Anılarda yolculuk… “Ankara’nın haberi vardı…”
KKTC’nin ilanının üzerinden 41 yıl geçti. O günün gerçekleri artık daha rahat konuşuluyor… 15 Kasım 2024 Cuma günü KIBRIS TV’de Emeli Büyükelçi ve eski müzakereci Osman Ertuğ’la gerçekleştirdiğimiz sohbet, bu kanaatimi besliyor.
23 yıl önce 16 Kasım 2001’de KIBRIS FM’de HABER ÖTESİ programında telefon konuklarımla 3 saat 42 dakika KKTC’nin ilanı günlerini konuşup, ertesi gün 17 Kasım 2001’de “Ankara’nın haberi vardı” başlıklı yazımı kaleme almıştım. 18 yılda konulan hedeflere yaklaşılmamıştı. 41 yılda ulaşıldı mı?
Bugün sizle o yazımı paylaşıyorum:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ilanı üzerinden 18 yıl geçti.
O günleri yaşayanların değerlendirmelerinde hep farklılıklar oldu.
Dün (16 Kasım 2001 Cuma), KIBRIS FM’de HABER ÖTESİ programında üç saat 42 dakika KKTC’nin ilanı günlerini konuştuk.
Genelde inandırıcı bulunmasa da hep KKTC’nin ilanının Ankara’dan da habersiz olduğu söylendi bugüne kadar. Programa İstanbul’dan katılan dönemin TC Dışişleri Bakanı İlter Türkmen ve TC Lefkoşa Büyükelçisi İnal Batu, Ankara’nın gelişmelerden haberdar olduğunu gizlemediler. Hatta İsmet Kotak, aradan geçen 18 yıl sonra bunun gizlenmesine gerek olmadığını söyledi.
1983 Mayısı’nda BM’nin Kıbrıs konusunda aldığı karar KKTC’nin ilanı çalışmalarını ateşlemişti. Ancak iç politikada yeni dengelerin etkisini de ne Türkmen, ne Batu ne de öteki konuşmacılar inkar edemedi.
Dönemin TKP Genel Başkanı İsmail Bozkurt, Kotak ve Ahmet Yusuf Atamsoy’un 13 Kasım 1983’te kendini evinde ziyaret edip, bir hafta içinde KKTC’nin ilan edileceğini söylediğini anımsattıktan sonra ekledi: “Bizim endişemiz, KKTC’nin ilanının bahane edilerek anayasanın geriye götürülmek isteneceğiydi. 14 Kasım günü İnal Batu ile iki kez görüştüm, bize 1975 Anayasası’nın özüne dokunulmayacağının güvencesini verdi. Ancak Batu’nun güvencesi ya da verdiği söz tutulmadı.”
Bozkurt’a göre 14 Kasım akşamı Denktaş’ın milletvekillerine verdiği yemek sonrası KKTC’ye olumlu oy verme konusunda karar üretirken zorlanmadıklarını da söyledi.
CTP cephesini ise o dönemde CTP Lefkoşa Milletvekili olan Mehmet Civa anlattı.
Civa’nın anlattıklarından CTP ile ilgili şu gerçekler açık bir şekilde anlaşıldı.
CTP, KKTC ilanının sorunlara çare getirmeyeceğine inanıyordu… 14 Kasım akşamki yemekte Denktaş, açıklayana kadar CTP’nin KKTC ilanından haberi yoktu… Yemek sonrası TC Elçiliği’ne gidilerek Elçi Batu’dan Türkiye’nin tavrı soruldu…
Ve Civa ekliyor: “14 Kasım akşamı yemekte Denktaş, KKTC ilanına karşı çıkanların Meclis’te yeri olamayacağını söyledi. Bu bizim değil, partinin geleceğine tehditti. Parti Meclisi bir oy fazlalıkla olumlu oy kullanmamıza karar verdi. Karara çelik bir disiplinle herkes uydu. Ancak zaman CTP’nin endişelerinde haklı olduğunu gösterdi.”
İnal Batu ve Ülter Türkmen, Türk Dış politikasını eleştirdiler.
İlerinin görülemediğini söylediler.
Batu’nun “ABD’nin KKTC’yi tanıyacağı beklentilerimiz vardı. Geçitkale’de ABD’ye verilecek üssün tanımayı hızlaştıracağını sandık. Yanıldık” sözleri dünkü yayının en çarpıcı seslendirmelerinden biriydi.
İsmet Kotak, Amerika’nın askeri kanadı kadar politikacılarından da yeşil ışıklar alındığına dikkat çekti.
Yapılan konuşmaları alt alta koyup toplayıp yorumladığınız zaman net bir şekilde ortaya çıkar ki KTFD’den KKTC’ye geçilerek yaratılan fırtınaya rağmen aradan geçen 18 yılda beklenen sonuçlara hiç yaklaşılamamıştır.
KTFD ismen olmayan bir federal devletin bir kanadı gibi olsa Kıbrıs Türkü’nün devletiydi ve anayasada cumhuriyet tanımlaması vardı.
Bir başka gerçek 10 konuşmacıdan hemen hemen kimsenin yakın geleceğe KKTC zemininde umutla bakamadığıydı.
Yine de umudu kesmeye gerek yok. Gecikmeli de olsa herkes eninde sonunda gerekli dersi mutlaka çıkaracaktır.” (17 Kasım 2001–KIBRIS)