“Sen Eleştirilere Kulak Asma, Doğru Bildiğini Yap..!”

Siyasette her zaman için eleştiri vardır ve de olmalıdır.
Siyasetçinin pusulası bu eleştiriler olmalıdır. Yaptıkları veya yapmadıkları karşısında toplumun bireylerinin ortaya koyduğu söylemlere kulak asmak, ders almak ve kendisini düzeltmek bir siyasetçi için bulunmaz bir hazinedir.
Düşünün, siyasetçisiniz ve hata yaptınız. Bu hatanız eleştiri aldı. Siz de bu eleştirilere bakıp yanlıştan döndünüz.
Ne olur bu durumda..?
İnsanlar çıkıp da “bu adam ne yaptığını bilmiyor” mu derler acaba, yoksa “aferin adama hatasını hemen düzeltti mi” derler..?
Elbette ikinci şık. Düşünmeye bile gerek yok.
Ama işte gel gör ki bizde bu durum tamamen ters.
Siyasetçi sahaya çıkıyor, vuruyor, kırıyor, döküyor. Ama yola devam ediyor. Eleştiriler gelmeye başlayınca da birileri çıkıp bunu tersine çevirmeye çalışıyor.
Avrupa siyasetinde yer alan “medya cambazı” pozisyonu ne yazık ki bizde yanlış anlaşılmış. Ya da başka sebeplerden ötürü farklı bir şekilde uygulanmakta.
Esasında “basınla arası çok iyi olan, tercihen kendisi de basın mensubu olan ve gerektiğinde basının tepkisinin köpüğünü almak maksadıyla çalışan kişi” olan bir görevi biz aldık ve “siyasetçinin yaptığı hatayı körü körüne savunan, bunun için gerekirse yalan da söyleyebilen” şeklinde ifa etmekteyiz.
Makam sahibi bir siyasetçi çıkıyor ve yanlış bir şeyler söylüyor. Bunu açıklamak görevi tamamen bir bilim kurgu filmi haline dönüşebiliyor.
Oysa yapılması gereken basına bir açıklama yapmak ve konuyu kapatmaktır. Hatta gerekirse “yanlış anlaşıldık” diyerek üstü kapalı bir şekilde hatayı kabullenmektir.
Ama bizde “cambazlar” yeri geliyor sert bir şekilde, yeri geliyor birilerini birilerine jurnalleyerek işi daha da içinden çıkılmaz bir hale taşıyorlar.
Belli ki siyasetçi konuşmadan önce dersine hiç çalışmamış, ya da işi ciddiye almamış.
Bu durum ne yazık ki gereksiz bir kirli jargon yaratmaktadır.
Siyasetçi her zaman için eleştirilere kulak vermelidir. Onlardan ders almalıdır.
Eleştiri aklı başında bir siyasetçi için paha biçilmez bir kaftandır.
Onu eğer doğru biçer ve doğru dikerse, bir de uygun bir modeli tercih etmişse müthiş bir elbiseye sahip olur. Daha da parlar, beğenilir.
Eleştirilere kulak vermek asla geri adım değildir.
Bunu söylemeyelim, bunu söyleyenlerden de kurtulalım artık…