Yolsuzluk Algımız Azalmış, ya da Utanmayı Atmışız İyiden…

Bir süreden beridir yapılmakta olan bir araştırma var, “Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı”…
Son derece ilginç, bir o kadar da çarpıcı sonuçlar çıkmakta, en son yapılan araştırmada da öyle oldu.
Son araştırmaya 352 iş insanı ve uzman katılmış.
Çıkan sonuçlara hızlıca bir bakalım.
26 puanla 180 ülke arasında 140’ıncı sıradayız.
Yani, yolsuzluk algımız oldukça düşük.
Neredeyse yerlerde.
Çok takmıyoruz yani yolsuzlukları.
Bilmiyoruz, haberimiz olmuyor değil, umursamıyoruz.
Görüyoruz ama görmezden geliyoruz, sırt çeviriyoruz.
Oldukça çarpıcı..
Diğer yandan, ankete katılan iş insanlarının yüzde 75’i “yolsuzluk ve rüşvetin had safhada” olduğunu söylemişler.
Yüzde 74’ü de yolsuzluk ve rüşvetin ciddi boyutta bir sorun olduğu düşüncesini paylaşmış.
Her 3 iş insanından 2’si yolsuzluk ve rüşvetin son bir yılda arttığı düşüncesinde.
Yolsuzluk ve rüşvetin nerelerde yoğunlaştığı sorusuna verilen yanıt ise deprem niteliğinde.
Ankete katılan iş insanlarına göre en fazla yolsuzluk ve rüşvet kamu ihaleleri ve izin/lisans işlemlerinde yapılıyor. Oranı yüzde 64.
Bunu kamuya ait arazi ve binaların tahsis ve kiralanması takip ediyor. Oranı yüzde 60.
Devlet teşvikleri ise hemen ardında. Oranı yüzde 56.
Yani bu işlemleri yaptıranların yarısından fazlası işini rüşvetle hallediyor.
Rüşvet ne yazık ki yargıya da ulaşmış. Oranı öncekilere göre düşük gibi olsa da, yüzde 32, yargı kararlarını etkilemek için rüşvet verilmekte.
Her 3 iş insanından en az 2’si rüşvet verdiğini itiraf etmiş.
İşin siyasi boyutu da oldukça enteresan.
Mesela kabineye, yani bakanlar kuruluna ilişkin sonuca göre, ankete katılanların yüzde 60’ı kabine üyeleri arasında yolsuzluğun yaygın olduğu görüşünde.
Çıkar gruplarının hükümet üzerinde etkisi büyük diyenlerin oranı da aynı, yüzde 60.
Oldukça detaylı sonuçların yer aldığı ankete göre yolsuzluklara karşı tolerans giderek artmış.
Tolerans gösteriyoruz yani. Tepki değil.
Alıştık, alışıyoruz…
Yolsuzluk da rüşvet de gündelik yaşantımıza girdi ve giderek genişliyor.
Bu duruma karşı çıkanların sesi de giderek kısılmakta, cılız kalmakta.
Bu işin sonu felaket..
İş dünyası, siyaset ve hatta az bir oranda bile kalsa yargı sarmala kapılmış.
Ben söylemiyorum, bilimsel bir araştırma bunu söylüyor.
Fakat en kötüsü de ne biliyor musunuz..?
Yolsuzluklara ve rüşvete ses çıkarmıyoruz.
Ama bunu ortaya koyan araştırmalara da sesimiz çıkmıyor..
Çünkü alıştık…