Yine Bir Garip Rüya Gördüm…
Arada sırada garip rüyalar görme huyum var benim. Geçen gece yine başıma geldi. Bu sefer gördüğüm rüya sanırım t24’te Sn. Çiğdem Toker’in 27 Kasım 2024 Salı günü yayınlanan ve beni çok rahatsız eden bir konuya değinen yazısından kaynaklandı. https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/kirazli-halkali-hatti-ihalesi-nasil-uce-katlandi,47407
Konu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kapsamında yapılan bir ihaleyle ilgiliydi. Sn Toker yazısında İBB’nin Kirazlı-Halkalı arasında yapılacak metro için tekrar ihaleye çıktığını ve gelen teklifler değerlendirildiğinde CHP’nin eski genel başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun beşli çeteler olarak adlandırdığı şirketlerden birinin ihalede en düşük teklifi verdiğini anlatıyor ve İBB’yi ihale konusunda nihai kararı verirken dikkatli olması konusunda uyarıyordu. İşin ilginci, en düşük tekliften sonra gelen dört teklif de yine Sn. Kılıçdaroğlu’nun beşli çeteler diye tanımladığı gruptandı. Ülkemizin saygın müteahhitlik şirketlerinden Enka ve Alarko ise davet edilmelerine rağmen ihaleye teklif vermemişlerdi.
Yazıdan sezinlediğim kadarıyla ihaleye gelen en düşük teklif bile, olması gereken fiyatın çok üstündeydi. Geçenlerde Ankara’da yapılan Mamak metrosu ihalesinde işin sıkı tutulması sonucu ihale bedelinde ortaya çıkan 187milyon $’lık düşüş düşünüldüğünde, herhalde yerinde bir uyarı. Nitekim İBB de ihaleyi sonuçlandırmayıp değerlendirmeye almış. İhale komisyonunun kararı bekleniyormuş.
Salı gecesi gördüğüm rüyaya gelince… Rüyamda sinemadayım ve ilginç bir film izliyorum. Filmin konusu büyük bir kamu ihalesiyle ilgili oluşturulan tezgah ile ilgili. Olay 1980’lerin sonunda iki kıtaya yayılmış bir şehirde geçiyor. Şehrin adı Altıntoprak. Altıntoprak son 40 yılda anormal büyümüş, hem de düzensiz. Bir kıtadan diğer kıtaya geçişlerde eskiden araba vapurları hizmet verirken, daha sonra önce bir köprü, sonra o da yetmeyince ikinci bir köprü inşa edilmiş. İkinci köprünün yapımı zamanın güçlü başbakanı Gözal döneminde gerçekleştirilmiş. Bu arada söylemeyi unuttum, filmde Altıntoprak kentinin bulunduğu ülkenin adı da Yolsuzistan.
Başbakan Gözal, ülkede yolsuzluğa son vermek için olsa gerek, yol yatırımlarına önem vermis. Yurtdışından alınan borçlarla pek çok otoyol inşaatına başlanmış. Devlete iş yapmak isteyen yükleniciler önce bir avan proje hazırlıyor, bu projeyi devletin ilgili birimine sunuyor, ön onay aldıktan sonra da uluslararası tanınmışlığı olan inşaat firmalarına tanıtıyormuş. Bu uluslararası inşaat şirketleri yurtdışından finansman sağlayabildikleri taktirde projeyi gerçekleştirmek amacıyla kurulacak olan ortak girişim şirketine katılabiliyorlarmış.
Oldukça büyük olan bu projelere yabancıların tek başına katılıp, ihalede başarılı olmaları ise neredeyse olanaksızmış. Zaten bu ihalelere ciddi ilgi duyan uluslararası şirketler de Yolsuzistan bürokrasisinde işlerini halledebilmek, duygusal sorunları aşabilmek için mutlaka bir Yolsuz ortak bulurlarmış.
Filmde bu işlerde oldukça uzmanlaşmış bir Altıntoprak şirketinin hikayesi anlatılıyordu. Şirketin adı Peska. Peska’yı kuran iki ortaktan biri hem Başbakan Gözal, hem de Altıntepe Belediye Başkanı Kudrettin Talan ile çok yakın ilişkiler içerisinde. Hatta Başbakan Gözal’ın şirkette %25 oranında gizli hissesi olduğu bile söyleniyor. Zaten Gözal’ın küçük oğlu da sık sık Peska’yı ziyaret ediyor.
Günün birinde adı Halim olan Peska’nın bu girişimci ortağı, Başbakan Gözal’ın geliştirdiği bu yeni iş modeline uygun bir yol projesi geliştiriyor. Altıntoprak’ın iyice artan trafik problemine çözüm getireceği iddiasıyla oluşturulan bu çalışmaya göre, iki kıtayı birleştiren ilk köprünün batı ucundan başlayan, kentin yedi tepesini tüneller ve çelikten inşa edilmiş viyadüklerle aşan ve Sematiye semtinde sona eren bir şehir içi otoyol inşa edilecek. Yolun ortasından da lastik tekerlekli bir hafif metro geçirilerek çevrecilerin ve komünistlerin gazı alınacak. Oldukça pahalı ve iyi tasarlanırsa yüklenici için çok karlı olacak bir proje!
Girişimci ortağın başbakanla ilişkileri bu amaçla sonuna kadar kullanılıyor. Filmde bu konuda bir de ilginç örnek verilmiş. Başbakanın karısının kurduğu ve tüm üyeleri saçlarını sarıya boyamış iş adamı eşlerinden oluştuğundan Sarı Çiçekler Derneği diye de anılan bir hayır kuruluşundan bahsediliyor. Halim’in eşi de Sarı Çiçekler Derneği’nin etkin bir üyesi. Bu dernek üzerinden de gerektiğinde başbakana eşi vasıtasıyla mesaj iletiliyor, mesaj alınıyor. Öte yandan Halim de Altıntoprak Belediye Başkanı Talan’la teknik ve duygusal konuları bizzat görüşüyor.
Sonuçta Belediye ve Peska’nın üst düzey mühendisleri ihale dokümanını birlikte hazırlıyorlar. Sonra da ihaleye çıkılıyor. İhale davet usulü. Peska İngiltere’den iki firma ile ihaleye katılmayı planlıyor.
İhaleye davet edilen bir İngiliz, bir Hollanda, bir İsveç firması daha var ve bunların her biri dünyaca tanınmış şirketler. Ayrıca ihalede Yolsuzistan’da nüfuzu oldukça fazla olan, ülkede ve yurtdışında pek çok büyük projeyi başarıyla gerçekleştirmiş olan bir firma daha var. Adı Kenka olan bu şirket Peska’nın sahipleri istememiş olmasına rağmen bürokrasideki gücünü kullanarak kendini ihaleye davet ettirmiş.
Halim diğer İngiliz firmasıyla İsveç ve Hollanda firmalarıyla bir dizi görüşme yapıyor ve ihalede nasıl bir rol almalarını istediğini anlatıyor. Hollanda ve İsveç firmaları Halim’den alacakları bir miktar para karşılığı Belediye’ye teşekkür ederek ihaleye katılmayacaklar. Diğer İngiliz firması ise teklif verecek ama yüksek bir ihale bedeli sunacak ve kaybedecek.
Tam bu tezgah ayarlanırken bir sorun ortaya çıkıyor. Kenka’nın patronu “ben de Japon ortağımla ihaleye gireceğim” diye tutturuyor. Halim kendisiyle defalarca görüşüyor ama vazgeçiremiyor. İki grup birden ihaleye girerlerse Halim yüksek bir teklif veremeyeceğinden Peska açısından bir kriz ortaya çıkacak.
Sonunda Halim, Peska, iki İngiliz ortak, Kenka ve Japon ortağının tek bir konsorsiyum olarak ihaleye girmesini teklif ediyor. Kenka’nın patronu da belediye başkanıyla duygusal ilişkilere bulaşmamak kaydıyla bu teklifi kabul ediyor.
İhale süreci başlıyor. İşi alacak olan konsorsiyum 240 milyon USD gibi oldukça yüksek bir teklif yapıyor. İhaleye tek başına katılan İngiliz firmasının teklifi ise 300 milyon USD. Bilinçli olarak çok yüksek tutulmuş. Zaten firmanın teklif dokümanı bir Peska çalışanı tarafından Belediye’den alınmış ve teklif Peska ekibi tarafından hazırlanmış.
Tezgahlandığı gibi işi konsorsiyum kazanıyor. Sonuç Belediye tarafından onaylanmak üzere Hazine Müsteşarlığı’na yollanıyor. Ancak ülkenin adı Yolsuzistan ama bürokraside namuslu, vatansever ve liyakatlı insanlar da var. Bu insanlar ihale bedelini çok yüksek buluyorlar ve sonucu onaylanmıyor. Bu şekilde tezgah çöküyor.
‘The End’ yazısı ekranda gözüktüğünde bahçemizdeki iki horozun ötmesiyle ben de huzurlu bir şekilde uyandım. İzlerken gerginlik duyduğum film mutlu bir sona ulaşmıştı. Bense yolsuzlukların tavan yaptığı ülkelerde dünya devi uluslararası firmaların bile kurulan tezgahlara katılarak yapılan ihalelerde yer alabildiğini bu rüyamda sanki bizzat yaşıyormuşum gibi gördüm. Yüzümü yıkarken en zor şartlarda bile namuslu insanların bu tür yolsuzlukların önüne geçebileceğini düşünüyordum.
8 Aralık 2024