Ülkeyi karanlığa sürükleyen anlayıştır bu
1994-1995’lere kadar 25,000 ton patates üretip, Avrupa’ya binlerce ton ihraç ederdik. Bugün ise Türkiye’den ithal ediyoruz. Vardık, yok oluyoruz…
Lakin kimin umrunda, her anomalisi normal olarak kabul edilen bir ülke haline geldik. Her geçen yılı arar bir durumdayız maalesef. Ve fakat gel gelelim üretimi planlayacak ve bu doğrultuda üretim yapabilecek bir anlayıştan da çok uzaktadır ülkeyi yönetenler.
Patates ile başladım zira bu ülkenin bir avuç insanıyla nerden nereye getirildiğinin bariz bir örneğini vermek istedim. Hoş beceriksiz menfaat düşkünü kişilerin ülkeyi ne hale getirdiğini zaten yazmama gerek yok,zira hepimiz her gün bunu deneyimleyerek yaşıyoruz.
Kendi konfor alanlarını bırakmamak için mevcut düzene sıkı sıkıya sarılan bu kişiler ülkenin geleceğini yok etmekte bir sakınca görmüyorlar. Adanın kuzey yarısında halkın onayını almadan nitekim partisi tarafından dahi aday gösterilmeye değer bulunmayan ve seçimlere katılmamasına rağmen üst akıl diye konumlandırılan güç odaklarının isteği ile Dışişleri Bakanı olarak atanan Tahsin Ertuğruloğlu, NTV‘ye verdiği özel röportajda savunduğu politik söylemin bizi sürüklemeye çalıştığı bataklığı ve acizliğini bir kez daha ortaya koyması bunun en açık göstergesidir.
Bu ve benzeri anlayış içinde olan sözde politikacılar işgal ettikleri makamlarla kendilerini toplumun üstünde konumlandırarak karar verici olduklarını sanıyorlar. T
ahsin Bey de bunların başında gelen biri kişi. Ne diyor Tahsin Bey; İngiltere Başbakanı Keir Starmer‘in geçen hafta Kıbrıs’a yaptığı ziyarette kuzeyi ziyaret etmemesi iyi bir şey miş! Bu yüzyılda böyle bir anlayış olabilir mi? Söz konusu olan kişisel bekaysa evet olur.
Nitekim bu anlayış 40 yıldır ülkeyi yönetir. Nasıl yönetir?Haya Kâh hayal pazarlayarak,kâh yalan söyleyerek,kâh vatan millet sömürüsü yaparak. Bunu zaten hepimiz yıllardır görüyoruz. Halk fakirleşirken bu kişilerin zenginleşiyor olmaları sizce tesadüf müdür?Elbette değil..