TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Uluslararası toplum KKTC’yi artık tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır”
Türkiye Cumhuriyeti (TC) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Uluslararası toplum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) artık tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır” diyerek, Kıbrıs meselesinde yalnızca Ada’daki gerçekler üzerine inşa edilecek bir çözümün adil, kalıcı ve sürdürülebilir olacağını vurguladı.
Federasyon modelinin artık bir seçenek olmadığını kaydeden Yılmaz, Türkiye’nin, anavatan ve garantör devlet olarak, Kıbrıs Türklerinin haklı davasını savunmaya devam edeceğini belirtti.
KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmasına yönelik çabalarını sürdüreceklerini ifade eden Yılmaz, “Haksız ambargolar ve izolasyonlarla Kıbrıs Türkü’nün spor, eğitim ve ulaşım gibi temel insan hakları dahi on yıllardır ihlal ediliyor olsa da biz Kıbrıs Türkü’nü ihtiyaç duyduğu her alanda desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
-Yılmaz: “KKTC’nin kat ettiği mesafeyi bir kez daha gözlemleme fırsatım oldu”
TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel ile görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada, Üstel’i ülkede ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
KKTC’nin kuruluşunun 41’inci yıl dönümü nedeniyle geçen ay adayı ziyaret ettiğini belirten Yılmaz, “Bu vesileyle Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin Cumhuriyet Bayramı’nı bir kez daha kutluyor, göstermiş oldukları misafirperverlikten ötürü KKTC makamlarına teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.
Ziyarette, KKTC’nin kat ettiği mesafeyi bir kez daha gözlemleme fırsatı olduğunu dile getiren Yılmaz, “KKTC geliştikçe, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin daha iyi şartlarda yaşadığını gördükçe bizler de mutlu oluyoruz” diye konuştu.
İlk etapta ayakta tedavi ve muayene hizmetleri ile sınırlı olarak KKTC ve TC vatandaşlarına hizmet verecek olan 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi’nin açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yerleşkelerinin inşası için devam eden çalışmaları yerinde incelediklerini kaydetti, projenin en kısa sürede tamamlanacağına inanç belirtti.
-“Kıbrıs Türkü’nü ihtiyaç duyduğu her alanda desteklemeye devam edeceğiz”
2024 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamındaki projelerle ilgili KKTC hükümetiyle iş birliği halinde çalışmaya devam edeceklerini ifade eden TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmasına yönelik çabalarını sürdüreceklerini vurguladı.
“Haksız ambargolar ve izolasyonlarla Kıbrıs Türkü’nün spor, eğitim ve ulaşım gibi temel insan hakları dahi on yıllardır ihlal ediliyor olsa da biz Kıbrıs Türkü’nü ihtiyaç duyduğu her alanda desteklemeye devam edeceğiz” diyen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Bugüne dek fikir ve gönül birliği içinde sürdürdüğümüz bu haklı mücadelede elde ettiğimiz kazanımları daha da ileri götürecek güçte ve kararlılıkta olduğumuz şüphe götürmeyecek bir gerçektir. Bu gerçeği sadece sözle değil, her vesileyle gerçekleştirdiğimiz müşterek icraatlarla gösteriyoruz.”
-“KKTC’nin Türk devletleri ile olan ilişkilerinin gelişmeye devam edeceğine olan inancımız tamdır”
KKTC’ye ekonomik olarak verdikleri destek gibi siyasi desteği de sürdürdüklerinin altını çizen TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC’nin tanınması ve uluslararası toplumda hak ettiği yere gelmesi için çalışmaya devam ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 6 Kasım’da Bişkek’te düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 11. Zirvesi’ne onur konuğu olarak davet edilmesini önemli bir gelişme olarak gördüklerini ifade eden Yılmaz, “KKTC’nin Türk devletleri ile olan ilişkilerinin gelişmeye devam edeceğine olan inancımız tamdır” vurgusu yaptı.
-“Federasyon modeli artık bir seçenek değildir”
Kıbrıs meselesinde Cumhurbaşkanı Tatar tarafından ortaya konulan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletli çözüm vizyonuna desteklerinin tam olduğunun altını çizen TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şunları kaydetti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın 79. BM Genel Kurulu’na hitaplarında bir kez daha ifade ettikleri üzere, uluslararası toplum KKTC’yi artık tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır.
Kıbrıs meselesinde yalnızca adadaki gerçekler üzerine inşa edilecek bir çözümün adil, kalıcı ve sürdürülebilir olacağını her fırsatta vurguluyoruz.
Birçok kereler denenmiş, ancak Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle hayata geçirilemeyerek tükenmiş olan federasyon modeli artık bir seçenek değildir.
Türkiye, anavatan ve garantör devlet olarak, Kıbrıs Türklerinin haklı davasını savunmaya devam edecektir.”