Hasan Hastürer

Ercan’ı sahipleniyor muyuz?

GAZİANTEP- Son iki ay içinde dokuz değişik havaalanından uçtum.

   Larnaka, Atina, Brüksel, Ercan, Abudabi, Dubai, Gaziantep, Adıyaman, Ankara Esenboğa…

   Bu süre içinde Ercan’dan üç kez uçtum.

   Gaziantep’e de kısa süre içinde ikinci uçuşumu Perşembe günü yaptım.

***

‘Havaalanları bir ülkenin vitrinidir’ denilebilir.

   Havaalanlarının yolcu akışı, ya da yolculara yönelik hizmet anlayışı çok önemlidir.

   Havaalanlarında toplam kalite için her türlü hizmetin, kaliteli olması gerekir.

   Yolcu karşılama ve uğurlama koşulları önemli mi? Önemli.

   Bilet, bagaj, pasaport işlemleri de elbette önemli.

Dünyanın her yerinde yolcular, muhaceret işlemlerinde kategorize edilmiştir. Kendi vatandaşı ayrı bir kuyruktan işlem yaptırır. Yolcu azdır diye, yolcu kaydırmasıyla, kendi vatandaşı bekletilmez.

Havaalanlarında hizmet bedellerinin rahatsız edici olmaması da bir başka dikkat edilmesi gereken noktadır.

Bagajların hızlı bir şekilde yolcuya ulaştırılması da sağlanmalıdır. Bir saat uçak yolculuğundan sonra, bagaj için bir saate yakın beklenilmemeli. Örnekleri daha da çoğaltabilirim.

***

   Abudabi’ye uçarken ve dönüşte en çok ne dikkatimi çekmişti, bilir misiniz?

   Tuvaletlerde, sıvı sabunların, marketlerde satılan plastik şişelerde olması. Özel özen gösterilmeyen mekanlardaki plastik şişeler… Bir elinizde basıp öteki elinize sabun akıttığınız…

Bir gün size 40 küsur seneye giderek, havaalanları dahil, tuvalet gözlemlerimi, biriktirdiğim anıları yazmak isterim.

Neyse konuyu başka yöne kaydırmadan Ercan’ın tuvaletlerine dönelim.

Doğruya doğru, plastik şişelerdeki sıvı sabunları kabullenemedim.

Farklı ortamlarda çektiğim fotoğrafları da gösterdim.

İkinci uçuşumda Ercan Havaalanı yetkilileriyle sıcak, samimi bir iletişim kurma imkanım oldu.

‘Hah, tam adresini buldum’ deyip, hem gözlemlerimi eleştirel olarak aktardım hem de fotoğrafları gösterdim.

Duyduklarım karşısında hayretler içinde kaldım.

   Tuvaletlerde el yıkama yerlerinde, çeşmelerin yanında, sıvı sabun deposu altta olan, bastırıldığı zaman ele sabun gelen metal mekanizmalar konulmuş.

   Peki, konulmuş da ne olmuş?

   Birileri çalmış.

   İncelemişler, çalmak için alet getirmesi gerektiğine kanaat getirmişler. Belli ki, birileri, organize bir şekilde, bu zararı vermiş ya hırsızlığı yapmış. Hem de uzun süre.

   Özel hayatın mahremiyetine saygıyla gözlemeye almışlar. Düzeltmişler. Bekliyorlar bakalım ne olacak?

***

   Ercan Havaalanı’nda ‘operasyon’ sadece sabunluklara yapılmamış.

   Bir yıl içinde onlarca kapı kırılmış.

   Kırılan kapıları da inceledikleri zaman sıradan bir kol gücüyle kırılamayacağı gayet açık anlaşılmış.

***

   Üç… Tuvaletlerdeki tuvalet kağıtları, kağıt el peçeteleri, tuvaletlerin içine atılıp, tuvaletler tıkanmış…

***

Havaalanındaki farklı kaynaklardan bu bilgilerin doğruluğunu onaylattım. Ve düşündüm…

Konu ortada…

Birileri, KKTC’nin giriş ve çıkışlardaki vitrini Ercan’da kötü niyetli operasyonlar yaptı.

Konuyu anlattığım pek çok kişi, ‘Bu konuyu kim yazacak diye bekliyorduk’ dedi.

***

Ercan’ın ihale süreci, sonrasında başta elektrik konusunda yaşananlar ayrı bir başlık altında yerinde duruyor. O konular farklı…

   Ancak, Ercan’daki tuvaletlere verilen zararlarla, Ercan’ın üzerinde Kuzey Kıbrıs’ın hatta Kıbrıs Türk halkının imajına zarar veriliyor.

   Bu bir başka adıyla PROVOKAYSONDUR.

   Vamık Volkan hocamız her fırsatta vurgu yapar. SAHİPLENMEYEN, KİRLETİR, KİRLİ OLAN SAHİPLENİLMEZ.

   Birileri Ercan’ın sahiplenilmesini istemiyor.

   Ercan’ı sahipleniyor muyuz?

   Ercan’ı tüm tartışılan yanlarına rağmen sahiplenmeliyiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu