Toplumlar İstemeden Politikalar Değişmez

İlk çağdan bu yana değişmeyen yegane gerçek değişimdir.
İnsanoğlu en başından bugüne sürekli değişimler yaşamıştır.
Tek başına yaşamış, gruplar oluşturmuş, kalabalıklaşmış ve en sonunda günümüz ülkeler düzenine kavuşmuştur.
İnsanların bir arada yaşamaları ilk zamanlar bir güvenlik gereği iken bu güven ortamı ilerleyen zamanlarda daha farklı güvenlik sorunları yaratmaya başlamıştır.
Modern çağlara ulaşıncaya kadar bu güvenlik risklerine karşı farklı yöntemler geliştirilmiştir.
Bayrama kısa bir süre kala insanlık tarihi de nereden çıktı diyenler mutlaka vardır aranızda.
Anlatalım…
Ülkeler gelişip modern çağa ulaştılar ulaşmasına da her millet bunu gereğince başaramadı. Sonuç olarak da günümüz toplumları arasındaki farklar ortaya çıktı.
Kendimizi merkez alıp konuya girelim.
Konumuz tahmin ettiğiniz üzere değişim. Toplumların değişimi.
Biz bu değişim sürecinden acaba ne kadar pay aldık..?
100 yıl önceki toplum yapımız ile bugün arasındaki farkı az bir yanılma payı ile hesaplayabiliriz.
Yaşam biçiminde, giyim kuşamda, yeme içme alışkanlıklarında ve daha başka bir çok konularda ciddi bir değişim yaşadık.
Peki ya toplumsal politikalarda durum nedir..?
Kıbrıs Türkü politika üretme işlevi ile tanışalı uzun bir zaman olmadı henüz.
İngiliz Yönetimi’nde apolitik olmaya mahkum edilen toplum, Rum toplumunun başlattığı terör eylemleri karşısında ister istemez politik bir karar hazırlama ve duruş belirleme yoluna girmiştir.
Sonrası malum…
Bugünlere geldik.
O günlerde yaşanan dış etkenler politikaların gelişmesinde tek etkendi.
Bugün artık dış tehditler yok. Güven içerisindeyiz.
Ama yine de politik gelişmeye ihtiyacımız var.
Bir toplumda politikalar durduk yerde değişmez. Eski politikaların yerine yeni politik görüşlerin yerleşmesi toplumun ihtiyaçlarından doğan doğal bir sonuçtur.
Toplum ihtiyaç duyacak, isteyecek ve yeni politikalar oluşacak.
Bugün özellikle Kıbrıs konusunda yeni politikadan bahsederken bu gerçeği de göz ardı etmemeliyiz.
Toplumun güncel talepleri bugünkü politik değişimi gündeme getirmiştir.
O nedenle de eskide ısrarın topluma rağmen sürdürülme şansı kalmamıştır.
Annan planı dönemini de hatırlatalım, öyle tamamlayalım….