Bunun ağır sonuçları olacak.

Dünya’nın hiçbir coğrafyasında, hiçbir ülkesinde bu denli uyduruk gelişigüzel iki dudak arasında vatandaşlık verilmedi..Dolayısıyla burada doğru olan bir şey yoktur. Yapılan bu yanlış aslında sistemli bir şekilde yapılan bir politikanın ürünüdür. Oysa bir ülkede önce kültürel yapıya, o ülkenin şartlarına, o ülkenin kriterlerine, o ülkenin ihtiyaçlarına,ekonomisine bakılmaksızın bu kadar kolay ve aşırı miktarda vatandaşlık verilirse ve sonradan vatandaşlık alan insanların sayısı hiçbir ülkede olmayacak kadar o ülkenin insanlarının sayısını geçerse ve siz o insanların oylarına talip olur ve onların oylarını alarak “iktidara” gelirseniz, siz onları değil, onlar da haliye size hükmedecekler. Bunun başka bir ihtimali yoktur. Sürekli verilen bu vatandaşlıklar zaman içinde o ülkenin gerçek iradesine ipotek koyar, ortak olur ve nihayetinde de o iradeyi etkisiz kılarak dayattığı yöne doğru baskılar. Peki sonra ne olur?
Hangi ideolojiye sahip olursanız olun bunu ülke sistemi içinde yönetim mekanizmalarına kurgulayamazsınız. Hal böyle olunca da yönetim mekanizmalarını idare etmek o ülkenin ne ortaya koyacağı iradede etkili olur ne de o iradenin seçtiği kişilerin tasarruflarında olur. Kısacası belli bir politikanın parçası haline gelen nüfus konusu demografik yapının kimyasını altüst ederken gelişigüzel çok sayıda verilen vatandaşlıklarla birlikte bir kültürün erozyonu ile sonuçlanır. Nitekim bu gerçekleştikten sonra etik değerler yerle bir olur, ahlaki değerler zayıflar ve bütün bunların sonucunda kültür yapısı adım adım değişir..