Türkiye doğru istikamete yol almalıdır…

Türkiye’de yaşananları üzülerek hatta kahrolarak tüm dünyada olduğu gibi bizler de yakından ve endişeyle takip etmeye çalışıyoruz.
İrade ve demokrasiye sahip çıkılması için gençlerin sokaklara dökülmesi, kadınların sokaklar da olması kitlelerin sokaklara inmesi gibi bir milletin etkin dinamiklerinin bu denli yansıması çok büyük bir hadisedir. Türkiye’de vuku bulan olayları yine Türkiye’de bulunan farklı kaynaklardan bizler de öğrenmeye anlamaya çalışıyoruz.
Bu gidişatın sıkıntılı olduğu çok aşikar. Kaldı ki bu bağlamda muhaliflere yapılan baskıyı olağan hale getirmek de mümkün değildir.
Vicdanların rahatsızlık duyduğu bu uygulamaların dahi, yargının siyasallaşması görüntüsünün getirdiği adalete güven sorunu ile birlikte kutuplaşmanın hayat bulması Türkiye’nin doğru olan bir istikamete gitmesini engelliyor.
Dolayısıyla Türkiye demokrasisine yakışan bir yargının varlığının hissettirilmesi elzem bir ihtiyaç haline gelmiştir Türkiye Cumhuriyeti Devletinde.. İnsanların hak ve özgürlüklerine sahip çıkan bir anlayışın varlığı, hukuka bağlı kalınarak ve evrensel demokratik ilkelere uygun davranılarak ortaya çıkması Türkiye halkları için yaşamsal öneme haizdir.
Nitekim Kıbrıs’ta yaşayan halklar olarak Türkiye ile bağımızın çok sıkı olduğu gerçeğinden hareketle, Türkiye’nin her adımından bizim de olumlu ya da olumsuz etkilendiğimiz ve bununla birlikte kardeş ülke olarak büyük endişe duyduğumuz yadsınamaz bir gerçeğimizdir..
Arzumuz odur ki; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin otoriterleşen değil,bilakis olabildiğince demokratik,insan haklarına saygılı,evrensel değerlere bağlı bağımsız yargının varlığının hissedildiği ve hukuka sıkı sıkıya sarılmış bir sistem içinde hem bölgedeki hem de uluslararası camia içindeki imajını kuvvetlendirecek bir yapı içinde yer almasıdır burada en önemli unsur..