Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Tarihine Damga Vurmuş İsimler “Osman Örek” seminerine katıldı
Lefkoşa, 27 Mart 24 (TAK): Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Akdeniz Karpaz Üniversitesi’nin Kıbrıs Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen Kıbrıs Türk Tarihine Damga Vurmuş İsimler “Osman Örek” seminerine katıldı.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Tatar seminerde yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının bağrından çıkmış önemli bir hukukçunun kendi mücadelesi ile birlikte halka verdiği hizmetlerin ele alınıp canlı şahitlerle bunların kayda geçirilmesinin Kıbrıs Türk tarihi açısından önemli olduğunu söyledi.
Osman Örek ile yaptığı sohbetlerde sürekli kendisine Kıbrıs meselesini, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türkü’ne yaptıklarını ve onlarla bir anlaşmaya asla varılamayacağını anlattığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, kendi milli şuurunun oluşmasında Osman Örek’in büyük katkıları olduğunu vurguladı.
Tatar, iyi eğitim alan Osman Örek’in çok önemli bir hukukçu olduğunu belirterek, hukuk bilgisi ve mükemmel İngilizcesi ile İngiliz Sömürge döneminde Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş ile birlikte Kıbrıs Türkü’nün hakkını ve hukukunu aradığını anlattı.
Osman Örek’in, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için yapılan çalışmaları ve tehlikeyi Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş ile birlikte Türkiye’ye anlattığından bahseden Tatar, “Türkiye’ye kapıdan giremezsek pencereden gireriz.” diyerek Kıbrıs Türkü’nün haklı davası için mücadele verildiğini vurguladı.
Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmadan önce 5 yıl süreyle Londra ve Zürih antlaşmalarıyla ilgili çalışmalar yapıldığına işaret eden Tatar, Osman Örek’in Anayasa’ya, “devletin kurucu ortakları olan Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs Rumlarının eşit olduğunun” girmesi için büyük katkılarının olduğunu anlattı.
Makarios’un Kıbrıs Cumhuriyeti’ni İngiltere’nin adadan çekilmesi ve Enosise sıçrama tahtası olarak gördüğü şeklinde açıklama yaptığını hatırlatan Tatar, İngiltere’nin Ortadoğu’da hakimiyet kurabilmek için 2 egemen üs alarak adadan ayrıldığını dile getirdi. İngiltere’nin egemen üsleri istediği gibi kullanabildiğini ve kimsenin müdahalede bulunamadığını aktaran Tatar, Kıbrıs’ın Ortadoğu’ya yapılan müdahalelere karşı hedef olabileceğini vurguladı.
Kıbrıs Türkü’nün egemenlik hakkının tartışılmasının kabul edilmez olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, yürütülen yeni siyasette egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün 1960 yılındaki antlaşmadan geldiğini kaydetti.
Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün ne olduğunu anlamamakta ısrar edenler olduğunu ifade eden Tatar, “Egemen eşitlik, kendi devletimizi kurma hakkıdır. Rumların sahip olduğu egemenlik hakkı kadar bizim de egemenlik hakkımız vardır. Eşit uluslararası statü ise, müzakere masasına iki devletin oturmasıdır. İki devletin işbirliğine dayalı bir antlaşma istiyoruz. Eşit uluslararası statü kabul edilmeden görüşmelere başlanması durumunda Rumlar masadan devlet olarak, biz ise toplum olarak kalkarız.” dedi.
Devletten devlete görüşmenin ön şart olduğunu vurgulayan Tatar, “Kıbrıs Rumları yoluna devlet olarak, Kıbrıs Türkü’nün ise cemaat olarak devam etmesini istiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 2 eşit halk olduğu ispatlandı. Antlaşmada Dr. Fazıl Küçük’ün imzası olmasaydı, Makarios’un imzasının bir anlamı olmazdı” ifadelerini kullandı.
Rauf Raif Denktaş ve Osman Örek’in çalışmalarıyla garantörlük ve tek taraflı müdahale hakkının kazanıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, tek taraflı müdahale hakkıyla Türkiye’nin Erenköy’e müdahale edebildiğini ve Kıbrıs Türkü’nün Barış Harekatı’nın yapıldığı 1974 yılında kadar direnebildiğini söyledi.
1974 yılından sonra iki halkın ayrı bölgelerde yaşamaya başladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, eşit kurucu ortak olan Kıbrıs Türkü’nün devletten dışlanmasının üzerinden 60 yıl geçtiğini ve ambargoların sürdüğünü anlattı.
Kıbrıs adasının statüsünün değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk dünyasının Akdeniz’e açılan penceresi olduğunu söyledi, Türk Devletler Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda aşama aşama statüsünün yükseldiğini kaydetti.
“O zaman verilen mücadele sayesinde siyasetimizi sürdürebiliyoruz.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, verdikleri mücadele ve yaptıkları çalışmalardan dolayı Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş ve Osman Örek’i “saygıyla” andı.