Konu nettir Ziya Bey seçilmemiştir…
Gerçek olan şu ki Meclis Başkanı seçilememiştir.
Bu çok net bir durumdur,bunu alıp meclis iç tüzüğün̈de böyle bir ifade yer almıyor, şurada şu yazmıyor,burada bu yazmıyor deyip üstüne yatmak yüzsüzlüktür.
Kullanılan 3 oya birden fazla mühür vurulmasından dolayı bu oylar geçersizdir. Bunu yorumlamak için elbette hukukçu olmaya gerek yok, bu etik ve ahlaki değerlerin farkında olup olmamakla da ilintili bir durumdur. Ve fakat çoğunlukla hukukçular da Seçim ve Halkoylaması Yasasına atıfta bulunarak bu oyların geçersiz sayılması gerektiği konusunda görüş bildiriyorlar.
Kaldı ki Ziya Öztürkleri de böylesi bir konunun içine sürükleyerek rezil rüsva etmenin siyasi bedelini de bizzat Ziya Bey’in kendisinin ödeyeceğinin farkında olmaması bir yana bu duruma düşmeyi bilerek isteyerek kolayca kabul ettiğini gösteren tavırları çok düşündürücüdür.
Velhasıl konuya neresinden bakarsak bakalım Meclis Başkanı seçilememiş olup bu seçimin tekrardan yapılması gerekiyor. Dolayısıyla bunu oldu bittiye getirerek konuyu resmi gazetede yayınlanarak böylesi bir yanlışa meşruiyet kazandırmaya yeltenmek de demokratik bir eylem değildir. Bu olsa olsa yasa tanımamazlıktır.. Bu kadar net bir durumu böylesi karmaşık hale getirmenin kimlere ne fayda sağladığı konusuna herkesin dikkatlice bakmasında yarar vardır, zira bu konun sadece demokratik,hukuki,etik ve ahlaki boyutu yoktur.
Nitekim bu durumdan dolayı mecliste yaşananlardan başta vekiller olmak üzere hepimizin utanması gerekiyor zira oy verip irade teslim ettiğimiz bu kişilerin irademizi yansıtacak yetiye sahip olmadıklarını görüyoruz.
Konunun özüne gelecek olursak meclisin önünde iki seçenek mevcuttur. Bunlardan birincisi UBP’nin seçimin tekrarlanmasına razı olmasıdır ki doğrusu budur, ikincisi ise ülkeyi erken seçime götürmektir.