Derviş DoğanHasan GÜNDÜZ

Normal olmayan her şeyi normalleştirdik…

Karıştıkları suçlardan dolayı ülkeden ihraç edilen yani deport edilen ve daha sonra siyaset uğruna Bakanlar Kurulu kararları ile bu yasakları kaldırılarak ülkeye girişleri sağlanan onca azılı suçlular varken, ve bu kişiler sürekli çeşitli suçlara bulaşırken ve bütün bunların olağanmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılırken, maalesef bu ülkede  bir gazeteci düşüncelerini yazılı ifade ettiği  için 10 yıl hapis istemiyle itham edilmiş ve yargı süreci başlatılmıştır.

Konuya neresinden bakarsak bakalım bu  kabul edilemez bir durumdur zira bunun akabinde ifade özgürlüğü ortadan kalkarken bu ülkede yaşayan insanların bundan sonraki süreçlerde  bir şekilde korkutulup  susturulmasını beraberinde getirecek.

Bir gazeteci ve veya köşe yazarının   yazdıklarını tasvip ederiz ya da etmeyiz bu ayrı bir konudur ve fakat herkesin her bireyin  ifade özgürlüğünü savunmak durumundayız.

Dolayısıyla çok açık  ki Gazeteci Ali Kişmir aleyhine ikame edilen dava, özgürlüklere  karşı bir engel davasıdır. Kısacası bu dava her ne kadar da Ali Kişmir özelinde ele alınsa da bu  öyle değil. Bu düşünen ve düşündüklerini korkusuzca ifade etmeye yönelen herkes için aslında açılan bir davadır.

Mevzu sadece Ali Kişmir’in yazdıkları değildir.Nitekim bir  toplum düşünmeyi konuşmayı, yazmayı bıraktığı zaman o toplumun hareket kabiliyeti bütünüyle ortadan kalkar.. Dolayısıyla dava emsal oluşturması hasebiyle  son derece önemlidir diyerek başka bir konuya geçmek istiyorum.

Sevgili Tufan Hocamız Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ile yaptığı görüşme sonrası ne görüştükleri konusunda bilgi verdiği bir paylaşım gördüm dün, biraz geç gördüm ama olsun gördüm ya..

Sevgili Tufan Hoca’m paylaşımında şöyle bir ifadeye yer verdi: “Meclis Başkanlığı seçimi de doğal olarak konuşulan konulardan biriydi…

Yani sevgili hocam şunu diyor  Başka bir ülkenin bakanı ile kriz haline dönüşmüş Meclis Başkanlığı konusunu da konuştuk.

Öyle mi? Sanırım bu.Malum normal bir ülkede yaşamıyoruz.

Biz sanıyoruz ki demokratik düzen içinde bir devletiz. Parlamento  var, Cumhur Reisi var kurumlar var vs vs.. Değil be arkadaşlar.. Kıbrıs’ın kuzey yarısında normal bir düzen olmadığı gibi yaşanan hiçbir şey de normal değil.

Lakin buna rağmen biz her şeyi normalleştirmeyi seçiyoruz. Demokratik düzen varmış gibi seçimler yapıyoruz,birilerini seçip seçip dolgun maaşlar ve hayatlarına zenginlik getiren fırsatları onlara veriyoruz hepsi bu kadar.. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu