Buse Savaşkan’ı ayakta alkışlayalım…
Dün, on biri çeyrek geçe ekran karşısına geçtim.
Paris Olimpiyat Oyunlarında, Bayanlar Yüksek Atlama, eleme yarışları vardı. Kendimi bildim bileli, olimpiyatları önce basından ve canlı yayınların başlamasıyla ekrandan yüksek bir ilgiyle takip ettim.
Hep aklımdan geçti… Bir gün olimpiyatlarda bir Kıbrıslı Türk atlet izleyecek miyiz?
Doğruya doğru hep güzel ama gerçekleşmesi zor bir hayal olarak kabullendim.
Dün Buse Savaşkan’ı ekrandan izlerken, “Zor gerçekleşir” diye düşündüğüm hayalimin gerçek olduğunu gördüm ve tanımı gerçekten zor büyük bir mutluluk duydum.
Keşke, Buse’nin buraya gelene kadar ki yolculuğunda KKTC spor yönetiminin, konuşmayı hak edecek kadar payı olsaydı.
***
Spora farklı bir tutkum var.
Tutkumla birlikte, en temel insan haklarına ve sporun evrensel değerlerine aykırı olarak sporda yaşadığımız, spor ambargosuna da, çok büyük tepki ve öfkem var.
Spor ambargosu, dünyaya mağduriyetimizi en kolay anlatıp, karşı mücadele verebileceğimiz ambargodur.
Gel görün, bunca yıldır, ciddi anlamda en küçük karşı mücadele verilmedi.
Mücadele verilmedi, çünkü genelde spora, özelde spor ambargosuna karşı mücadele verilmedi, verilmiyor.
***
Takım oyunlarında uluslararası düzeyde başarı konusunda iddia seslendirmem. Ancak yetenekli sporcularımızın, erken yaşta belirlenip, özel ilgiyle gelişimi sağlanırsa olimpiyatlarda yarışabilecek sporcular yetiştirilebilir.
Buse Savaşkan’ın yeteneği vardı.
Yeteneğini, gösterdi.
Buse Savaşkan’ın yeteneğini, performansını göre Türkiye’den Enka Spor Buse Savaşkan’ın kendileri adına yarışmasını sağlarken, O’na profesyonel olanak sundu.
Olimpiyat Barajını geçti.
Türkiye adına Olimpiyatlarda yarışma hakkı elde etti.
“Buse, kimin adına yarışıyor?” sorusunun zerre kadar önemi yoktur.
Canlı yayın ve devamındaki haberlerde Buse Savaşkan’ın Kıbrıslı Türk olduğu vurgulandı.
Mevcut durumda, spor ambargosu devam ettiği sürece, sporun her alanında sporcularımızın, Türkiye adına yarışmalara katılma olanağı bulmasında hiçbir sakınca görmem.
***
Kıbrıs Futbol Birliği KOP’un kurucuları arasında Kıbrıs Türk kulüpleri vardı. Türk Futbol takımlarının, KOP çatısı altında mücadele imkanı Rumlar tarafından, fiilen sonlandırıldı. KOP’un FİFA ve UEFA üyeliği devam ederek, Kıbrıs Rum Liginde şampiyon olan takımlar, 1975 yılına kadar Yunan liginde oynamaya gidiyordu.
Kıbrıs Amatör Atletizm Federasyonu 1983 yılına kadar Yunanistan Amatör Atletizm Federasyonu’nun Kıbrıs’taki bölge ajanlığı, şubesiydi. 1983 yılında Yunan Amatör Atletizm Federasyonu’ndan ayrılıp, Kıbrıs Amatör Atletizm Federasyonu’nu kurdular.
Kıbrıs Türk Atletizm Federasyonu’nun 1971 yılında kuruluşundan 12 yıl sonra.
***
Bunca dağınıklık ve politikasızlık içinde Buse Savaşkan’ın Paris Olimpiyatlarında, yarışıp 1.83, 1.88 ve 1.92 yükseklikleri aşarak finale kaldı.
Buse Savaşkan, dün başarılı olamayıp, finale kalmasaydı, bu yazıyı yine yazar mıydım?
Kesinlikle yazardım.
Olimpiyat Barajını, aşıp, olimpiyatları katılması, bir tarihti zaten. Finallere kalması, olimpiyatlara katılmasını taçlandırdı. Olimpiyatlara katılmak ilk hedefiydi. Devamındaki hedefi ise finallere kalmaktı. Bunu başardığı için ayakta saatlerce, canı gönülden alkışı hak ediyor.
***
Pazar günü yapılacak Yüksek Atlama finallerinde ilginç bir durum yaşanacak…
Güney Kıbrıs adına 2019 yılında, babasının altın pasaport almasıyla Kıbrıs vatandaşı olan 22 yaşındaki Rus, Elena Kulichenko yarışacak. Kulichenko da dünkü elemelerde 1.92’yi atlayıp finallere kaldı.
Kıbrıs doğumlu Buse Savaşkan, Türkiye adına yarışırken, beş yıllık Kıbrıs vatandaşı olan Rus Elena Kulichenko da Güney Kıbrıs adına yarışacak.
Biz Türkiye adına yarışan Kıbrıslı Türk Buse Savaşkan’ın başarısıyla gurur duyarken, Rumlar, -Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmadan iki yıl önce- , 2017’de 18 yaş altı Rusya Yüksek atlama şampiyonu ve aynı yıl Avrupa Gençler Şampiyonasında, Rusya adına yarışıp ikinci olarak gümüş madalya alan Kulichenko ile gurur duyup, Kıbrıs adına tarih yazdığını ifade ediyorlar.
Bu konuda fazla söze gerek yok.