TBMM Başkanı Kurtulmuş: Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de fiziki bir üs olan Kıbrıs’tan vazgeçmesi asla düşünülemez
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de fiziki bir ada olan, fiziki bir üssü olan Kıbrıs’tan vazgeçmesi asla düşünülemez. Kıbrıs Türk Devleti’nin varlığı inşallah kıyamete kadar devam edecek.” dedi.
Kurtulmuş, Barış Harekatı’nın bir özgürlük ve haysiyet mücadelesi olduğunu kaydederek, 50 yıl içerisinde tek kayda değer olayın yaşanmamış olmasının bu Harekat’ın ne kadar doğru ve yerinde olduğunun ispatı olduğunu belirtti.
KKTC’nin yeni bir döneme giriyor olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, konuşmasında “Kıbrıs Türk Devleti” ifadesi kullanmasının dil sürçmesi olmadığını, bunu bilerek kullandığını da söyledi.
Kurtulmuş, “Bütün dünyanın bir kere daha bilmesini isterim ki Kıbrıslı’nın ayağına diken batarsa bunun acısını Türkiye 85 milyon olarak hisseder ve gereğini yapar. Türkiye bundan sonra da Kıbrıs Türk Devleti’nin güçlenerek yoluna devam etmesinin teminatıdır.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi’nde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katılımıyla yapılan “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılında Süregelen Sorunlar ve Çözüm Arayışları Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu”nda konuştu.
– “Kıbrıs’ta işgalci Türk tarafı değil, Kıbrıs devletini ortadan kaldıran Rum tarafıdır, Rum kesimidir”
Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ilk üniversitesi ve en önemli üniversitelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi’nde böyle önemli bir konuyu ele almak üzere bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, 20 Temmuz günü, KKTC’de Barış Harekatı’nın 50. yılının iktidar ve muhalefetin katılımıyla coşkuyla kutlandığını kaydetti, hemen ardından düzenlenen bu Sempozyum için teşekkürlerini sundu.
50 yılın bir insan ömrü için çok uzun bir süre ama bir devletin ömrü için göz açıp kapayıncaya kadar geçen kısa bir süre olduğunu belirten ancak bu 50 yılda Kıbrıs’ta yaşananların ciltlerce kitap doldurabileceğini kaydeden Kurtulmuş, bu süreçte önemli rol alan Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Semih Sancar, Dr. Fazıl Küçük ve Raif Rauf Denktaş’ı andı.
Kurtulmuş, Türk tarihinin en önemli müdahalelerinden bir olan Barış Harekatı’nı ve yaşanan süreci çok iyi hatırlamak, analiz etmek ve bundan sonraki dönemde Kıbrıs’ın geleceği için ciddi fikirler ortaya koymak gerektiğini kaydetti.
Doğu Akdeniz’in bugün büyük devletler için önemine işaret eden ve bu noktada Kıbrıs’taki farklı emellere dikkat çeken Kurtulmuş, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de fiziki bir ada olan, fiziki bir üs olan Kıbrıs’tan vazgeçmesi asla düşünülemez. Kıbrıs Türk Devleti’nin varlığı inşallah kıyamete kadar devam edecek.” dedi.
“1960’ta Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Devleti’ni ortadan kaldıran Türk tarafı değildir.” ifadelerini kullanan Kurtulmuş, “Evet, Kıbrıs’ta bir işgalci vardır. Kıbrıs’ta işgalci Türk tarafı değil, Kıbrıs devletini ortadan kaldıran Rum tarafıdır, Rum kesimidir.” diye konuştu, Enosis hayaliyle adada Türklerin öldürülmesine Türkiye’nin seyirci kalacağının düşünülemeyeceğini kaydetti.
-“Türkiye bundan sonraki süreçte de Kıbrıs halkının yanında olacak”
Kurtulmuş, Barış Harekatı’nın 11 sene boyunca devam eden Kıbrıs Türk halkının acılarını sonlandırmak için yapıldığını hatırlatarak, 50 yıl içerisinde tek kayda değer olayın yaşanmış olmasının bu Harekat’ın ne kadar doğru ve yerinde olduğunu ispatladığını belirtti.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın askeri başarının ötesinde, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye Türklerinin özgürlük ve onur mücadelesi olduğuna da işaret eden Kurtulmuş, bu Harekat’la yaşanan acılara son verilmeseydi, Türkiye’nin onur ve haysiyetini de kaybetmiş olacağını söyledi.
Bu süreçte yaşanan uluslararası zorluklara da değinen ve kendilerine karşı çıkan veya destek olanları gördüklerini ifade eden Kurtulmuş, Kıbrıs Barış Harekatı’nın kendileri için bir “turnusol kağıdı” görevi gördüğünü vurguladı, “Hakkı hukuku, uluslararası alanda ülkelerin ve milletlerin egemen eşitliğini kabul edenlerle etmeyenler arasında da ayrışmayı sağlamıştır.” dedi.
Kurtulmuş, “50 yıllık mücadeleden sonra çok şükür Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bütün kurum ve kuruluşlarıyla tam manasıyla teşekkül etmiş bir devlettir ve bundan sonra da kıyamete kadar yaşayacaktır” mesajı vererek, Türkiye olarak bundan sonraki süreçte de her zaman Kıbrıs halkının yanında olacaklarının altını çizdi.
“Türkiye bütün uluslararası platformlarda Kıbrıs Türk Devleti’nin egemen eşitliğini savunacak Kıbrıs Türk Devleti’nin tam manasıyla tanınabilmesi için uluslararası alanda da diplomatik mücadelesini sonuna kadar sürdürecek.” şeklinde konuşan Kurtulmuş, KKTC’nin TDT’deki gözlemci üyeliğinin yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu kaydetti.
-“Kıbrıs Türk Devleti”
Konuşmasında “Kıbrıs Türk Devleti” ifadesini bilerek kullandığını, bunun bir dil sürçmesi olmadığını da belirten Kurtulmuş, aynı ifadenin 18 Temmuz’da Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümü dolayısıyla TBMM’de onaylanan tezkerede de kullanıldığına dikkat çekti. “Kuzey” ve “güney” gibi kelimelerin coğrafi tanımlar olduğunu belirten Kurtulmuş, bu anlamda da KKTC için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu söyledi.
1963’ten 1974’e kadar yapılan tüm katliamlarda sesini çıkarmayan uluslararası toplumun, 1974 Barış Harekatı’nın ardından ses çıkarmaya başladığını kaydeden Kurtulmuş, “Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti o müdahaleyi yapmasaydı, Kıbrıs aynen bugün Gazze’de yaşananlara benzer şekilde bir soykırımla karşı karşıya kalacaktı” dedi.
Bugün uluslararası sistemin çözüm bulma kabiliyetini kaybettiğinin çok daha iyi bir şekilde bilindiğini dile getiren Kurtulmuş, “Uluslararası sistem ne Kıbrıs meselesini çözmüştür, ne de çözecek yeteneğe sahiptir. Dün de değildi bugün de değildi. Uluslararası sistem aynı şekilde Gazze’deki bu insanlık dramını da çözecek bir kabiliyete de sahip değildir.” ifadelerini kullandı.
Gücün kimdeyse onun sözünün dinlediği, güçsüze söz hakkının verilmediği bir sistemde insani hukukun sağlanmasının mümkün olmadığını kaydeden Kurtulmuş, bugün yaşanan birçok olaya işaret ederek, bunlara uluslararası sistem kör ve sağır olduğunu, bu sistemin insanların eşitliğini temel almadığını kaydetti; bunun devletlerin egemen eşitlik hakkı için de geçerli olduğunu belirtti.
Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Kıbrıs meselesi, nasıl dünyadaki bu haksızlıklara karşı durulacağının, nasıl hak ve hukukun yeri geldiği zaman Barış Harekatı düzenleyerek elde edilebileceğinin somut bir göstergesidir.
Ben bir kere daha Kıbrıs Türk halkının, burada bulunan bayraklarının altında, şu anda sahip oldukları devletlerinin çatısı altında, kıyamete kadar hür bir şekilde yaşamalarını temenni ediyorum.
Bütün dünyanın bir kere daha bilmesini isterim ki Kıbrıslı’nın ayağına diken batarsa bunun acısını Türkiye’de seksen beş milyon olarak hisseder ve gereğini yapar.
Türkiye bundan sonra da Kıbrıs Türk Devleti’nin güçlenerek yoluna devam etmesinin teminatıdır.”