Tatar kimi temsil ediyor…?
![](https://noktakibris.com/wp-content/uploads/2025/01/AZIZ-KARAZIZ-780x470.jpg)
Cumhurbaşkanı seçim yılındayız.
Beş yıl önce yapılan seçimin süresi bu yılın Ekim ayında doluyor.
Ekim ayında seçim var.
Kış mevsiminin biz Kıbrıslılar açısından en soğuk günlerini yaşarken, bu seçimin ısısını hissetmeye hafiften başladık.
Bir önceki seçim oldukça heyecanlıydı ve geniş bir aday kadrosuna sahipti.
Bu seçimde çok fazla merak edilen nokta var.
Mesela Kudret Özersay bir kez daha aday olur mu..?
Ya da, CTP bu kez şeytanın bacağını kıracak ve en azından ikinci tura olsun kalmayı başaracak mı..?
Bunlar ve bunlar gibi bir çok merak konusu var.
Ekim ayındaki seçim tüm sorulara yanıt bulacak ve meraklar giderilecek.
Ama o gün gelinceye kadar konuşacak çok şeyimiz var.
Mesela onlardan birisi mevcut Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar ile ilgili.
Temel soru şu: Ersin Tatar kimi temsil ediyor..?
Tatar önceki seçimde halen yürüttüğü politikayı söylemiş ve kazanmıştı.
Bu nokta bizi, iki devletli çözüm ve egemen eşitliğe inanan kesimi temsil ettiği sonucuna taşır.
Eyvallah..
Burada sıkıntı yok.
Tatar seçimin ilk turunu ilk sırada bitireni ikinci turda da zafere ulaşmış olanıdır.
Bunlar çok net.
Ama işin bir de siyasi boyutu var.
Ersin Tatar beş yıl önce UBP adayı olarak yarışmıştı.
Siyasi olarak UBP’yi temsil etmişti.
Peki ya bu seçim..?
Şu ana kadar o konuda atılmış bir adım yok.
Hatta konuşan bile yok..!
Sadece kendisi UBP adayı olmayı istediğini söyledi, o kadar.
UBP hala çok sessiz.
Tavan bu konuyu konuşmuyor, tavan konuşmayınca da taban da konuşmuyor.
Taban tavanın ne diyeceğine odaklı.
UBP bir süredir bu modda bir parti konumuna geçti.
Tabanın tavan üzerindeki etkisi bitti.
Artık tavan tabanı yönetiyor.
İlk bakışta işin doğrusu zaten buymuş algısı oluşsa da aslında öyle değil.
Siyasi yapılanmalarda esas idare tabandır.
Partiler tabanları kadar güçlüdürler çünkü.
Her siyasi lider gücünü tabanından alır.
Bu güç tabanın beklentilerinin karşılanması ve yerine getirilmesi ile doğru orantılıdır.
Ama bugün taban konuşmak yerine gözünü tavana dikmiş, oradan gelecek sesi bekliyor.
Doğrudur ya da yanlıştır. Bu bir tercihtir ve sonucu etkileyecek olan da budur.
Ne zaman ki tavan çıkıp konuşacak, düğüm de o saat çözülecek.
Ama o saate kadar çok şeyler konuşulacak.
Bakalım konuşulanlar ile sonuç ne oranda örtüşecek.
Çünkü söz konusu olan siyaset ise çok şey bir anda değişebilir.
Önemli olan bu değişimleri vaktinde görebilmek ve yönünü doğru belirleyebilmektir.
Yoksa işler hiç de hesaplamadığınız bir yöne sizi taşır.
Sonra da tüm hesaplar tersine döner.
Herkesin ince hesaplar yaptığı bir dönemdeyiz.
Her seçim döneminde olduğu gibi yani.
Hesaplar yapılıyor.
Kimin hesabı daha güçlüymüş…
Bunu görmek için yaklaşık dokuz ay kadar daha beklemeliyiz..
Umarım bu dokuz ayda dokuz doğurmayız..