Konut satışları neredeyse durdu.
Sektörde çıkmazda deyip daha büyük tehlikelere kapı aralıyorlar.
Simon Aykut ile başlayan süreç yerini büyük bir sektöre vurulan darbe ile devam ediyor. Bugün bu noktaya gelmemizin en büyük nedenlerinden biri izlenen Kıbrıs politikasıdır. Ve fakat işin ilginç yanı bu politikanın başarısız yürütülmesi bir yana, uluslararası camianın en etkili ülkelerinden onay almaması ile birlikte hukuki bir kapının da sonuna kadar açılmasına vesile oldu.
Konuşmam, görüşmem, şartlarım var, kurallarım var yaklaşımı diyalogdan yana değil de ayrılıktan yana tavır koyan zihniyetin sonuçlarından biridir bu yaşananlar.
Velhasıl sektör sıkıntılı konut piyasasında üçüncü ülke yatırımcıları ilgi göstermiyor sektöre. Haliyle satışlar gözle görülür şekilde azaldı.
Çok açık ilerleyen süreçte bu sıkıntılara yeni sorunların da ekleneceği anlaşılıyor. Hükümetin yasal düzenleme ile Türkiyeli müteahhitlerin önünü açmaya çalıştığı gerçeğinden hareketle şunu çok açık ifade edebilirim ki bu gelişmeden sonra Türkiye sermayesi inşaat sektörünü de ele geçirecek.
Nitekim hepimiz biliyoruz ki bugün Türk Sermayesi ile Kıbrıs Türk Sermayesinin rekabet etmesi mümkün değildir. Hal bu gerçeklikte olunca yarın bir gün yapılacak yasal düzenleme ile Türkiye’nin güçlü inşaat şirketlerinin adaya gelerek bu sektörde söz sahibi olmalarının önü açılacak..
