Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, CHP Genel Başkanı Özel ve beraberindeki heyeti kabul etti

Özel: “Temel hedefimiz Avrupa Birliği’dir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bir yere bırakarak hiçbir yere girmeyiz”

 

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta varılacak adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün iki devletli çözüm modeli olduğunu ve bunun için karşı tarafın da cesaret göstermesi gerektiği söyledi.

Kıbrıs’ta 60 yıldan bu yana iki ayrı devlet bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, iki eşit egemen devletin işbirliğine dayalı bir antlaşmaya varılabileceğini, iki tarafın kendi egemenliği, yetkisi ve otoritesine sahip olması ve karşı tarafa hükmetmemesi gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’incı yıl kutlamaları için adaya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dün gerçekleştirilen kabulde yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci kuruluş yıldönümünde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i görmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Bu önemli günde bizimle olmanız çok anlamlıdır. Şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına size teşekkür ederim” dedi.

Kıbrıs Türkü’nün kimliği, maneviyatı ve değerleriyle kimsenin boyunduruğu ve esareti altında olmadan Kıbrıs’ta varlığını sürdürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunun çözümü için yıllarca federasyon görüşüldüğünü ancak karşı tarafın zihniyeti nedeniyle sonuç alınamadığını anlattı.

Kıbrıs Rum tarafının kendini üstün gördüğünü ve üniter bir Kıbrıs yaratmak istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs adasını bir Helen adası olarak gördüğünü, Yunanistan ile olan bağlarının yanı sıra Avrupa Birliği’ne de girerek, dolaylı yoldan Enosis’i gerçekleştirdiklerine inandıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, direk uçuş, direk temas, spor yapılmasının engellenmesiyle Kıbrıs Türklerine uygulanan ambargoların devam ettiğine dikkat çekerek, “Bu sıkıntılar var diye gidip teslim olacak değiliz” dedi.

Sıkıntıların aşılması için bazı muhaliflerin öyle veya böyle bir antlaşmaya varılmasını istediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, onların istediği şekilde varılacak antlaşma ile karşı tarafın otoritesi altına girileceğini kaydetti.

-Kıbrıs’ta 60 yıldan bu yana iki ayrı devlet var

Kıbrıs’ta 60 yıldan bu yana iki ayrı devlet bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, iki eşit egemen devletin işbirliğine dayalı bir antlaşmaya varılabileceğini, iki tarafın kendi egemenliği, yetkisi ve otoritesine sahip olması ve karşı tarafa hükmetmemesi gerektiğini vurguladı.

-“İki halkın yararına olabilecek ‘kazan kazan’ durumu doğurabilecek çalışmaları yapmaya hazırız”

Kıbrıslı Türklerin, Rumlar kadar devlet tecrübesine sahip olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, yan yana yaşayan iki devletin; su, elektrik, doğal kaynaklar ve her türlü konuda iş birliği yapıp, iki halkın yararına olabilecek “kazan kazan” durumu doğurabilecek çalışmaları yapmaya hazır olduklarını ve Rum tarafına bu önerileri ilettiklerini anlattı.

Kıbrıs’ı bir milli dava olarak gören Türkiye Cumhuriyeti’ne teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, 1974 yılında dönemin Türkiye Başbakanı merhum Bülent Ecevit’in, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında “Rumlara ve Türklere barış götürüyoruz” dediğine dikkat çekti.

Kıbrıs’ta 50 yıldan beridir kan akmadığını, adada barış, huzur ve güven olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs’ın da bu durumdan kazanımlar elde ettiğini ve ekonomisinin geliştiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’nin nimetlerinden yararlanarak imkanlar ve imtiyazlar elde ettiklerini anlattı.

Kıbrıs’ta varılacak bir antlaşmada 1974 öncesine dönülmemesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde “Kıbrıs’ta artık çatışmanın olmayacağı ve halkların kardeş olduğu” şeklinde görüşlerin ortaya konulduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Tatar, geçen 20 yıllık sürede ise Avrupa’da ve Orta Doğu’da savaşların yaşandığını kaydetti.

-“Türkiye’nin garantör ülke olması ve caydırıcı güç olarak adada asker bulundurmasının kırmızı çizgimiz”

“Zihniyet aynıdır, güçlü taraf, güçsüz tarafı ezerek kendine avantaj sağlamak ister” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, 1974 öncesine dönüş olmaması için Türkiye’nin ulusal güvenliği, bölgedeki Mavi Vatan’da ve Gök Vatan’da hakları ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilişkisinin önemine değindi. Cumhurbaşkanı Tatar Türkiye’nin garantör ülke olması ve caydırıcı güç olarak adada asker bulundurmasının kırmızı çizgileri olduğuna vurgu yaptı.

Kıbrıs’ta varılacak herhangi bir antlaşma ile birkaç yıl sorun yaşanmayabileceğini ancak 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 3 yıl sürdüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Rumlarının Türkleri devletten dışlayarak katliamlar yaptığını anımsattı.

Yunanistan’ın desteğiyle karşı tarafın yanlışlar yapabileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, geçmişten ders çıkarılması gerektiğini belirtti.

Kıbrıs’ta varılacak adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün iki devletli çözüm modeli olduğunu ve bunun için karşı tarafın da cesaret göstermesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Rum eski lideri Nikos Anastasiadis Crans Montana görüşmelerinde çıkmaza girdiğinde, iki devletli çözümden bahsetti ancak saldırılardan dolayı devam edemedi. Doğrusu buydu.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 85 milyon nüfusuyla bölgenin en büyük ve güçlü ülkesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte bir değer olduğuna vurgu yaptı.

Türkiye Cumhuriyeti ana muhalefet partisi CHP’nin geçmişi ve tecrübeleriyle bu değerlere sahip çıktığını ve bu durumun kendisini mutlu ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ziyaretten dolayı Özel ve beraberindeki heyete teşekkürlerini sundu.

-Özel

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında, CHP genel başkanı seçildikten sonra ilk yurtdışı ziyaretini Kıbrıs’a gerçekleştirdiğini anımsatarak, bir yıl içinde Cumhurbaşkanı Tatar’la dört kez bir araya geldiklerini söyledi.

Gerçekleştirilen ziyaretlerin Kıbrıs’a karşı tarihi bağlar ve duygu durumu ile alakalı olduğuna işaret eden Özel, uyumlu bir ilişki biçimi sürdürdüklerine dikkat çekti.

Kıbrıs’ı iktidarı ve muhalefetiyle kucakladıklarını anlatan Özel, Kıbrıs Türk halkının Cumhuriyet Bayramını kutladı.

“Dünyanın gözünün üzerinde olduğu son derece kritik, uzun süren tüm aşamalarına hakim olduğumuz sürecin yeni bir noktasındayız” diyen Özel, New York’ta gerçekleştirilen gayrı resmî üçlü yemek ve bugün de ifade edildiği gibi 4+1 toplantının önemine vurgu yaptı.

CHP Genel Başkanı ve dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’ten bahsedilmesinin önemli olduğunu aktaran Özel, Kıbrıs’ta her evde fotoğrafı bulunan Bülent Ecevit’in Kıbrıs Türkleriyle kurduğu ilişkinin kendilerine bırakılan miras olduğuna dikkat çekti.

-“Kıbrıs’ta Türklerin kazanımlarını kaybedeceği bir formüle sıcak bakmayız”

“Kıbrıs’ta Türklerin kazanımlarını kaybedeceği bir formüle sıcak bakmayız” diyen Özel, bunun partinin resmi görüşü olduğunu kaydetti.

Kıbrıslı Türklerin tanınmamışlık, ambargolar, doğrudan uçuş, ticaretin olmaması gibi sorunları olduğunu anlatan Özel, bu durumun aşılması gerektiği söyledi.

Özel, müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafının müzakere ahlakına uygun davrandığını ancak masadan kalkan, taahhütlerini yerine getirmeyen ve bedel ödemek yerine kazanımlar elde eden tarafın Güney Kıbrıs olduğunu dünyaya hatırlatmak gerektiğine dikkat çekti.

Müzakere olacaksa ve çözüm olmayacaksa Kıbrıs Türk tarafının kaybetmesi değil kazanması gerektiğini dile getiren Özel, bu durumun olmazsa olmaz bir şart olarak ortaya konulması gerektiğini ifade etti.

Özel, görüşmelerden sonuç alınmayacaksa, görüşme başlamadan doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ambargolarının kalkmasının garanti edilmesi gerektiğini vurguladı.

Görüşmelerin çözüm odaklı olmasının önemine işaret eden Özel, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın Avrupa Birliği üyesi olduğunu, ortada eşit olmayan bir durum bulunduğunu, bu eşitsizliğin Annan Planı sonrası ortaya çıktığını ve Türk tarafı aleyhine dengeleri bozduğunu kaydetti.

Yunanistan Büyükelçisinin kendisini ziyaret ettiğinde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne üye olmasını masada tutup, bütün sorunları hep birlikte çözmek gerektiğini söylediğini ifade eden Özel, bu şekilde sınırların, ticaretin ve uçuşların sınırlandırılmasının öneminin kalmayacağını aktardı.

Özel, “Bunların karşısında kimse bizden kazanılmış haklarımızdan vazgeçmemizi beklemesin. Zulüm gören ve şehit veren taraf bizdik.” diye konuştu.

Özel, “Temel hedefimiz Avrupa Birliği’dir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bir yere bırakarak hiçbir yere girmeyiz.” dedi.

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button