Hade bugün de futbol yazayım…

Yıllar evvel Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği Başkanlığı yaptığım yıllarda sporda içe kapanmışlığa, yani ambargolara karşı çalışma yapabileceğimizi söyleyip eklemiştik: “İster KKTC’nin devamı isterse olası çözüm modeline uygun çare üretip çıkış yolu bulmak mümkündür. Siz bize hangisi üzerine çalışma yapmamızı istediğinizi söyleyin.”
Rauf Denktaş, bu isteğimize yanıt vermemişti, ya da yanıt vermek istememişti…
***
Ambargo konusunu bir yana bırakın, 1974 önemli bir kilometre taşıysa o günden bugüne Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir dönemde SPOR POLİTİKASI OLMAMIŞTIR. Oldu ya da vardır diyenlere HODRİ MEYDAN derim.
Bu politikasızlık saptamam yeni değil.
Sene 1985… Spor yapılanmamızın en yetkili birkaç isminden birine sordum.
“SPOR POLİTİKAMIZ NEDİR?” Aldığım yanıt kelimesi, kelimesine aynen şu olmuştu: “SPORA POLİTİKA KARIŞTIRMAMAK GEREK”. Bu yanıtla çok açık olarak anlamıştım ki bana yanıt veren yetkili sporun politikası olması gerektiğinden bile haberdar değildi. Haberdar olmadığı için de politikasızlığın yarattığı çok yönlü boşluğu bilmesi olası değildi.
***
Konumuz futbol… Kıbrıs adasında futbolun federasyona sahip olmasının tarihi 1934.
Kıbrıs Futbol Birliği (KOP) 1934 yılında kuruldu… KOP’un kurucuları arasında Kıbrıs Türk takımları da var.
KOP 1948’de FİFA’ya, 1962’de de UEFA’ya üye oldu.
KOP’un bünyesinde 1955 yılına kadar başta Çetinkaya olmak üzere Kıbrıs Türk kulüpleri üye olarak yer almış… O dönemde Çetinkaya şampiyonluk başarıları da elde etmiştir.
İlginç bulunacak bir bilgi paylaşımı yapmak istiyorum.
1948 – 1953 yılları arasında Kıbrıs adasında iki futbol federasyonu vardı. Bir Kıbrıs Futbol Birliği KOP öteki ise Kıbrıs Profesyonel Futbol Birliği… Bu birliğin ya da federasyonun kısa İngilizce adı CPFA, Rumca kısaltması ise KEPO’ydu..
1948’de Rum toplumu içerisinde faşist düşünceleri oldukça etkindi. OMONİA, ALKİ ve NEA SALKAMİNA gibi sol eğilimli takımlar KOP’a alınmadığı için solcu kulüpler KEPO’yu kurup KEPO çatısı altında lig maçları düzenlemişlerdi. KEPO’da beş yıl üst üste OMONİA şampiyon olmuştu. OMONİA o şampiyonluklarının KOP kayıtlarında yer almamasından şikayetçi oldu yıllarca.
***
1955’te EOKA resmen faaliyete geçince fanatik unsurlar Kıbrıslı Türklerle aynı futbol liginde oynamak istemediler. Çetinkaya’nın Pezoporikos’la oynayacağı maç günü şimdi Güney Lefkoşa’da olan GSB Stadının kapıları kapatıldı. Yine dikkatinizi çekerim, Çetinkaya, Kıbrıslı Türklerin milli takımı gibiydi ama Türklerin ağırlıklı yaşadığı Türk semtinde maçlarını oynayacağı stadı boş verin, sahası yoktu.
***
Futbolda KOP’tan uzaklaşmamız Kıbrıs Cumhuriyeti’nden uzaklaşmamıza benzer.
Rumlar bizi istemedi, biz de uluslararası üyeliği olan bir federasyondan haklarımızı unutarak ayrıldık.
FİFA’ya başvurup, “Rumlar, futbola siyaset karıştırıp, Kıbrıslı Türk takımlarını dışlamak istiyor. Buna itirazımız var” demedik. Hızlı bir şekilde, 29 Ekim 1955’te Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu kuruldu…
Rumlar, KOP’la Avrupa ve dünya çapında futbol oynarken biz mahallemizde kalakaldık.
***
Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrılıp mahallemize dönmemizden Rumlar memnun kaldığı gibi futbolda, kendi ayrı federasyonumuzu kurmamızdan da şikayetçi olmadılar… Özel maçlar 1963 öncesi ve sonrasında yapıldı…
Çetinkaya, Dinamo Bükreş’i özel maçta mağlup etti. Yıllar sonra Dinamo Bükreş, Çetinkaya ile özel maçın rövanşını yine oynadı…
***
Yine 1963 sonrası her 23 Nisan’da Türkiye Genç Milli, her 29 Ekim’de Türkiye Ümit Milli takımları Kıbrıs’a gelip Karma adı verilen Kıbrıs Türk takımlarıyla maçlar yapmıştır.
Hem de Rumların kontrolündeki Lefkoşa Uluslararası Havaalanından gelip, giderek.
***
Kıbrıs’ın futbol tarihini yazacak değilim. Ancak bir küçük not daha… Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) FİFA ve UEFA’ya üye olmasına rağmen Yunanistan Futbol Federasyonu ve Yunan Ligiyle özel bir bağa sahipti. Varılan bir anlaşmayla Kıbrıs Lig Şampiyonu, ertesi sezon Yunanistan’ın en üst liginde oynardı… 1973 yılında APOEL, Yunan Liginde küme düşmeme başarısı elde eden ilk Kıbrıs takımı olmuştu.
O uygulamaya 1974’te son verildi.
***
Futbolda içe kapalılıktan kurtulamadık. Uluslararası, düzeyi düşük temaslarla kendimizi kandırmaya devam ediyoruz… En popüler spor dalı olan futbolda toplam kalite yerlerde sürünüyor.