ağlarının ulaştığı boyutu gözler önüne seriyor. Elon Musk’ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) başbakan adayı Alice Weidel’e açık desteği, küresel çapta örülen aşırı sağ ağlarının ulaştığı boyutu gözler önüne seriyor.](https://static.dw.com/image/71525182_906.jpg)
DW’ye konuyan Greven, Steve Bannon’un İngilizce “Flooding the Zone with shit” olarak tanımladığı ve diğer ülkelerdeki aşırı sağcıların benimseyip uyguladıkları stratejiyi örnek gösteriyor.
Türkçe’de “Alanı *ok yağmuruna tutmak” anlamına gelen bu strateji, kasıtlı olarak bir bilgi ekosistemini yalan yanlış bilgi yağmuruna tutarak, bireylerde neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda kafa karışıklığına, güvensizliğe yol açmak olarak nitelendiriliyor.
Greven, Bannon’un “siyasi rakibi aralıksız provokasyon, yeni yalanlar, yeni düşünceler ve yeni düşmanlıklarla boğma, zora düşürme stratejisinin uluslararası alanda yaygınlaştığını” anlatırken, “Bu iletişim stratejisi artık her yerde aşırı sağcı aktörler tarafından kullanılıyor” diyor. (DW)