Derviş Doğan

Doğru birdir gerisi ise hikayedir.

Kazakistan’dan sonra Türkmenistan da Kıbrıs Cumhuriyetinde diplomatik temsiliyetini en üst seviyeye taşıdı, yani elçilik açtı.

Bu ülkeleri suçlayabilir miyiz? Elbette hayır..Yalan içine hapsedilmiş, yalana doğruymuş gibi muamele yapan  bir düzenin aksine  uluslararası kabul görmüş,tanınmış bir devlet ile diplomatik ilişkilerini geliştirmek adına attıkları adımlardır bunlar.

Dolayısıyla bu ülkeleri suçlayamayız. Bir başka anlatımla gerçeklerin gün gibi ortada durduğu bir yerde, kimse sanal gerçeklik aramaz. Nitekim de aramıyor zaten. Değerli dostlar aklın yolu birdir. Kıbrıs’ın kuzey yarısında dayatılan düzenin uluslararası hukukun dışında kalması bir tarafa uluslararası anlaşmaların görmezden gelinerek bu gerçeklerle bağdaşmayan düzeni tesis etmeye çalışmak sorunlu bir süreci de beraberinde getirdi.

Dolayısıyla bu sürecin dayattığı düzenin sürdürülebilir bir tarafı olmamasına rağmen ısrarcı bir anlayışla devam eden talepler uluslararası alanda karşılık bulmuyor,haliyle bu da Kıbrıs’ın kuzey yarısını  uluslararası hukukun dışında bırakırken bilinmeyen bir akıbeti de ister istemez dayatıyor.

Bunun bu şekliyle daha ne kadar sürdürülebileceğini kestirmek gerçekten zor, ve fakat Kıbrıs sorunu diye addedtiğimiz bu siyasi ve akabinde hukuki sorunlara çözümü bulmakta geciktiğimiz her saniye çok net ki Kıbrıslı Türkler’in lehine olan bir durum değildir.

Nitekim çözüm şekli ya da modeli konusunda uzlaşıya varabileceğimiz aklın yolunu bulmak ve bunun üzerinden ilerleyerek  orta yolu diplomasi çerçevesinde zorlamaya devam etmek zorundayız..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu