Hasan Hastürer

Hade gelin, Premier Lig’le, Süper Lig’i mukayese edin…

Pazar günü öğleden sonradan başlayarak, ikisi Türkiye Süper, ikisi de İngiltere Premier Liginden olmak üzere dört karşılaşma izledim.

Saatleri örtüşenleri, kendime göre dönüşüme koyarak takip ettim.

***

   Futbol dünyanın en popüler spor oyunudur.

   Pek çok nedeni var bu popülerliğin, ancak, kurallarının en basit ve çok kolay anlaşılır olması bu ilgi fazlalığının belki de ilk sıradaki nedenidir.

   Ekonomisinin, çok yönlü finansal büyüklüğü bakımından da futbol ilk sıradadır. Futbol kulüplerinin taraftarları var olmasına var da, futbol endüstrisinin önde olduğu ülkelerde dıştan yatırım yapıp kulübün sahibi olanlar var.

   Futbol yayın hakları ayrı önemli bir diğer başlık.

   Bir futbol liginin itibar nedenlerinden biri de kaç ülkede naklen, canlı olarak izlenmesidir.

***

İngiltere Premier Lig’i 212 bölgede 643 milyon eve yayınlanan ve potansiyel TV izleyici sayısı 4,7 milyar olan dünyanın en çok izlenen, futboldan öte, spor ligidir.

   Premier Lig’in 2025- 2029, 5 yıllık yayın hakkı, 6 milyar 700 milyon sterlindir. Bunun dolar karşılığı 8 milyar 311 milyon.

   Dolar karşılığını neden yazdım?

   Türkiye Süper Ligi yayın hakkı dolar olarak belirlendiği için.

   Türkiye Süper Ligi’nin yıllık yayın hakkı ne kadar?

   KDV dahil 218 milyon 400 bin dolar. Beş yıllık yayın hakkı, 1 milyar 92 milyon dolar.

   Premier Lig’in bir yıllık yayın hakkı, Türkiye’nin beş yıllık yayın hakkından yaklaşık 500 milyon dolar fazla.

Hade gelin, Premier Lig’le, Süper Lig’i mukayese edin.

***

Geçen yıl KTSYD’nin İstanbul’da düzenlediği seminerde yayın hakları da konu edildiği zaman, Şansal Büyüka, “Katarlılar, 500 milyon doları verip yayın hakkını aldıktan çok kısa süre sonra acı gerçekle yüzleştiler. Futbol yayınlarını, on kişiden, ikisi para verip, izlerken sekizi yasal olmayan yollardan izliyor. Düşünebilir misiniz, iş yerinin vitrininde, şifre kırılır diye yazı var.

   Bir diğer konu, üye olarak futbol yayını izleyenlerin yüzde 75’i Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarı. Bu iki takımın taraftarı da başarıya göre üyeliğini sürdürüyor’ demiş, arkasından da Erman Toroğlu, şöyle bir ekleme yapmıştı, “Üç büyük kulübün bütçesinde yayın hakkından elde ettikleri gelir yüzde onlardayken, özellikle Anadolu kulüplerinin bütçelerinin yüzde doksanı yayın geliri kaynaklıdır. Yayın ihalesi seksen- yüz milyon dolara bağlanırsa, kulüplerin çoğu kapıyı kapatır.”

***

Medya istediği kadar şişirmeye çalışsın, futbolun kalitesi ve uluslararası düzeyi, öncelikle o ülkedeki futbolun toplam bütçesiyle alakalıdır.

KKTC futbolunun çok çok önünde izlediğimiz Türk futbolunun, perdenin gerisindeki gerçeği budur.

   Türkiye’de futbola duyulan ilgi, dünya sıralamasında, yanılmıyorsam üçüncü sıradadır. Bu ortalama Avrupa’da futbolda öne çıkmış, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda’dan, Atlas Okyanusu ötesindeki Brezilya’dan fazladır.

   Futbolun toplam kalitesi, olumlu yanların bütünüdür.

   Özellikle hafta sonları Türkiye televizyonlarının spor programlarında futbol programları yapılır.   Futbol programlarının çoğu, programa katılanların showu, gösterisidir.

   Programlara rejiden, ‘kavga edin’ uyarısı geliyor. Neden? İzleyici, ekranda kavgadan zevk alıyormuş.

***

Yazıyı buraya kadar okuduğunuzda, aklınızdan, ‘Peki bizdeki durum ne?’ sorusu mutlaka geçmiştir.

‘Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim…’

   Kıbrıs Türk futbolunda durum, ülkenin halinden çok daha vahimdir.

   Aradan çok zaman geçmeden, KKTC futbolunu ve kulüplerin içine düşürüldüğü açmazı yazacağım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu