Hasan Hastürer

De Soto, olumlu yanıt için dua ettiğini söylemişti…

Eylül 2001’in ilk haftasında Kıbrıs sorunuyla alakalı asla unutmayacağım günler yaşadım..

Dün zaman tünelinde yolculuk yapıp, 6 Eylül 2001 Perşembe günü KIBRIS Gazetesi’nde yayımlanan, “De Soto’nun korktuğu başına geldi!” başlıklı yazımı sizlerle paylaşmıştım.

O tarih 2004’te referanduma sunulan Annan Planı’yla bağlantılı önemli bir gündü.

Dönemin Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs sorununun çözümde, tarihi bir çaba içine girmeye karar verip harekete geçmişti.

***

Neyse 24 yıl önceye gidelim. Eylül ayının ilk günleriydi, öğle saatlerinde telefonum çaldı.

Birleşmiş Milletler’in ara bölgedeki ofisinden arıyorlardı.

Yanılmıyorsam 3 Eylül Pazartesi günü için, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Kıbrıs Özel Danışmanı, Alvaro De Soto’nun görüşme davetini iletiler.

Kabul ettim tabii. Görüşme yeri, Mehmet Akif Caddesi’ndeki İngiliz Yüksek Komiserliği’nin, British Council olarak bilinen tarihi binasıydı.

Davete tek başıma katılmam için de nazik bir uyarı almıştım. Saat 10.00’da görüşmeye gittim.

***

Alvaro De Soto, beni oldukça samimi olarak karşılamıştı. Odada Alvaro De Soto, ben ve BM Sözcüsü Brian Kely vardı.

Görüşmenin off the record, kayıt altına alınmadan, yazılmamak üzere gerçekleşeceğini belirtildikten sonra De Soto, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununun çözümü için ciddi bir çalışma içinde olduğunu ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides’i New York’a davet etmek için kendisini adaya gönderdiğini söyledi.

Bir planın hazırlanıp, referanduma sunulmasının hedeflendiğini de ifade etti.

***

2004 Nisanı’ndaki referanduma giden sürecin başlangıç günleriydi.
De Soto, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın yaptığı çalışmaları ve hazırlanacak plandaki hassas noktaları anlatmıştı.

                                                                    ***
… Ve o gün 28 Ağustos 2001’de Avusturya’nın Salzburg kentinde Rauf Denktaş ile BM Genel Sekreteri Kofi Annan arasında yapılan görüşmeyle ilgili de bilgi verdi.
Anımsıyorum, Denktaş 28 Ağustos görüşmesi öncesi öfkeliydi.
Denktaş’ın öfkesi görüşmelerin başlayacağı yönündeki haberlerdi.
O günlerde bir kabulde yaptığı konuşmada, “Eylül ayında mutlaka görüşmelerin başlayacağına” yönelik basında yer alan haberlere kızgın olduğunu belirtip, bilgileri olmadan, “görüşmeler başlayacak” diye ortaya haberler atıldığını, görüşmelerin ne zaman, nerede ve ne şekilde başlayacağını BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüşmeye gideceğini söylüyor ve şunları ekliyordu:
   “Bize söylenmiyor. Peki biz ya varız ya yokuz. Varsak statümüzle, haklarımızla, bu halkın verdiği mücadeleye denk bir onurla varız. Bu onurumuzu çiğnetmeyiz. Bunları söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Bizim haberimiz olmadan, 5 Eylül’de, 9 Eylül’de, 13 Eylül’de, 17 Eylül’de görüşme diye mütemadiyen ortaya bir şeyler atılıyor. Dur bakalım, hangi görüşme başlayacak, ne zaman başlayacak, nerede başlayacak, niçin başlayacak? Bunları ben genel sekreterle görüşmeye gidiyorum. Onunla görüştükten sonra bunun kararı verilecek ve orada ben karar verecek değilim. Gelip hükümetle karar vereceğim, gerekirse Türkiye’yle karar vereceğim. Ama sanki (biz yürüyelim de onlar gelir arkadan) intibası verilmiştir, yine görecekler ki gelmeyeceğiz.”
***
   Denktaş böyle öfke saçarken 23 Ağustos 2001’de dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Faruk Loğoğlu başkanlığında altı kişilik bir heyetle KKTC’ye gelmişti.

***
İşte böyle bir ortamda De Soto ile uzun bir görüşmede çok detay öğrenmiştim..
   Salzburg’da BM Genel Sekreteri Annan’ın, Rauf Denktaş’a, “Görüşmeler sonucunda hazırlanacak planda ‘asla kabul etmeyiz’ dediklerinize uyulacaktır” deyip, tüm Rum göçmenlerin evlerine dönmeyeceğinin, tüm Türk askerinin adadan ayrılmayacağını, Türkiye’den gelen göçmenlerin geri gönderilmeyeceğinin güvencesini verdiğini öğrenmiştim, mesela.
   Anlaşmanın AB tarafından birincil hukuk işlemi görmesini de yine Annan halletme sözü verdiğini ve Denktaş görüşmesi sonrası Brüksel’e uçup bu yönde güvence aldığını da.
***
De Soto, Rauf Denktaş ve Glafkos Klerides’e BM Genel Sekreteri’nin New York’a davetini iletmişti.
De Soto, Rum Cumhurbaşkanı Klerides’in New York’a gideceğinden emindi.
Rauf Denktaş, sizce New York’a gitmeyi kabul etmeyecek mi?” diye sorduğumda da iki avucunu birleştirip, ellerinin parmak uçlarını, burun hizasına getirip, olumlu yanıt için dua ettiğini söylemişti.

***
De Soto, taraflara daveti iletip 5 Eylül 2001 Çarşamba günü Ledra Palas’ta basın toplantısı düzenledi.
O gün, önce De Soto’ya dinledik. 12 Eylül 2001’de iki liderin BM Genel Sekreteri tarafından New York’a davet ettiğini açıkladı.
De Soto’nun basın toplantısının hemen sonrasında Rauf Denktaş’ın basın toplantısı vardı.
Ledra Palas’tan adeta koşarak KKTC Başkanlık Sarayı’na ulaştık…

***
   Rauf Denktaş, masasında oturuyordu…
   Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Ergün Olgun, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Ertuğ, danışmanları Mümtaz Soysal, Taner Etkin ve dışişleri görevlisi Şakir Alemdar odada bulunuyordu. Denktaş, basın toplantısı öncesi, De Soto’nun yaklaşık yarım saatlik basın toplantısının kayıt bandını dinleyip ekibiyle değerlendirmişti.
Rauf Denktaş, 16 punto ile yazılmış basın açıklaması metnini okuyup sonunda New York’a gitmeyeceğini açıklamıştı.

***
   Rauf Denktaş’ın söyledikleri içinde De Soto’nun aktardıklarıyla çelişkili bilgiler vardı.
Basın toplantısı bitti… Tüm gazeteciler odadan ayrıldı… Rauf Denktaş’ın yanına yaklaşıp uygun bir dille, söz olarak, “Söyledikleriniz içinde gerçeği yansıtmayanlar var” dedim.
“Ne demek istiyorsun?” deyince, “Salzburg’da Annan’ın size verdiği güvenceleri biliyorum” dedim.
“Nereden biliyorsun?” diye sorunca da De Soto ile yaptığımız görüşme, hem içerik hem de gerçekleşme bakımından kayıt dışı olmasına rağmen, “De Soto” söyledi, demeyi tercih ettim.

   Hiçbir ekleme yapmadı. Ben de odadan çıktım.
Süreç içinde de De Soto’nun söylediklerinin doğru olduğu ortaya çıktı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu