Bağımsızlık günü bile ciddiye alınmayıp, değiştirilen Kıbrıs Cumhuriyeti…
1 Ekim, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günü.
1 Ekim’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğum günü tarihinin değiştirilmesini bilgi paylaşımı temelli sorgularım.
Okumayanlar okusun diye bilgi kısmına çok dokunmam.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni elinde tutan Rumlara göre öyle. Dünya da öyle kabul ediyor.
“İngiliz Sömürge’sine karşı Kıbrıs’ın Bağımsızlığını kazandığı tarih 16 Ağustos 1960. Sonradan Makarios’un iradesiyle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günü 1 Ekim oldu.”
Tırnak içindeki bu paylaşımı, hep duyduk…
Bilgi temelli gazeteciliğe değer verdiğim için, 1 Ekim tarihinin kökenini aramaya karar verdiğimde, internette arama yapmıştım..
‘1 Ekim, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günüdür’, yazıyor. O kadar…
Kim bilebilir?’ diye sormuştum kendi kendime… Ergün Olgun, aklıma gelen ilk isim olmuştu…
Bilgiye değer veren, uzun yıllar Rauf Denktaş’ın en yakınında bulunmuş, müzakere sürecinde uzun yıllar aktif olarak yer almış bir insanımız. Aradım. Neden aradığımı söylediğimde, ‘Şu an soruna yanıt veremeyeceğim. Araştırayım’ demişti.
‘Benim sormamda da, sizin bu söylediğinizde de yanıt var’ deyince, belki bilir diye beni Osman Ertuğ’a yönlendirmişti.
Osman Ertuğ’a ulaştığımda, kısa bir düşünmeden sonra şunları söylemişti. “Rahmetli Rauf Denktaş’tan dinlemiştim. 16 Ağustos, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık günü olarak kabul görüyordu. Ancak Makarios, 16 Ağustos’u Türk askerinin adaya ayak bastığı gün olması nedeniyle hazmedemediği için Ağustos sıcaklarını bahane ederek değiştirdi.”
***
Rum tarafında, 1 Ekim’le ilgili bilgi neydi?
Meclis Başkanlığı ve Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlığı döneminde Dimitris Hristofyas’ın üst düzey bürokrat olarak, yakın çalışma arkadaşlığını yapan Vasos Georgio’ya ulaştığımda, Vasos Georgiou, bir Kıbrıs kahkahası atıp, ‘Ben de tam olarak bilmem. Aklımda kalan, nedeni ciddi olmayan bir tarih değişikliği olduğu’ demişti.
Vasos Georgiou daha sonra arayıp… ‘Bazı bilgilere ulaştım’ deyip şunları eklemişti’: 11 Temmuz 1963’te Cumhurbaşkanı Makarios, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Küçük, yedi Kıbrıslı Rum ve üç Kıbrıslı Türk Bakanın oy birliğiyle aldığı kararla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık Günü 1 Ekim olarak değiştirildi. Gerekçe olarak Ağustos ayının sıcak oluşu ve özellikli yabancı büyükelçilerin ağustos ayında adada bulunmaması gösterilmiş. 1 Ekim, yabancı büyük elçilerin de törenlere katılabilmesi için değiştirilmiş.’
***
Bunun üzerine 12 Temmuz 1963 tarihli Kıbrıs Türk Gazetelerinin arşivlerine baktım.
AKIN Gazetesi 12 Temmuz 1963 Cuma günkü manşetinin üst başlığında, “Bağımsızlık törenleri, Hilton Oteli, trafik suçları, Baf Limanı v.s hakkında” yazıp manşetine, “Hükümetin dün aldığı kararlar” yazıp, alta da, “Bağımsızlık törenleri 1 Ekim’de yapılacak” yazdı.
Bakanlar Kurulu kararlarının birincisi aynen şöyle: “ 16 Ağustos yerine 1 Ekim tarihi, resmi tatil günü ve bağımsızlık törenlerinin yapılacağı tarih olarak tespit etmiştir.”
Böylesi önemli bir karar sıradan bakanlar kurulu kararları arasında algılanmış, yorum bile yapılmamış. Bir tarafta Makarios’un ince hesapları, öte yanda, bir bütün bizim taraf!!!
***
Gelelim KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN BAĞIMSIZLIK GÜNÜNÜN DEĞİŞİMİ DAHİL BENDE ÇAĞRIŞTIRDIKLARINA…
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar kurmadı.
Kendilerine teslim edilmiş olsa da, birlikte sahip çıkıp, yaşatma gibi bir niyet buluşması da olmadı.
16 Ağustos Bağımsızlık Günü’nün 1 Ekim olarak değiştirilmesi, insanın adını değil doğum tarihini değiştirmesi gibidir. Bence Rauf Denktaş’ın yaklaşımında gerçek payı var gibi. Makarios, 16 Ağustos’u Türk Askeri’nin adaya ayak bastığı, rahatsız olduğu Garanti Anlaşması’nın hayat bulduğu gün olarak algılayıp, bir kılıf uydurup değiştirmek istedi.
Dr. Küçük ve üç Türk Bakan Osman Örek, Fazıl Pülümer ve Niyazi Manyera, hatta bütünüyle Kıbrıs Türk tarafı, yanıtını tam olarak bulamadığım bir ya da birden fazla nedenle 16 Ağustos’un değişmesine onay verdi.
***
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu, özellikle Kıbrıslı Türkler arasında coşkuyla karşılanmadı. Coşku, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nın Mağusa’dan adaya ayak bastığı andan itibaren, kamplarına ulaşana kadar tüm yol boylarına Kıbrıslı Türklerin adeta dökülmesinde vardı.
Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, bağımsızlığı değil, hayatın her alanında Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların, bölünmüşlüğünü, koruyan bir anayasaydı. Bu anayasanın AB, tarafından kabul edilmesi AB’nin ayıbıdır.
Dünyaca bağımsız bir devlet, cumhuriyet olarak tanınan, başta BM ve AB’ye üye kabul edilen Kıbrıs Cumhuriyeti, sınırları içinde, Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağının, Yunan Bayrağı gölgesinde olması, tırnak içinde “Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin”, ulusal marşı olarak bunca yıldır Yunan Marşı’nı kullanması bağımsızlıktan uzaklığın, itirafıdır.