Caydırıcı ceza, trafik disiplini için koşuldur…
‘Saat 17.00 sıralarında, Girne’de Bedrettin Demirel Caddesi üzerinde, Gökmen GÜNİKEN (E-20), yönetimindeki CS 366 plakalı araç ile cadde üzerinde süratli ve dikkatsizce doğu istikametine doğru seyrettiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun solundan kaldırıma çıkması sonucu o esnada kaldırım üzerinde batı istikametine doğru yaya olarak yürümekte olan Cihan YÜKSEL (K-22), Büşra YAVUZ (K-21) ve Begüm DÖŞKAYA (K-21)’ya çarptı.
Kaza sonucu yaya Cihan YÜKSEL olay yerinde yaşamını yitirdi.
Kazada ağır yaralanan yaya Büşra YAVUZ ile hafif yaralanan Begüm DÖŞKAYA Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların tedavileri halen sürüyor.’
Dün Girne’de yer alan ölümlü trafik kazası sonrası, polisten kazayla ilgili yapılan açıklama 88 kelime.
22 yaşındaki Cihan Yüksel için yaşam yolculuğu, yüzde yüz sürücü hatası olan bir trafik kazasında sonlandı.
Ateş düştüğü yeri yakar.
En başta ailesinin, yüreğinde hiç sönmeyecek bir yangın başladı.
Anne, baba için en büyük acı evlat acısıdır.
O acıyı Allah kimseye göstermesin.
Yaşamını yitiren Cihan Yüksel 22, kazayı yapan Gökmen Diken ise 20 yaşında.
Şimdi Cihan, kara toprakla buluşacak.
Gökmen’in hayatı ise yaşarken, kararacak… Ağır bir hapis cezasına çarptırılacak. Hayatının en güzel yaşanabilecek yıllarını, hapishanede parmaklıklar arkasında tüketecek.
Hiçbir hafifletici neden ağır bir ceza almasını önleyemeyecek.
Geçtiğimiz şubat ayının son haftasında Strasburg’daydım.
Hava soğuk muydu?
Evet.
‘O soğuk havada şehir içinde en çok kullanılan araç nedir?’ sorusuna muhatap olsam, bisikleti mutlaka gözümün önünden geçiririm.
Elbette, trafikteki bisiklet sayısı, otomobil sayısını geçmez. Ancak, o kadar çok bisikletli var ki trafikte, elinizde olmadan bir an aklınızdan bisiklet geçer gibi olur.
İnsanların uygarlık düzeyi, trafikteki davranış kültürüyle de öğrenilir.
Bu yazacağım sadece Strasburg için geçerli değil.
Birkaç ayın dışında havanın çok soğuk olduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde de gözledim.
İnsanlar yaygın olarak bisiklet kullanıyor, çünkü, şehrin ulaşım alt yapısında bisiklet yolları, kesintisiz bütün şehirde var edilmiş.
Öyle yollar görürsünüz ki, gidiş- geliş çift şerit bisiklet yolları da var.
Strasburg’ta sabah saat yedi gibi.
Hava sıcaklığı 4 derece.
Bakıyorum, ciddi sayıda, arka tarafta bebek koltuğu olan bisiklet. Baba ya da anne bisikleti kullanıyor. Arkada da kreş yaş grubunda çocuklar. Sıkı giydirilmişler, başlarında kaskları, bazılarının ağzında emzik…
Bırakın anne babayı, bisiklette taşıdıkları bebekleri için de kent trafiği güvenli bulunup, bisiklet kullanılıyor.
Kaldırım yüksekliği, o yerleşim yerinde yaşayan insanların uygarlık düzeylerini gösterir.
Uygarlık yükseldikçe, kaldırım yüksekliği azalır, uygarlık geriledikçe kaldırım yüksekliği çoğalır.
Yaya kaldırımının genişliği önemlidir, yüksekliği değil.
Bizdeki kaldırım kalitesizliği de ayrı bir dert.
Lefkoşa, Mağusa, Girne ya da öteki yerleşim yerleri… Hangisinde kesintisiz 50 metre kaliteli kaldırım bulursunuz.?
Girne’deki ölümlü trafik kazasında, kaldırımların da yayalar için güvenilir olmadığını bir kez daha gördük.
Trafik, bir bütün kültür gerektirir.
Bu kültüre sahip olmayıp, kazaya neden olanlar ibretlik en ağır cezaya çarptırılacak.
Ceza, kültürlü insanlar için çareye katkı koyucu değildir.
Bizim coğrafyada, caydırıcı ceza, trafik disiplini için koşuldur.