“İmamoğlu’nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok”

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun diplomasıyla ilgili iddialara yanıt vermek üzere avukatı Mehmet Pehlivanlı ve Profesör Doktor Adem Sözüer’in katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi. Hakkında ”resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatılan Ekrem İmamoğlu’nun yüksek öğretim sürecindeki tüm işlemlerinin yasalara uygun olduğunu iki hukukçu belgelerle ortaya koydu.
Milliyet Gazetesi’ne ilan verildi
Avukat Mehmet Pehlivanlı konuşmasında İmamoğlu’nun 5 Eylül 1988’de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne girdiğini ve bu üniversitede bir yıl hazırlık bir yıl da İngilizce İşletme Bölümünün birinci sınıfını okuduğunu paylaştı.
İmamoğlu’na özel bir uygulama yapılmadığını söyleyen Pehlivanlı “Aksine, isteyen ve şartları taşıyan herkes geçiş yapabilsin diye İstanbul Üniversitesi 30 Temmuz 1990’da Milliyet Gazetesi’ne ilan veriyor. İlanda şöyle diyor: ‘Yüksek Öğretim Kurumları Arasında Ön Lisans Ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca üniversitemiz eğitim programlarına 1990-1991 eğitim öğretim yılında yatay geçiş yoluyla kabul edilecek öğrencilerde aranılacak nitelikler, gerekli belgeler, son başvuru tarihi ve kontenjanlar aşağıda gösterilmiştir.’ Bu ilanda İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi de bulunuyor. Bu ilanı gören Sayın Ekrem İmamoğlu; ailesi ve iş hayatı İstanbul’da olduğu için bu yatay geçişten faydalanmak istiyor ve müracaatını yapıyor” dedi.
İmamoğlu’nun not ortalaması
İmamoğlu‘nun eğitim başarısı ve durumunun üniversitenin ilanda verdiği kriterleri karşıladığını ifade eden Pehlivanlı “Ekrem İmamoğlu 1988 güz döneminde girip, 1990 yılı yaz döneminde ayrıldığı okulundaki not ortalaması 4 üzerinden 2,5. Yani Türkiye sisteminde 100 üzerinden 62,5 not ortalamasına sahiptir” dedi. Pehlivanlı “Bu önemli çünkü bazı gazeteciler ısrarla yatay geçiş şartlarında İmamoğlu’nun 60 puanlık barajı tutturamadığını 59 puanda kaldığını iddia etmiştir. Bu resmi evrakta da görüldüğü üzere Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş sırasında not ortalaması 62,5’tur” açıklamasını yaptı.
Pehlivanlı yasal mevzuatta gerekli her kriterin yerine getirildiğini ifade ederek “Bu kriterleri, 1982 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Arasında Ön Lisans Ve Lisans Yatay Geçiş Esaslarına Dair Yönetmelik belirlemiş. Yani bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı” dedi.
Ekrem İmamoğlu gibi 51 öğrencinin başvurusunun önce üniversitenin yatay geçiş komisyonu tarafından ardından da yönetim kurulu tarafından kabul edildiğine dikkat çeken Pehlivanlı “Bu onayın ardından da Ekrem İmamoğlu 2 Ekim 1990 tarihinde İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne kaydını yaptırarak İstanbul Üniversiteli oluyor” açıklamasını yaptı.

YÖK’ün İmamoğlu hakkındaki raporu
Avukat Pehlivanlı YÖK tarafından İmamoğlu hakkında hazırlanan rapora da değindi. Pehlivanlı’nın açıklamasına göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine hazırlanan YÖK Raporunda İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönem itibarıyla, yatay geçişe ilişkin tüm şartları taşıdığı ifade edildi.
Girne’deki kampüsün tanınmaması
Pehlivanlı basın toplantısında 18 Kasım 1991 tarihli YÖK Yönetim Kurulu Kararı’na da atıfta bulundu. Ekrandan paylaşılan kararda “Girne Amerikan Üniversitesinin bağlı olduğu ABD’deki üniversitenin YÖK tarafından tanınırken, Girne’deki kampüsünün tanınmadığı” belirtiliyor. Pehlivanlı bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı geçişin yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata göre incelenmesi gerektiğine dikkat çekti. “Buna ‘geriye yürümezlik ilkesi’ denir ve evrensel nitelikteki bu hukuk prensibine aykırı bir değerlendirme yapmak söz konusu olamaz” diyen Pehlivanlı “Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatı Ağustos 1990’da. Yani YÖK’ün istismar edilen bu kararından 1,5 yıl öncesinden yapılan bir müracaattır” dedi.
Tanıma ve denklik şartı
İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönemde, mevzuatta yatay geçiş için tanıma ve denklik şartı olmadığına da dikkat çeken Pehlivanlı “YÖK’ün tanıma ve denklik işlemlerinin yasal bir dayanağa kavuşması ancak 14 Temmuz 1996 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliğiyle olmuştur. Yani YÖK’ün tanıma ve denklik kuralı İmamoğlu’nun yatay geçiş müracaatından tam 6 yıl sonra getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen bir kuralı geriye yürütmeyi hukukla açıklamak mümkün değildir. Bunun açıklaması siyasetin konusudur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Pehlivanlı ayrıca tanıma ve denklik konusu yasal mevzuata kavuşsa da bu mevzuatın yatay geçiş işlemlerine yönelik olmadığına, alınan diplomaların tanınması ve denk sayılmasına dair bir düzenleme olduğuna da dikkat çekti.
Pehlivanlı ayrıca “İstanbul Üniversitesinin 1990 tarihli yatay geçiş işlemleri sırasında, Girne Amerikan Üniversitesinin tanınmadığına dair bir karar yoktur, o halde tanınırlık şartının aranması mümkün değildir” bilgisini paylaştı.

Sözüer: Savcılık İmamoğlu’nu niye davet ettiğini yazmamış
Kendisinden bilimsel bir mütalaa istendiğini ve bu mütalaanın ceza hukuku yönüyle ilgilendiğini söyleyen Adem Sözüer de “Aslında bugün basında da her gün konuşulan bu raporu ben de okuyunca şaşırdım. Çünkü Ekrem İmamoğlu’nun ceza hukuku sorumluluğuyla ilgili hiçbir şeyi yok o yüzden ben de düşünüyorum ne mütalaa yazacağız diye” ifadelerini kullandı.
Sözüer “Başvuruda da sorun yok, koşullarda da sorun yok. İlan olmuş, başvurmuş. Daha sonra fakülteye başlamış derslere devam etmiş. Sınavları başarıyla geçmiş, diplomasını almış, yüksek lisansını almış. O zaman bu nasıl oluyor da Ekrem İmamoğlu bakımından bir ceza soruşturması, savcılık soruşturması haline geliyor” diye sordu.
“Ekrem İmamoğlu’nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok” diyen Sözüer “Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu’nu ifadeye davet ediyor. Fakat niye davet ettiği yazılmıyor. Demek ki onlar da pek karar verememiş. ‘Burada suç var mı yok mu’ diye. Hani normalde böyle bir davet olduğunda kanuna göre neyle suçlandığınız yazılıyor. Ama bir suç tespit edilemediği için olacak anlaşılan yine de çağıralım demişler. Bakın böyle hukuka uygun işlemler yapan birisine yaptığı işlemleri sorgulama yeri değildir savcılıklar” diye konuştu.
Pehlivan ve Sözüer, basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Pehlivan, İmamoğlu hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan başlatılan soruşturmada bu kez ifadeye davet edildiği savcılığın terör suçları bürosu olmadığını, örgütlü suçlar bürosu olduğunu belirterek, “Çağrı kağıdında hangi suçlamanın atılı olduğuna dair bir beyan yazmıyor” dedi.
İmamoğlu: Üniversite arkadaşlarımı toplasam miting yaparım
İBB Başkanı İmamoğlu da bugün tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın annesi Gönül Özdağ’ı ziyaretinin ardından gazetecilere diploma iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Trajikomik olaylardan biri daha, bir diploma meselesi üzerinden. Açıkçası bu yalanı, bu iftirayı defalarca yazan, çizen ve bunu gündeme taşıyan insanlarla ilgili de en üst düzeyden dava sürecini başlatacağımı ifade etmek isterim. Evrakta sahtecilikten başladılar sonra diploması yok dediler, ardından başka başka hususlar…” ifadelerini kullanan İmamoğlu, hakkında açılan soruşturmaya ilişkin olarak “Örgütlü suç alanına davet edilmemin utanç verici sürecini yaşıyoruz” dedi. Bunun “bugünün iktidarının demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kirleten, lekeleyen tutum ve tavırlarının parçası” olduğunu belirten İmamoğlu, “Üniversiteden çok arkadaşlarım var ve üniversitedeki arkadaşlarımı çağırsam miting yaparım yani ama adamın birisi tavla oynayacak adam bulamaz” ifadelerini kullandı.