Aziz KARAAZİZ

Suriye’de Olanlar, Kıbrıs’ta Olmayanlar

60 yıllık Baas rejiminin son 13 yılda süren iç savaşın sadece 13 günde sona ermesiyle istikrara kavuşması beklenen Suriye’de bu sefer de mezhep kavgası çıkarılmaya çalışılıyor.
Ülkenin istikrara kavuşması istemeyen, daha doğrusu kaostan beslenen güçler bir kez daha devreye girdi ve Suriye’de ortalığı karıştırmaya, ateşi dinen savaşı yeniden diriltmeye çalıştılar.
Başarılı olurlar mı yoksa olmazlar mı; umarım olmazlar. Ama somut olan gerçek birilerinin bu yönde devrede olduğudur.
Aynı Kıbrıs’ta olduğu gibi.
Yıllar önce bu coğrafyada da aynı senaryo sergilenmedi mi..?
Bir tarafa sağlanan avantajlar ve göz yumulan silahlanma murat edilen sonucu doğurmuş ve Akdeniz’in ortasındaki bu güzel Ada tam 11 yıl boyunca kana bulanmış, bir tarafın diğer tarafı soykırıma uğratma teşebbüsüne şahitlik etmişti.
Bu şahitlik sadece Ada toprakları ile sınırlı kalmamış, Ada üzerine “Barış Gücü” adıyla konuşlanmış BM askerleri de şahitliğe eşlik etmişlerdir.
Ta ki Ada’daki Türklerin garantörü Türkiye Cumhuriyeti uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanıncaya kadar.
Bugün artık bu topraklarda barışın tadı çıkarılmakta, savaşın esamesi bile okunmamaktadır.
Bunun tek nedeni de iki ayrı devletin kendi otoritelerindeki yaşamları ve bu durumun güvencesi durumundaki Türk Ordusu’dur.
Aksine bir durumu iddia edebilen varsa eğer buyursun gelsin konuşalım. Bakalım ona göre mevcut barış ve huzur ortamının nedeni neymiş…
Geçelim, yok çünkü öyle bir şey.
Haftaya gerçekleşecek Cenevre Zirvesi öncesinde insan ister istemez her şeyi düşünüyor.
Sadece 3 yılda yıkılan ve bir tarafın gasbettiği 1960 anlaşmalarından kaynaklanan duruma tekrar geri dönmek mi, yoksa 1974’ten bu yana 50 yılı aşkın bir süredir aksamadan, sekteye uğramadan, tehdit edilmeye cesaret dahi edilemeyen barış ve huzur ortamı mı..?
Buyrun seçin, hangisine dönelim..?
Yanı başımızda olanları görmeyenler için Suriye örneğini verdim.
Bir anda nelerin olabileceğini gösteren acı bir örnek, keşke hiç yaşanmasaydı. Ama madem ki yaşandı, ondan gereken dersleri almalıyız.
İnsanoğlu unutan bir varlıktır. Bunun önüne geçmeliyiz.
İçerisinde olduğumuzun değerini göremiyor ve bilemiyorsak, en azından etrafımızda yaşananlara bakalım ve anlayalım…
Bazı şeyler kolay kazanılmıyor.
Özgürlük, bağımsızlık ve egemenlik de öyledir.
Kıbrıs Türkü bugün sahip olduğu egemenliği için büyük bedeller ödemiştir.
O nedenle de değerini asla unutmaz…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu