Bir Cumhurbaşkanlığı yazısı daha…
Geçtiğimiz perşembe günü “Konumuz Cumhurbaşkanlığı seçimi” başlıklı yazımı okurlarla paylaştım.
Çok hızlı bir şekilde Kıbrıs’ın içinden ve dışından tepki aldı, konuşma konusu oldu.
Yazım yayınlandığı sabah ilk tepkiyi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan mesaj yoluyla aldım.
Yazdıklarını buraya aktarmayacağım. Ancak şunu net olarak ifade edeyim, son derece olgun bir yaklaşım içindeydi…
Sonrasında telefonda da konuştuk. Önceki akşamda bir yemek masasında iki saati aşkın karşı karşıya oturduk.
Ersin Tatar’ı en az kırk senedir tanırım.
Kırk sene önce Show TV’de üst düzey yönetici olarak tanıdığım Ersin Tatar, neyse, kırk sene sonra KKTC Cumhurbaşkanı koltuğundaki Ersin Tatar da odur.
Hedefleri var mı? Var.
Hedefine ulaşmak için bütün yolları geçerli sayar mı? Bu soruya, yanıtım kolay kolay evet olamaz…
Zekidir, yalın çıkarlarını korumak ister. Ancak şeytanlık bilmez. Aklından geçenleri seslendirirken, bir süzgeci yoktur. Bu da bir anlamda samimiyettir.
Eleştirileri, kendini rahatsız eden içerikleri, soğukkanlılıkla karşılamayı beceremez. Ancak adım gibi eminim, öfkelenip, sansürsüz tepki koyduğu biriyle, çok kısa sürede kucaklaşabilir.
Ersin Tatar’ı tanıyan çok. Bu dediğimin altına imza atanlar da çok.
Ersin Tatar, adaya döndüğü zaman siyasete aktif olarak girmek istedi mi?
Evet istedi. Hatta adaya dönmeden, medya olanaklarını değerlendirerek, alt yapı hazırlığı da yaptı.
Spor dünyasında da iz bıraktı.
Gün geldi, Milletvekili seçildi. Bakan da oldu.
Gün geldi, Ersin Tatar, Maliye Bakanı olmasın diye UBP Maliye Bakanlığından vazgeçti.
Şartlar öyle gelişti ya da şans Ersin Tatar’ın yüzüne öyle bir güldü ki, bir buçuk yılın içinde UBP Genel Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı seçildi.
Ersin Tatar, 2020 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak istiyor muydu? Kesinlikle, HAYIR…
HP dörtlü koalisyonu bozup, Ersin Tatar’ın Başbakanlığında UBP – HP koalisyonu kurulurken, “Ersin Tatar Başbakan, Kudret Özersay, UBP – HP Ortak Cumhurbaşkanı adayı” yönünde bir uzlaşıyı Tatar’ın parti organlarına danışmadan kabul ettiği çok konuşuldu.
UBP ve HP bunu kabul etmese de böyle olduğu kanaati, aradan geçen beş yıla rağmen bazıları için geçerlidir.
Ersin Tatar’la bu konuyu 20 Eylül 2019’da Başbakanlıkta yüz yüze konuşmuştum.
Tatar’ın Cumhurbaşkanı olup da başarılı olmama halinde, siyasi hayatının riske girme endişesi vardı. Dahası Başbakanlık onun için öncelikliydi. Yürütmenin başı olmak istiyordu.
Ancak, UBP, hem kendi adayında hem de teamüllere uygun olarak Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı adayında ısrarlıydı.
20 Eylül 2019 Cuma günü Ersin Tatar’la görüşmemizin ardında, hafta sonu UBP’de nabız yoklaması yapıp, 23 Eylül 2019, Pazartesi günü, “UBP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar…” başlıklı yazım yayımlandı.
O yazımın şu bölümü, Tatar kanadının kaygıları ve yanıtını içeriyordu:
“Tatar’a yakın isimlerin değerlendirmelerinin özeti sayılacak şu görüşler de Tatar’ın cumhurbaşkanlığına adaylığının yeşil ışığını yansıtıyor: ‘Ersin Tatar, UBP Genel Başkanı’dır. Genel Başkan olarak ilk seçim deneyimini Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşayacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınacak sonuç Tatar’ın, siyasi geleceği açısından önemli.
UBP adayı düşük oy alır ve yarıştan ilk turda koparsa fatura Tatar’a kesilir. Tatar, aday olursa UBP’nin çekirdek oylarıyla birlikte en yüksek oyu alır. Sonuç ne olursa olsun genel başkan olarak adaylıktan kaçmadığını da gösterir. Kaybederse de sorun olmaz. Derviş Eroğlu, kaç kez seçim kaybettikten sonra Cumhurbaşkanı seçildi.’
Peki şimdi durum ne?
2020’de Ersin Tatar, geriden başladığı bir yarışı kazandı. UBP’nin beş yıl önce de hazır Cumhurbaşkanı adayı, yoktu şimdi de Tatar’a alternatif bir ismi hazır değil.
Ünal Üstel, istekli mi? Görünen o ki değil. Ancak Ünal Üstel ve UBP için sorun, Tatar’ın yeniden aday olup da seçilmemesi durumunda faturanın kendilerine kesileceği ve sonucun yerel ve genel seçimleri etkileyeceği.
Üstel ve UBP için acil olan Cumhurbaşkanı adayının netleşmesi ve çizmelerin giyilmesidir. Aday nasıl netleşecek, ayrı konu…