Zeminin ortak olmadığını biliyorduk.
Ortak zeminin olmadığını hatta taban tabana zıt bir durumun söz konusu olduğunu zaten hepimiz biliyoruz.. Bu bugünkü durumun özeti. NEW YORK’ta gerçekleşen yemek ise önümüzdeki sürecin her iki lider arasındaki farklılıkların en aza indirgenmesi sürecidir.
Ha derseniz ki bu çok da mümkün görünmüyor, size katılıyorum zira bende mevzu 2 Kıbrıslı lider özelinde ele alınacaksa bu farklılıkların büyük oranda devam edebileceğini söyleyebilirim.
Lakin konunun tarafları olan garantör ülkelerin liderleri cesaretlendirmesi ve veya motivasyon kazandırması burada sürecin tıkanmadan ilerlemesini sağlayacak en önemli etkendir.
Kuvvetle muhtemel belli bir süre bu farklılıklar giderilemeyecek. Bunun başlıca sebebi de liderlerin ajandaları olacak.. Dolayısıyla birçok etkenin dinamik oluşturacağı jeostratejik etkileşim, bölgedeki sosyoekonomik durum ve küresel etkenler sürecin temelini doğrudan etkileyecek gelişmelerdir.
Dolayısıyla gerçekçi olacaksak mevcut liderlerin ilerleme kaydetmesi mümkün görünmese de sürecin politika değişikliği ve birtakım esnemelerin lider değişimine varıncaya kadar farklı bir etki alanı oluşturabileceği olasılığı da bana göre hayli yüksek bir ihtimal. Elbette bütün bunlar olası gelişmeler.
Sayın Tatar ile başlayan süreçte diyalog yolları hep kapalı tutuldu. Ankara’nın isteği ve etkin desteği ile..Peki ne değişti? Bu politika değişikliği Ankara”yı bölgede soyutladı.
Uluslararası alanda da olumlu bir etki yapmadı. Dünya”da dengeler yeniden değişirken ve kartlar yeniden dağıtılırken Türkiye’nin bu dengelerin dışında kalması mümkün değil.
Özellikle Avrupa’da Türkiye’nin Kıbrıs politikası nedeniyle bıraktığı olumsuz etkinin ortadan kaldırılması Türkiye ve Avrupa ilişkilerine yeni bir boyut kazandıracak ki bu bilinmeyen bir durum değil..